Kıskanılan Kişi Ne Yapmalıdır?
Yıkıcı kıskançlıkların, aileyi olumsuz yönde etkilemesini, vurgulamak istiyorum. Bu yazımda kıskanılan kişilerin, nasıl davranması gerektiği üzerinde duracağım.
“Pek az kişi vardır ki iyi talihli bir dostun başarılarını kıskançlık duymadan kutlayabilsin.”Aeschylus
Kıskanan kişi, kıskanarak asıl zararı öncelikle kendisine vermektedir. Sürekli beyninde senaryolar kurup, “Acaba böyle mi, bunu neden söyledi, beni sevmiyor mu?” gibi sorularla, olumsuz bir düşünce tarzına bürünmektedir. Karşısındaki insana “Sen beni sevmiyor musun?” diye söyleyemediklerinden, kıskandığı kişiye yönelik tuzaklar kurup, ağzından kendisini sevmediğine dair, deliller bulmaya çalışırlar. Kıskanılan kişinin yapmış olduğu en ufak hata, kıskanan kişiye öfke çılgınlığı yaşatmakta ve kıskanılan kişinin de bu durumda gergin ve öfkeli olması, tarafların iletişimsizliğine neden olmaktadır.
Kıskanılan kişi gerek beden dili ile gerekse söz ile, kesin ve kararlı konuşmalar ve tavırlar sergilemelidir. “Ya bana güvenmelisin, ya da bu ilişki bundan böyle bitsin” demelidir.
Bu davranış biçimi çok önemlidir. Bu dik duruş kıskanan kişiyi bir nebze de olsa, düşünmeye sevk edecektir. Kıskanılan kişi de, kıskanan kişiye karşı daha çok mütevazı hal ve hareketler geliştirmelidir. Bu kıskançlığın ilacı, kıskanan kişiye sizin onu çok sevdiğinizi ispatlayacak davranışları göstermenizden geçer. Eşinizin bu tavırları sergilemesinin arkasındaki düşünceyi bulabilirseniz çözüme bir adım daha yakın olabilirsiniz. Belki sizden daha çok ilgi ve sevgi bekliyordur. Kıskanan kişiye önemli ve değerli olduğunu hissettirirseniz, kıskanan kişi bundan dolayı bir rahatlama içerisinde olacak ve sizin üzerinize gelmeyi kendisine yakıştıramayacaktır.
“Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir gece yanımdan çıkıp gitmişti. (Benim nöbetimde) hanımlarından birinin yanına gitmiş olabilir diye içime kıskançlık düştü. Geri gelince halimi anladı ve:
"Kıskandın mı yoksa?" dedi. Ben de:
"Evet! Benim gibi biri senin gibi birini kıskanmaz da ne yapar?" dedim. Aleyhissalatu vesselam:
"Sana yine şeytanın gelmiş olmalı" dedi. Ben:
"Benimle şeytan mı var?" dedim.
"Şeytanı olmayan kimse yoktur" dedi.
"Seninle de var mı?" dedim
"Evet Ancak ona karşı ana yardımcı oldu da Müslüman oldu!" buyurdu."
Kıskanan kişi her şeyden nem kaptığı için, sizinle sürekli olarak tartışacaktır. Siz de savunmaya geçerseniz, çözümsüz bir iletişime geçmiş olacaksınız ve sorunlarınız çözülmeden hüsrana dönüşecektir, bu da sizde kin ve nefret duygularınızın harekete geçmesine neden olacaktır. Hâlbuki olumlu ve ılımlı bir bakış açısına sahip olursanız, kıskanan kişinin duygularının ne yönde olduğunu bulabilirseniz, çözüm çok basit bir şekilde halledilecektir. Bunun için de kıskanılan kişiyle tartışmaya girmeden, tatlı bir dille bu sorunu çözme yoluna gidilmeli ve iki tarafta için de saygının ve sevginin önceliğini belirleyen bir yol çizilmelidir.
“Ne kutludur o kişi ki yoldaşı haset değildir.” Mevlana
Çok iyi bir dinleyici olabilirseniz, bu sorunların çözümlenmesine katkı sağlayabilirsiniz. Net tutumlar sergilemenizin hayatınızı değiştireceğini unutmamanızı diliyorum.
Hasret hn,
Yazinizdaki konu ilgimi cekti.Bilgiagi'na hosgeldiniz.
1)“Pek az kişi vardır ki iyi talihli bir dostun basarisin kıskançlık duymadan kutlayabilsin.”Aeschylus
Dostuysa neden kiskaclik duysun? Aeschylus sacmalamis.
2) “Ya bana güvenmelisin, ya da bu ilişki bundan böyle bitsin” demelidir.
Eger bir insan karsisinda ki kisiyi bunu soyleyebilecek duruma getittiriyorsa bunu demeye hakki yoktur.Kendini irdelemesi gerekmiyor mu? Bir iliski bu kadar ucuz olmamalidir.Bu soz soylenecek duzeye geldiyse bu soze gerek kalmadan son sozler soylemis, iliski denen birsey
kalmamistir.
Kiskanclik ayni zamanda dozunda olursa tatli bir rekabet degilmidir?
Insanogluna degerinden daha fazla deger vermeyeceksiniz
Ekim 15th, 2010 at 03:40Kadin kiskanirsa hasta ruhlu, erkek kiskanirsa namus olur bunun adi:))))
Not:Nezninizde butun yazarlarimizin yazilarimizda dini duygular on plana getirilerek ornekleniyor.Allahini seven bunu yapmasin.Buradaki yazar ve okuyucular dini konularda oldukca bilgi donanimina sahipler.
Ankara'dan sevgiler...
Kıskançlığı tanımak için kıskançların şerrine maruz kalmak gerekiyor.
Ekim 15th, 2010 at 09:49Ama bazıları da evliliklerinde kıskanıyormuş numarası yapıp karşısındakini uyutuyor. Buna da dikkat etmeli bence
Orhan Veli der ki;
Çekmedi hiç bir şey, nasırdan çektiği kadar"
Ahmet Fidan der ki;
"Çekmedi hiç bir şey, kıskançlıktan çektiği kadar" )))
Aramıza hoşgeldiniz Hasret Hanım.
Ekim 15th, 2010 at 15:51