content
09 Haz

Kıyamet’e, Çatlak’a, Çatlaklar’a Dair…

Kıyamet'e, Çatlak'a, Çatlaklar'a ve Kıyamet Çatlakları'na Dair…

Felaket tellalları her zaman revaçtadır. İnsanları yöneten yönlendiren dürtülerden en önde gelenlerinden biri belki de birincisi korku, sonrasında nefret, öfke, düşmanlık…Bir yanda “bir”lik üzerine konuşmalar, bir yanda her şeyi düalite ekseninde görme arayışı… zıt kuvvetler ying yang, siyah beyaz, iyi kötü…

Anladığım kadarı ile ( bu konuda çok da iddialı değilim) karar ve seçim anları çıkıyor karşımıza… sürekli olanlardan bahsetmiyorum neticede her anımız bir şeyleri seçme-seçmeme üzerine kurulu. Bir de daha büyük seçimler var. Minik minik seçimlerin bir araya geldiği, belki bir sürü seçimin üst üste bindiği seçimler, karar anları… küçük seçimlerden sonucundan memnun olmasak da “küstüm, oynamıyorum” diyerek cayma, mızıkçılık etme şansımız olduğu halde büyük seçimlerde oyunbozanlık etmek pek mümkün değil.

Köprüden önce son çıkış olarak kadim dinlerin duyurduğu “ahir zaman”, kıyamet öncesi zamanlardan bahsetmeyeceğim merak etmeyin. İstenirse o zamanlar niyetine de okunabilir; bence sakıncası yok.

Ortada bir bıçak sırtı durum vardır. Siyah beyaz ikilemi vardır kıyamet söylemlerinde. Biz ve onlar vardır; “ ya benimsin ya da toprağın” bile hafif kalır söylem olarak o zamanlarda.

Kıyamet bir durumdur, son noktadır. Asıl olan ise onun az öncesi… önce çatlak görünür… toplumsal hayatın her noktasında fay hatları harekete geçer. Kelimenin tam ve tüm anlamları ile… kıyamet öncesi “çatlak” ve “çatlakların” zamanıdır, yani felaket tellallarının. Gözlerini muhtemelen kan bürümüştür, muhtemelen çünkü güneş gözlükleri olmadan çıkamazlar ortalığa… sadece ama sadece birilerini ki kim oldukları zerre miktarı önemli değildir sürekli suçlarlar aşağılarlar hakaret ederler. Kendileri “seçkin”dir seçilmiştir; lakin kim neye göre neden seçmiştir bilinmez. Kerameti kendinden menkul seçilmişlikleri de vardır; atadan babadan kalma seçilmişlikleri de…

Güneş gözlüklerinden tanırsınız onları… hayata güneş gözlüklerinin arkasından bakarlar… renk renk çeşit çeşittir güneş gözlükleri… arkasına saklanırlar ve saldırırlar oradan gözlüklerine neyi kimi kestirirlerse… bir yanları o kadar çocuk ve çocuksu, çocukça kalmıştır ki bazılarının; gözlerini göstermezlerse, görünmez olacaklarından, görünmeden sinsice birilerini bir şeyleri taşlayabileceklerinden emindirler… dünyayı görüş ve algılamaları ise renk renk ve çeşit çeşittir tıpkı gözlükleri gibi… ( evet, bazen… gözlük o kadar yapışır ki burunlarının üzerine kulaklarının arkasına… gözlerinin olduğunu unuturlar… güneş gözlükleri olmadan göremezler…)

Çatlağın, çatlaklığın üç halinden bahsedebiliriz: Birinci durumda Çatlak; tek başına bir bireydir, kişidir, aynı zamanda olgusal bir durumdur. İkisi birbirinden ayrılamaz, bütünleşmiştir. Kendi başına olduğu zamanlarda “cürmü kadar” zarar verir çevresine; dikkat edilmeli ilk fırsatta boya badana alçı çimento ile kapatılmalı “tedavi edilmeli”dir. İkinci durum: Çatlak’ın sosyalleşmeye başlaması…çoğalması…deprem, heyelan etkisi yapar… maya vazifesi görür, tek başına çok zararlı değil gibi görünürken; belli bir sayının üzerinde bir araya geldiklerinde hızla çoğalırlar, boruları borazanları sürekli ötmeye başlar… Üçüncü durum ise çoğalan Çatlak’ın “ Kıyamet Çatlakları”na dönüşmesidir…

Kıyamet Çatlakları’nın artık tek hedefi vardır… kıyameti koparmak…

Asıl çatlak’ın içlerinde olduğunu, asıl kıyametin içlerinde koptuğunu bilmeden… sadece ama sadece… saldırırlar… saldırırlar… saldırırlar…

Çatlak’ı, Çatlaklar’ı, Kıyamet Çatlakları’nı nasıl mı tanırsınız? Sözlerinden ve (üzgünüm kafiyeli olamayacak…) Güneş gözlüklerinden… çeşit çeşit renk renk güneş gözlüklerinden… arkasına saklanırlar ve saldırırlar oradan gözlüklerine neyi kimi kestirirlerse… bir yanları o kadar çocuk ve çocuksu, çocukça kalmıştır ki bazılarının; gözlerini göstermezlerse, görünmez olacaklarından, görünmeden sinsice birilerini bir şeyleri taşlayabileceklerinden emindirler… dünyayı görüş ve algılamaları ise renk renk ve çeşit çeşittir tıpkı gözlükleri gibi… bazen… gözlük o kadar yapışır ki burunlarının üzerine kulaklarının arkasına… 

 

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank