Kişilik Sorunu Yaşayanlar
Toplumda değişik insan tipleri vardır. Biyolojik yapıları farklı olduğu
gibi, aldıkları eğitim, sosyal çevre, statü, kariyer, kişilik
farklılaşmasını getirir. Toplumda her bireyin ayrıklaşan kişilikleri,
çeşitlilik oluşturur.
Ancak öylesine bazı tipler vardır ki,
Bunların; düşünme yetenekleri yok, doğru bildiklerini sorgulama
yetenekleri yok, yanılmış olabilirim şeklinde bir özeleştiri becerileri
yok, değişim de çaplarına uygun değil.
Yalnızca farklı düşünenlere küfür etmek gibi pis de bir alışkanlıkları var.
Yani, bu tipler çok beğenirmiş ve ulaşmaya çalışırmış gibi yaptıkları,
dürüst insan anlayışının temeline aykırıdır!
Bunlar; kendini ispatlama çabasındalar. Sağa sola çamur atmakla tatmin
olduklarını zannederler.
İtibarsızlığın kaçınılmaz depresyonunu yaşarlar.
İddialıdırlar ancak ciddiye alınmamazlığın handikabını yaşarlar.
Başkalarının hakkını savunmak adına komik duruma düşerler.
Ne söylesen, ne anlatsan anlamayan, kendi kafalarında oluşturdukları
dünyanın saplantıları içindedirler. Makam sahibi olmuşlardır, unvan sahibi
olmuşlardır, servet sahibi olmuşlardır ama kişilik özürlüsü olarak
kalmışlardır.
Çarpık inançlarına, etnik kökenlerinin gereğine göre hareket ederler.
Birilerinin adına hareket ederek itibar kazanma peşindedirler.
* *
Bunlar; her yere kafa karıştırıcı mail gönderirler.
Tehdit olarak gördükleri kişilerle ilgili akla hayale gelmeyen iftiralar
atmayı görev bilirler.
Karanlık odakların birer saldırı silahıdırlar.
Çamur at izi kalır anlayışı ile olabildiğince zehir kusurlar.
Her konuda *istismarcılardan* söz ediyorum.
Bir anlayış, bakış bir ideolojidir. ideolojiler bir dünya görüşüdür.
Yaşam biçimini önerir. O kadar ki, bir şey olmak için onun üyesi olmaya
bile gerek yoktur!
Her ideolojinin dogmaları vardır. Bunlar tartışılamaz. Karşı çıkan da
tepelenir. İdeolojilerin tartışılamayan *iddialarından biri de önderlerine
biat, itaat ve yazılarının, kitaplarının okunması gerekliliğidir. Böylece
cahil halkın anlayacağı ve böylelikle de *yanlış
düşüncelerden*kurtulacağı varsayılır.
Yani, o, bu böyledir dediği zaman insanlar, aydınlanacaktır. Anladıkça tam
tersine belki düşüncesine daha çok sarılacağı hiçbir kişinin aklına gelmez.
Biz de anlatmaya çalışıyoruz. Kimisi kıskanç olduğu için, kimisi bizden
nefret ettiğinden, kimisi belli ideolojilerin sözcülüğünü yaptığından,
kimisi de her ne pahasına olursa olsun düşmanlık gütmeye kararlı ve yeminli
bulunduğundan, yazdıklarımızı anlamadı, anlamıyor.
Söz ve yazı her insanın bir diğerine yansıması olduğu için artık
kanıksanmıştır. Yani içeriği değil şekli öne çıkmıştır.
Anlama sorunu*, insanlık tarihi boyunca var olan, olacak bir gerçekliktir.
Bugün en cahil, en kütük, en mankafa insan bile bir yazının ne anlama
geldiğini, okuyucuları neye çağırdığını bilir. En dangalak kişi bile bile
itibarsızlığın hıncını, iftiralar atarak, sağa sola bildirim de bulunmaz.
Yazılarımla ilgili, hiçbir karşıt düşünce sahibi, akıllı, normal insandan bu
adam* ne yazıyor, neden yazıyor, çelişki var dediğini duymadım. Ancak
akli dengesi bozuk tiplerden hakaret içeren yazılar aldım.
Bu ise normal durumdur. Aksi halde, ne yazıldığının okunduğunun hiçbir
pratik önemi kalmaz.
Bir yazının içeriği de, nihayet bir düşünce ile ilgili yorumu dur,
bakıştır.
Bazıları bilginin kelimesini değiştirmekte ve çarpıtmakta da sakınca
görmeyebilir.
Gerçekten bazı kişilik özürlüsü tipler en basit olayları
kavrayamadıklarından gerçekleri de anlayamamaktadırlar.
Neden bunları yazmak gereği duydum. Bazı kafadan kontak tiplerin yalan
yanlış bilgilerle sağa sola mail göndererek aklınca yıpratma çabalarına
girişmeleridir.
En iyisi bir atasözü ile ifade edelim. İt ürür kervan yürür.
GünüN SöZü: Zihinsel algılama sorunu yaşayanlara kulak asma, seni
etkiler.