Kısa Kısa- Pantolonlar
Neden babam bana kısa pantolon alırdı? Günlerdir bunu düşünüyorum... Sanırım birkaç şeyi birden düşünürdü. Hem ekonomik hem rahat. Rahatlık: rahat rahat koşayım, düşeyim diye sanırım. Eskilerin şimdilerde tuhaf algılanabilecek bakışları vardı: Çocuk dediğin düşüp kalkar.
Etrafımdaki çocukların hiçbiri kısa pantolon giymezdi. Ara ara bir şekilde takılırlardı bana. Ne derlerdi, hatırlamıyorum. Sanırım sadece gülerlerdi, kısa pantolonun kısa pantolon olduğunu söyleyip.
Bu kız meslek lisesine geldiğim iyi oldu. Aslına bakarsanız bu okul sadece kız meslek lisesi değildi. Birkaç lise programı birlikte yürüyordu. Benim dersine girdiğim öğrenciler Anadolu meslek öğrencileriydi. Her neyse. Sonra adı değişti. Hepimiz Anadolu Lisesi gibi bir şey olduk. Olduk.
Kız meslek lisesine geldiğim iyi oldu, demiştim. Kadın denen objeyi daha erken feriklik çağlarından itibaren, kendimce, sistematik bir şekilde inceleme fırsatı da buldum.Yani bu hep konuşulagelen “kadınları anlamak” ekseninde gözlemlerden bahsediyorum. Elbette, vardığım sonuçlar var. Sadece kadın denen kavramı anlamak diye de düşünülmemeli yaptığım. Esasında aradığımız şey: insan nedir?dir.
Bir kadının, kadınları anlamak zordur, demesi kadın denen objenin kendini en az bizim-erkekler kadar “anlamadığı” anlamına da gelmesi yüksek olasılıklı gözüküyor. Anlamıyorsam niye anlatmıyorsun? Çünkü sen de anlamıyorsun-anlamadığın kadar.
İşin esası: konuşmaktır ve bağda bahçede birlikte çapa yapmaktır. İki insanın karşılıklı durup, birbirlerinde sürekli mesnetsiz bir sevgi arayışında olmaları ellerinde bir kuru sevgi kelimesini bırakır. Çekici de gelir bir yandan;neden?: çünkü içi doldurulmamış ortak bir nesneye üretim olarak yansımamış boş bir kelimedir...boş kelimedir insanı çeken;bir masal; boş ve içinin her şeyle doldurulabilir olması..fakat bir yandan da bu gizemli boşluğun insanın boşluğu ile özdeşleşmesinin rahatlığı. Emeksiz.
Boşluklar kötü şeylere yol açar. Gördüğün takdirde dikkatli olabilirsin; ve o zaman kötü şeylere yol açmayabilir.
Sev beni, diyor; demeden. Fakat beni sevdiğini açıkça söylüyor. O boşluğu, bir duvarın çatlağını kapat der gibi, diyorum kendime. Sütun, kiriş, demir, kolon, temel, kum, harç, kiremit, pervaz,veranda, kırlangıç yuvaları, ...işte bunlardan haberim yok. Haberin yok. Haberimiz yok.