Kırsal Kimin Umurunda
Tahminlerime göre toplumumuzun; % 10’u sürekli olarak kırsalda yaşıyor, üçte biri tamamen kırsal üretimlerinden geçiniyor, diğer üçte biri ise hem kırsal alan hem de kentsel alandaki gelirleriyle geçimini sağlıyor.
Dolayısıyla kırsal alan, hem ilişkili olduğu nüfusun büyüklüğü hem de kapladığı coğrafi alan büyüklüğü açılarından önemli. Ayrıca temiz su temiz hava ve temiz çevre imkanları açısından vazgeçilmez değerlerimizi barındırıyor.
Kırsal alanda yaşayanlarımız var, kırsal mimarimiz var, bitkisel ve hayvansal üretimlerimiz var, sosyal yaşantılarımız var, hikayelerimiz türkülerimiz var, her şeyden önemlisi hepimizin bir şekilde kırsalda hatıralarımız var.
Kırsal alanda yol, su, kanalizasyon gibi altyapıları önceleri il özel idareleri sağlıyordu, şimdi ise il-ilçe belediyeleri sağlıyor.
Kırsal alanda ahşap evlerimiz, serenderlerimiz, çeşmelerimiz, fırınlarımız ve samanlıklarımız bir bir yok oluyor, yenileri neredeyse yapılmıyor, kırsal mimari betona teslim olmuş durumda: tuğlalı, sıvasız, tipsiz, bahçesiz, ahşapsız ve sağlıksız beton binalara..
Kırsal alanda ana gelir kaynağımız fındık, diğer küçük üretimler fındığa yenik düşmüş durumda, fındık ise tek başına geçinmeye yetmiyor, geçim sıkıntısına dayalı olarak kırsaldan göçler sürekli bir şekilde devam ediyor.
Kırsal alanın sosyal donatılarını planlayacak, bir bütün olarak çalışacak ve kırsalda yaşayanlarımıza tüm detayları düşünülmüş bir sosyal imkanlar paketi sunacak bir birim yok maalesef. Kaymakamlıklarımız bu boşluğu köy köy ve insan insan planlayarak doldurmak zorunda.
Kırsal alanda gelir çeşitliliği konusu ayrı bir dünya ve bunun ülkemizde karşılığı yok maalesef. Kırsal alanda yaşayan her bir insanımızı, her bir yerleşim yerimizi, her bir arazi parçamızı, her bir arazide üretilebilecek azami sayıda üretimleri, bu üretimler zincirinin tüm halkalarının çalışılmasını, planlanmasını, kırsalda yaşayanlarımızın kaliteli üretimlere yönelik sürekli olarak eğitimlerini, ürün ve arazi planlamalarını, tarımsal üretimin dışında tarladan sofraya onlarca halkadan oluşan tüm detayların çalışılmasını ve çiftçimizi bekleyen risklerin azaltılmasını, işsizlik durumlarının sorgulanması ve yerinde istihdamını, tarımsal üretimin iklimsel koşullara bağımlılıktan çıkarılmasına yönelik şartların çalışılmasını, doğal afetler karşısında tüm zararların doğru tespitlerle koruma zincirinin oluşturulmasını, emeklilik vb. durumlarını, eğitim sağlık vb temel gereksinimlerini tek bir bütün halinde tamamlayacak yapılara acilen ihtiyaç var.
Bu konuyu kaymakamlıklarımız ve belediyelerimiz çalışmalılar, kısa vadede sorunun tamamını kapsayacak bir çözüm paketi çok mümkün gözükmese de küçük ve anlamlı çözümler üretmekten geri durmamalılar.
Kırsal alanlarımızı ve burada yaşayanlarımızı maalesef ihmal ediyoruz. Kırsalda yaşayan kitlelerimiz iyi niyetlerine ve kaderlerine terk edilmiş durumdalar. Yapılmakta olan parça parça ve iyi niyetli çalışmalar elbette yok değil ancak bunlar kırsal kalkınma bütünlüğünden uzak çalışmalar…