Kitle İletişimi ve Güruh İletişimi!
Kitle iletişimi ifadesi kulağımıza alışık geldiğinden, “güruh iletişimi” ifadesini yadırgıyoruz.
Kitle değince, verileri sorgulayıp, zihninde tartışan bir toplumdan bahsediyoruzdur.
Güruh deyince, aklımıza; eğitimsiz, kafası boş kalabalıklar gelir.
Oysa egemen sınıfların “kitle iletişiminden anladığı” şey, malların ve fikirlerin satılması ve aktarılmasıdır.
Ya maddi bir ürün satarlar, ev ve araba gibi, ya da kendilerinin iktidarını güvence altına alan fikir ve düşünceler satarlar.
Güruh iletişiminde; egemen sınıfların kurumlarında üretilen, semboller ve simgelerin aktarılmasıdır, yapılan iş…
Satacakları malları için hedef kitleleri vardır. Yani hedef güruhları vardır.
Kitle, ne kadar güruha yaklaşırsa, egemen sınıfların fikir ve düşüncelerinin satımı ve aktarımı, o kadar kolaylaşır.
Onun için bilimsellikten, sanattan ve sorgulamadan hoşlanmazlar.
Kültürün medyalaştığı bir ortamda, kitle iletişimi yoktur.
Birilerinin kitlelere tek yönlü aktarımı vardır.
Bu türlü, tek yanlı aktarım yapabildiğiniz kitleye, kitle demek doğru değildir.
Sürekli tarikatçı ve iktidar yanlısı yayın yapan kanallara kitle iletişim kanalı demek doğru olamaz.
O zaman kendimizin de, içinde olduğu topluma, güruh dememiz daha gerçekçi olur.
Tarikat kanalları, ya da iktidar yanlısı yayın yapan kanallar, “bize güruh gözü ile bakmasalar” bizleri salak yerine koyan yayınlar yaparlar mı?
Diyeceksiniz ki, çevir başka kanala bak.
Evet.
Çeviriyorum, ama karşımda gene onlar.
Tek ses tek görüntü.
Kitle iletişimi, ya da kitle iletişimselliği demek; etkilenmek demektir.
Seçtiğiniz kanaldan, etkilenmemek kararı ile bile otursanız. Gene de etkilenirsiniz.
Seyretmek, izlemek demek; tek yanlı dolmak demektir.
Bu kadar beyin yıkayan iletişim kanalları varken, birileri çıkıp demez mi, mutluluğun ve başarının yolu değişim diye…
İyi değişelim de, hangi yönde değişelim?
Egemen güce evet demekse değişim. Kalsın.
Değişim demek bu ortamı değiştirmeden olmaz.