Kırmızı Slip Donlu Süper “AŞK ADAMI”
Tamamen yerli üretim ve milli gurur olan bir süper kahraman, sokaklarda bağımsız bir şekilde eylemini icra ediyor. Kimse onu tanımıyor, zaten o da kendisinin tam olarak ne olduğunun farkında dahi değil…
Bilinen bir hikayesi yok…
Ama rivayete göre,geçmişinde, başından geçen yalan aşk hikayeleri ile yoğrulduğu ve bu hikayelerin ardından, Dünya’yı değiştirmek üzere yola çıktığı söylenir…
Oval şekildeki gözlerini çevreleyen maskesi, tüm bedeni saran kırmızı taytı ve özel olarak belirlediği, ortasında kırık bir kalp olan bir kostümle, kalbi kırık insanların yardımına koşmaya kendini adamış…
O aslında hüznün olduğu her yerde…
O bir kuş ya da bir uçak değildi! O bir SÜPER AŞK KAHRAMANI’ydı!
Mesela, parkta yalnız başına bir bank köşesinde ağlayan bir kadın görmüştü bir keresinde…
Hüngür hüngür ağlayarak, akıttığı göz yaşları elinde tuttuğu peçeteyi sırılsıklam etmişti…
İşte bu tam Süper Aşk Adam’ına göre bir görev diye düşündü birden…
Bir telefon kulübesine girerek,o süper kostümünü giyerek, kadının yanına gitmek için yola koyuldu…
Elinde tuttuğu cep telefonunda, karşı tarafa bağıra bağıra ağlayan kadına biraz daha yaklaştı…
‘’Lanet olsun sana… Sana nasıl güvenmiştim…Beni nasıl aldatırsın! Hemde onunla! Bizim yatağımızda…’’ diyerek, çevresindeki meraklı insanların dikkatini çekecek şekilde, hattın diğer ucundaki aşığına, tüm kinini ve nefretini boşaltıyordu…
Ama bir anda, elinde sıkı sıkı tuttuğu cep telefonunun, süratle elinden alındığını hissetti…
Afallamıştı kadın…
Birkaç saniyelik yaşadığı şoku atlatır atlatmaz, arkasına döndü ve sonunda onunla karşılaştı…
Ortasında kalp motifi olan, dalgalanan kırmızı pelerini ve apış arasına kaçan dar kostümü ile, yüzü maskeli, Süper Aşk Adamını gördü karşısında…
‘’Sen de kimsin be adam?’’ diye bağırdı kadın…
Cevap dahi vermedi kahramanımız ve telefonu kulağına dayayarak, süper güçlerini konuşturmaya başladı…
‘’Merhaba…Ben Tarık! Şu anda sevgilin sandığın kadının ağlamasına aldırma… Aslında o seni çok evvelden aldatmıştı… Hatta seninle beraber olmadan önce de aldatmaya devam ediyordu… Sende salak gibi hayatını ona adadın… Yani kısacası güzel kardeşim! Burada o değil, sen mağdursun! Bir daha adımlarını dikkatli at! Böyle oyunlara gelme!’’
‘’Sende kimsin lan!?’’ diye karşılık verdi hattın diğer ucundaki amatör çapkın…
‘’Bir dost!’’
Kapanan telefonla beraber, ne olup bittiğine bir anlam veremeyen kadın, ani bir öfke patlaması ile, Süper kahramanımızın üzerine saldırmaya çalıştı, ama başarılı olamamıştı…
‘’Sende kim oluyorsun! Ne yaptığını sanıyorsun sen! Gerizekalı!’’
Süper kahraman Aşk adamı, önceki görevlerinin de vermiş olduğu tecrübe sayesinde, kadının bu öfkeli çıkışını, olgunlukla karşılamıştı ve parmağını kadının dudaklarına doğru götürerek, susturmayı başardı…
‘’Sakin ol… Şimdi bir anlam veremiyorsun bu olan bitene ama ileride bana dua edeceksin…’’
Konuşması biter bitmez, hızla arkasını dönüp, ortalıktan bir an önce kaybolmak için tüm süratiyle koşturmaya başladı… Kadında onun peşinden koşmasına rağmen, bir türlü yetişememişti ona ve kahramanımız, sırra kadem basarak, yeni görevlere yelken açmıştı…
Ve bir gün, evinde yeni görevler bulmak için, eline aldığı gazetenin sayfalarını çevirirken, parkta susturduğu kadının fotoğrafı ile karşı karşıya geldi…
Fotoğrafın hemen altında ise, İstanbul’da kurulan yeni bir Kadın sığınma evinin kuruluşundan bahseden bir haber vardı. Zamanında parkta derdine derman olduğu kadın, artık kentin en gözde feminist aktivistlerinden birisi olmuştu ve gazetecilere şu demeci vermişti…
‘’Bana günün birinde, göze göz, dişe diş felsefesini öğreten o meçhul insana ne kadar teşekkür etsem az… Onun bana vermiş olduğu ders sayesinde, bugün bu derneği açıyoruz…’’
Kahramanımız, sıcak kahvesinin durduğu fincanı, dudaklarının kenarında gezdirirken, hafif bir tebessüm ederek, tek bir cümle sarf etti…
‘’Eyvallah!’’
