Kırsal Kalkınma İçin Tarihi Fırsat
Tahminlerime göre toplumumuzun; % 10’u sürekli olarak kırsalda yaşıyor, üçte biri tamamen kırsal üretimlerinden geçiniyor, diğer üçte biri ise hem kırsal alan hem de kentsel alandaki gelirleriyle geçimini sağlıyor.
Dolayısıyla kırsal alan, hem ilişkili olduğu nüfusun büyüklüğü hem de kapladığı coğrafi alan büyüklüğü açılarından önemli. Ayrıca temiz su temiz hava ve temiz çevre imkanları açısından vazgeçilmez değerlerimizi barındırıyor.
Kırsal alanda ana gelir kaynağımız fındık, diğer küçük üretimler fındığa yenik düşmüş durumda, fındık ise tek başına geçinmeye yetmiyor, geçim sıkıntısına dayalı olarak kırsaldan göçler sürekli bir şekilde devam ediyor.
Kırsal alanın sosyal donatılarını planlayacak, bir bütün olarak çalışacak ve kırsalda yaşayanlarımıza tüm detayları düşünülmüş bir sosyal imkanlar paketi sunacak bir birim yok maalesef. Kaymakamlarımız, bu boşluğu köy köy ve insan insan planlayarak doldurmak zorunda.
Kırsal alanda nitelikli gelir çeşitliliği ve yeterliliği konusu ayrı bir dünya ve bunun ülkemizde her yönüyle düşünülmüş karşılığı yok maalesef. Dolayısıyla;
- Kırsal alanda yaşayan her bir insanımızı, her bir yerleşim yerimizi, her bir arazi parçamızı, her bir arazide üretilebilecek azami sayıda üretimleri, bu üretimler zincirinin tüm halkalarının çalışılması, planlanması,
- kırsalda yaşayanlarımızın kaliteli üretimlere yönelik sürekli olarak eğitimlerini, ürün ve arazi planlamalarıı,
- tarımsal üretimin dışında tarladan sofraya onlarca halkadan oluşan tüm detayların çalışılmasını ve çiftçimizi bekleyen risklerin azaltılması,
- işsizlik durumlarının sorgulanması ve yerinde istihdamı,
- tarımsal üretimin iklimsel koşullara bağımlılıktan çıkarılmasına yönelik şartların çalışılması,
- doğal afetler karşısında tüm zararların doğru tespitlerle koruma zincirinin oluşturulması,
- emeklilik vb. durumları, eğitim sağlık vb temel gereksinimleri tek bir bütün halinde tamamlayacak yapılara acilen ihtiyaç var.
KIRSAL KALKINMA adına çalışmalar yürüten “Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu” her ne kadar kırsal alana hizmet ediyor gözükse de;
- Aslında daha çok şehir merkezlerindeki firmalarımızın yatırımlarını, bir miktarda köylerimizdeki profesyonel üretim ve yetiştiricilikleri destekliyor.
- Destek başlıkları profesyonel üretimleri kapsıyor, küçük ölçekli amatör üretim ve yetiştiricilikleri kapsamıyor (kağıt üzerinde kapsıyor gibi gözüken kısımlarının da uygulamada karşılığı yok)
- Proje sunumu, çok fazla evrak, hazırlık, form doldurma işlemleri kapsıyor
- Çiftçimizin tek adımda işlerini halledebileceği bir format değil
- Önceden belirlenmiş, yöresel ve ürünsel öncelikler açısından esnenilmeyen bir yapıda uygulanıyor
Sadece tarım ve yayla kuşağına hitap eden bir kurumsal yapılanmaya ve destek paketine ihtiyaç var. Bu anlamda “GENÇ ÇİFTÇİ DESTEĞİ” tüm kalıplarımızı, uygulamalarımızı sorgulamamız ve bu destek üzerine kırsal alanları bir bütün halinde yeniden çalışmamız için iyi bir başlangıç yapma fırsatı sunuyor.
Emeği geçenleri, düşünen ve uygulama cesareti gösterenleri kutluyorum. Eğer doğru uygulayabilir, torpil adam kayırma ve devleti kandırma gibi yüz kızartıcı aşağılık işlere kurban etmez isek kırsal alanlarımız için tarihi bir fırsata dönüştürebiliriz.
Unutmayalım bu destek kırsal alanda balık tutmayı öğretmek için aslında bir yem. Kırsal alanı yönetmek için oluşturulması gereken kurumları, kırsal kümeleri oluşturmaya yönelik atılması gereken adımları doğru görmemizi sağlayabileceği içinde tarihi bir karardır.