Kısa Kısa – Arkandayız Gloria
Gazete okuyorum... Sigorta şirketleri ile ilgili bir habere denk geldi gözüm. Sanki kapsamlar daha da genişliyor gibi. Zaten haber de onunla ilgili ya. Kısa bir süre, kısa kısa, derin düşüncelere daldım. Yani şimdi “her şeyimizi” sigortalatmak kapsamı genişleyince bir an kendimi güvensiz, terk edilmiş gibi hissettim...
Ara ara ben de sigorta filan yaptırıyorum. Aslına bakarsanız pek de düşünerek yaptırdığım söylenemez. Birtakım büyük rakamlardan bahsediyor telefondaki kişi ve sanki o büyük paraları yıllık 80-90 liraya satın almış gibi oluyorsunuz.
Terkedilmişlik duygusu ise şu: bu sigorta kapsamları genişleyince, insan anlıyor ki insanlar güvensizlik içinde. Ve sanki şu yürüdüğümüz toprak... şu sahibi olduğumuz her şey elimizden kayıp gidiyor da tedirginliğe düşüp yakalanıveriyoruz birtakım koruyuculara.
Sigorta bir nevi kumar gibi de aslında. Kaybettiğiniz fakat işte her nasıl oluyorsa sonunda kaybetmenize rağmen kazanmış gibi hissettiğiniz-hissettirildiğiniz bir kumar. Hep masa kazanır. Öyle görünüyor. Üretimsel bir zihin yerine kaygısal bir zihnin geçmesidir de. Sonuçta; hep masa kazanıyorsa bu aynı zamanda hırsızlığın kurumsallaştırılmış şekli de oluyor. Üretimsizlik fakat öte yandan kaygı üreten ve o kaygılardan beslenen bir sistem. Yine de kızmamak gerek; bir üretim var sonuçta.
***
Sendikalar da şu şimdi bahsedeceğim konudan bahsediyor-du:
Bir dershane özel statüye kavuştuğu zaman; ( diyelim ki yıllık ücreti 15 bin tl olsun)
Hükümet diyor ki, bu statüdeki okula gitmek istiyorsan 3 bin 500 lirası benden. Çocuk-velisi, geriye kalan 11 bin 500 lirayı kendi cebinden ödüyor.
Yani zaten yıllık en az 10 bin tl verebilecek bir çocuk-velisi “zengin” sayılabilir. Hal böyleyken hükümetin yaptığı şey apaçıktır ki, maddi durumu düşük öğrenciyi dışlayıp, “zengin” çocuğa-veliye aferin demektir.
Bunun gibi şeyler...
Üniversitelerin çokluğu... İnşaat sektörü “gelişme” gösterdiğinden bu yana çokluk arttı. Yani sırf inşaat sektörü canlansın diye dikilen üniversitelerde okuyan öğrencilere acımayıp da kimlere acıyacağız.
Dertliyiz çok.
***
Farklı film arayışlarına giriyor insan. Komedi filmleri sarmıyor beni artık. Savaş filmleri de sarmıyor. Romantik filmler... yivranç! Kusasım geliyor. Gezegenli filmleri seviyorum. Yani başka gezegenlerde geçen maceralar filan... Veya başka uzay istasyonları.
Bazen bazı korku-gerilim filmleri ilgimi çekiyor. Alleluia adlı filme takıldı gözüm. Bir izleyeyim dedim. İmdb puanı 6'nın üzerindeydi. Ben de versem versem7.5 filan veririm. Farklı bir film. Sevecekse insan Gloria gibi sevmeli. Michel tuhaf bir karakter. Ortaçağ ucubesin bir ruha sahip. Gizemli bir kadın avcısı. Fakat Gloria, Michel'i avlamayı başarıyor.
