content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

10 Tem

Kısa Değinişler / Yurttaş Değdirmeleri

Şu günlerin, bize, farkında olmasak da "ilkel" olmayı özlettiği zamanlar olması ne ilginç..; bunu, genlere yazılmış olan özelliklerle açıklamak kolaycılık olur; bence bu özlenti veya özlenti uçları insan tabiatımızı aştığımızın belirtileri. Bu aşkınlık kendini dinde de, cinsellikte de, sosyal hayatta da gösterir...

 ***

Tüfenk icad oldu, mertlik de bozuldu demiştik Köroğlu ile beraber;

sonra bu Tüfenk dediğimiz şey "kod/code" kelimesi ile yer değiştirince bozulan mertlik ve mertlik algısı 1den çok mertliği aynı anda bozabilmesi sebebiyle daha bir bozuk tadı vermeye başladı. Code icad oldu, pek çok şey bozuldu. -UyanıkOğlu- Yürü yağız Code"m yürü.

***

Sevgiyi bulmak üzerine çok iddialılar. Bir de abartıp aşk meşk de demezler mi! Bilemediklerini tanımadıkları insanlara verebileceklerini iddia ediyorlar. Aslında ne sevgi ne de aşk zaten tarif edilemez, de, tarif edilemezliklerin bile kendi içlerinde farklılıkları vardır.

 ***

İnsanlar kendi ütopyalarını kurmadan harala gürele girişiyorlar hayata. Afrika'da Serengeti düzlüklerinden tozlarla ve gürültülerle geçen yüz binlerce Hollanda inekleri gibiyiz. Ne ararsın, ne koşarsın, nereye koşarsın?

***

Çelişkiler :

"Pornografik" öğelerin-görüntülerin-şeylerin "ahlak dışı-ahlaksızlık" olduğu söylemlerini herkes ciddiye alır; doğrudur veya yanlıştır der. "Devlet Eliyle " ahlakçılık 'ın yükselmeye başladığı yerde, mesela bakın "karşı cinsi dellendirmek" için reklamı yapılan "koku" ürünlerinden devlet vergi almaya devam eder. Facebook, gelir benim profil bilgilerimi alır, bekar olduğumu öğrenir, bana bu tür reklamları daha çok gösterir, diyelim ki ben de alırım, devlet de benden vergi almış olur. (...) Devlet diye bir şey bizim kafamızın içindedir ve o bir bişeydir; bişey olduğu için herşey olması da normaldir. Bana arkadaşını söyle, sana devletini söyleyeyim. "(Yoksa, bu devlet içimdeki devlet mi?)"

***

İnsanın kendi maddi olanaklarını artırma isteği, istediği her şeyi yapabilme hayali ile beslenir. Ancak bu -hayal veya suflör- diğer insanların nazarında her seviyede bir çeşit itibar kazanma isteğidir aslında; bunun diğer anlamı: diğerlerinin, kendini oluşturmasına da izin vermesi anlamına geliyor çoğu zaman. Başkalarının oluşturduğu "ben" diğer insanlar onu öyle gördükçe güçlüdür-öyle hisseder. Oluşturan ve oluşan aslında bir hafızada-bilinçte oluşur. (...) Kendini gerçekten oluşturmak isteyen ise kendine tek bir tuğla bile koyabilse bu daha yıkılmaz bir yapıdır ve başkalarının oluşturduğu hayal evlerinden daha değerlidir; en azından tek gerçek tuğla, başkaları onu kabul etmese bile yerinde durur. (...) Kelimelere çalışmak lazım öyleyse; eğer ki bu iş kaba tabiriyle ve sadece bir hafızaya-bilince yazma işiyse bile...

*** 

 Bir yaklaşım:

 Çirkinliğini sessizce onaylıyorum, daha da büyüt ve zevkine var diye. Ve hiçbir güzelliği bir daha bulamamacasına kaybet diye.

***

HAYATIN MODÜLATÖRLERİ: Klasik-basit anlamıyla modülasyon: bir sinyal üzerine başka bir sinyali bindirmek anlamına geliyor. Temel sinyali, taşınmak istenen sinyal modüle eder. De-modülatör de, temel-taşıyıcı sinyali pasifleştirir, geriye ise taşınmış sinyal kalır. 

Ara not: Bir komplo teorisi: Mursi %51.5 oyla seçildi. Türkiye'de son seçimde oylar %51 civarı idi. 

Düşük olasılıklı bir komplo: lent Arınç'ın bir robot olduğunu düşünüyorum; onu başka türlü açıklayamıyorum.

"...- «Bilimadamları, bu bilgisayar destekli EEG’leri kullanarak, beynin düşük genlikteki (low-amplitude) DUYGU İMZA KÜMELERİ'ni belirleyip tecrid edebiliyor, bunları bilâhare sentezleyip bir başka bilgisayara aktararak depolayabiliyor. Başka bir deyişle; bilim adamları, bir insanın belli bir duyguyu yaşadığı ânda ortaya çıkan hassas ve karakteristik beyin tabloları üzerinde çalışarak, bu yolla kişiye âit duygu deneyimlerinin tanımlanabilmesini ve o ândan itibaren onu çoğaltmayı başarabiliyor. Bu kümeler, daha sonra –patenti olan- SESSİZ SES TAŞIYICI FREKANSLAR'a yerleştirilerek, aynı temel duygunun bir diğer hedef kişide ortaya çıkmasını SESSİZCE tetikliyor.» [1]..."  Kaynak:  http://www.yeniakademya.org/yazarkonu-68-reha_suvari-381-asker%C3%AE_silah_telegram___zihin_kontrolu_.html

***

Doğa'nın katli ile insan bilinç doğasının katli aynı boyutta değerlendirilmelidir. Bu, felsefe ile, içinde yaşadığımız ve parçası olduğumuz doğanın kopukluğunu da ifade ediyor. Bir yandan doğa katledilirken öte yandan bilinç doğaları da katlediliyor olabilir mi? Ediyorsa, kim ediyor? Bu kadar çok potansiyel tehlike-kin doğaya aykırı mı? Nükleer, doğaya zarar mı? Veya insanın kendi doğasına kurulan ve işletilmek istenen santral türleri veya tahribat öbekleri var mı? Varsa, bunları kuranlar kimler?

*** 

İnsan, sırtına giydiği bedenden bunalıyor kimi zaman; belki de bu bunaltı bir kök-gen olarak var. Bunaldıkça vuruyor kendini aşk-meşk geyiklerine. O ki unutturur bedeni-akıl hapsini; kendinden sıvışınca insan, bunun hesap sorması da olmaz; bu yüzden rahat sıvışır beden ve akıl evinden; ki ona sorsanız ev de biraz hava alsın; yazlıktan döner gibi dönsün sonra evine. Bedava başka beden evlerinde , başka akıl sahillerinde, bedava şiir kuşlarında martılarında filan. Şairleri bu yüzden kendi şiir otellerinde müşterileri bedava kaldırtan otel sahipleri gibi görmem çoktur. Martıları bile kanında uçurtmak kolaydır gerçek bir şair için. Ve sevgili dostum Raymond (Carver)'un dediği gibi:"Her şiir bir aşk şiiridir," aslında. Ötekiler, anlamadan, sadece, okurlar.

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank