Kırmızı Burun
Kırmızı burun olumlu düşüncenin yamacında kurulmuş ütopyanın yaşama geçirilmeye yaklaşan nesnesel bir gerçeğidir.
Zihninizdeki negatif düşüncelerden arınmanızın zamanı geldiyse, karar aldığınızda kendinizden öteye bir şeyler yapmak isterseniz, özünde kendinizden başka bir varlığa değer vermeniz, sizin kendi varlığınızın bütünlüğünü de tamamlayacaktır siz farkında olmadan.
Cihan dar geliyor, son günlerde bu topraklar da güneş daha geç batsın hainle mücadele uzasın diye bekliyor hürriyet.
Özgür Türkiye hayalinde birleşen yürek tek mi kaldın şimdilerde?
Nedir? Hangi zalim düşüncenin kıskacında erimeye, eskimeye yüz tutmuş bu millet.
Güneydoğuyu sürekli kaynatan Kim? Hangi Sıcak ateş sürekli alevlendiriyor verimli toprakların cehaletini çembere alarak.
Yalanların ardında kimlere özgürlük verilecek? Türkiye topraklarında tek tek peşkeş çekilerek satılan bir ülkede yaşamaya daha ne kadar sessiz çığlıklar atıp rüyalarımızdan boşluklara yuvarlanacağız.
Büyük dünya güçlerinin yandaş ve yardakçılarını mevki ve söz sahibi yapmaktan utanç duymuyor musunuz hala?
Hangi gelecekten bahsediyorsunuz Türk dili, Türk kültürü ve dini olmayan, toplumun sığıntı gibi nefes almaya çalışacağı bir vatan toprağına mı kısılmasını bekliyorsunuz.
Neden bu uyku hali? Bahanelerinizi sıralarken bunların çözüm önerisi olduğunu söyleyen malların ağız oynatmalarından bıkmadınız mı hala.
Küçük bir çocuk musunuz arsızlık yaptığınız için birilerinin sizi yola getirmesine seyirci kalan.
Direnmekten vazgeçmediğimiz için, çeşitli yolarla aslında yola getirilmeye çalışıyoruz canım Türkiyemin vatandaşı.
Direniş dedim de neden sürekli bir mücadele ve savaş sürecinin içine doğru itilmişliğimizle mücadele etmiyoruz.
Türkiye toprakları üzerinde her ırktan kökenden kesime yetecek kadar varlık ve zengin kaynak bulunurken, birleşip tek güç olup bizi içerden yok etmeye çalışan acizlerin yolunu kesmeyi denemiyoruz.
Bu kör gözlü azgınlaşan hırsı, milleti birbirine düşüren düzeni, hangi şerefsiz insan müsvetteleri işliyor kanlarınıza.
Bunalımdayız hemde çok tehlikeli boyuta ulaşan bunalımın orta noktasında, boynumuz darağacında sallanmakta nefes alamıyoruz aslında, nedense hala ayaklarınızın altında duran sandalyeyi tekmeleyemiyorlar, çünkü bir ülkeyi Türkiye Cumhuriyeti Devletini yavaş yavaş parçalamaya çalışmak sanki başlarından değil de kıçlarından halkla konuşan şerefsizlere daha çok zevk veriyor.
Uyuyoruz ey halkım İşsizlik, Açlık, sefalet, yoksulluktan söz bile edilmiyor artık, satılan Türkiye Cumhuriyeti Mallarına dilim varmıyor.
Türkiye işgal altında size ait ne kaldı farkında mısınız? Elinizde özelleşmeyen bir tek T.C Nüfuz cüzdanınız var ondaki bilgilerimiz bile satılmakta haberimiz yok.
Birkaç çatlak ses çıkıyor aradan duyuyorum, o düşünceli arkadaşlar bunları zaten biliyoruz çözüm önerinizi söyleyin bize diye homurdanmaktalar, ey çatlak ses çıkaran aciz, sömürülmeye alışkın, yalakalığa yatkın, küçük köyün kavalcısı sevdalı teşkilatlanmış vatan haini adayı Türk vatandaşım benim, unutmayın ki sizlerde Türkiye toprakları üzerinde yaşıyorsunuz, şu anda her gelişen olay sizin ve sizi kullanan güçlerin menfaatleriniz doğrultusunda ilerliyor olabilir.
Unutmayalım ki!
Bir gün bu pusulanın oku, olurda sizin üzerinize dönerse ve sizin yönünüzü göstermeye başlarsa, bu kutuplaşmaların anarşinin iç savaşın, alevlendirilme sürecinde etkin rol oynarken, bunu durduramamış olmak sıkıntısıyla ve sığıntı gibi yaşamaya tahammül edebilecek misiniz?
Yaşayacağımız sıkıntıların bir kısmını duymak istermisiniz bunlar sadece bilinenler.
Dünya Bankasından alınan kredilerin gittiği kaynaklar nereler?
Enerji santralleri, Sanayi alanları, Ulaşım, Kara ve Hava Limanlarımız Kimlerin elinde? Elektrik, Su, kanalizasyon işletmeleri yurt dışından işletmecilerin elinde kime kimlere hangi yandaşlara kaç kuruşa istihdam sağlanıyor.
Birileri Türkiye Üzerinden nemalanıyorlar ve bu Türkiye vatandaşına hiçbir fayda sağlamıyor daha kötüsü zarar veriyor.
En sonunda sömürülmeye köle gibi esir edilmeye başlandık ve tepkisiziz, diktatörlüğe doğru sürüklenmeye çalışılan at gözlüğü yönetim sistemi hâkim olmak üzere hepimize.
Dünya üzerinde tek bir doğru olduğu nerede görülmüştür.
Bu benim doğrumdur diyebilirsin ama en iyisi en doğrusu herkes için budur demek kimin haddine.
Ülkenin Sosyal Hizmetlerini, Eğitim Kurumlarını, Sağlık Kurumlarını Adli kurumlarını ele geçirerek hasıraltı darbeler serisi düzenlemek kimin aklına enjekte ediliyor.
Bu düzen yetkili kişiler tarafından nifak tohumu eşliğinde yerleştirilen bir plandır.
Çünkü yeni tarım yasalarıyla Türkiye üzerinde tarım ve hayvancılık alanında da malum şahıslar neyi emreder uygun görürse o ekilip büyütülmektedir. Benim Ülkemin toprakları zenginken tarım ülkesiyken neden bir sanayi ülkesine çevrilmesine göz yumayım.
Neden Tarım ürünlerinin en kalitesini üretip satabilecekken bu yönden dış ülkelere bağımlı kalayım.
Eş başkanlık bu döneme kadar hiçbir yöneticiye verilmezken neden şimdi gerine gerine afişe edilmekte. Neyin eş başkanlığı kimin maşalığıdır bu övünçle dile getirilen yok olmuş bir ülkeyi idare etmekte kolaydır hani birde başkasının gizli yönetiminde bir ülkeyi yönlendirmek kolaydır.
Oysa Türk milleti ve Ulusu Tarih Boyunca zoru sevmiştir. hiçbir Zaman Kolaya kaçmamış kimsenin önünde Boynunu eğmemiştir.
İşgal planları iyi işlemekteyken birde kukla yöneticiler yerleştirilir, ülkenin başına bunlar dış ülkeleri gezmekten ayakları nasır bağlayan halk tarafından hür irade kisvesi altında vaatlerle kandırılarak vicdanları istismar edilen halkın oylarıyla seçilmiş zavallılardır.
Zavallı oldukları içinde en küçük olumsuzlukta halk oyunu kaybetmemek için ajitasyonla yaralarını sararlar yeniden.
Onlar ülkenin düzenini iyileştirmeyi kendi haline bırakıp gezerken bölücü düşmanlar uyumazlar.
Çünkü birileri bölücülere açık kapı bırakmalarını söylemiştir onlara.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ekonomisi tamamen ele geçirildikten sonra, tüm temel organları yavaşça zapt edilir hemde hiç zorlanmadan.
Devleti devlet yapan kurumlar paramparça edilir. Siyasetine, ordusuna, polisine, yargısına, eğitimine sağlık sistemlerine sızılır yeniden yapılandırılma adı altında menfi hizmet kıskacına alınır.
Ülke felç edilir.
Birilerinin yetişen yeni nesili ve milyonları uyuşturması gerektiği ihtiyacına karşılık da Uyuşturucu tacirleri su altından denizaltılarını yürütür hiç kimsenin gözü görmeden ruhu duymadan. Milli birlik ruhu yıpratılarak, halk arasında ikilik çıkarma operasyonları hat safhaya çıkarılır.
Ülke içerisinde karmaşa çıkarmanın tek temel yolu yönetim katından onaylı Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde kendi kaderini çizme hakkını isteyen cahil halkın kirli oyunlara alet edilmesi aptallığıdır.
Hatırlatırım Yaşadığımız yer ''Türkiye'' T.C Vatandaşlığı seçimimiz, Ana dilimiz Türkçedir.
Bunun dışında herhangi bir şekilde yaşamak isteyen bunları kabul etmeyen için Yurt dışında Şehit kanıyla sulanmaya devam eden vatan toprakları sınırları dışında karma özgürlüklere açık dağılmış başkasının esaretinde kalmış sömürülmeye devam eden ülkeler bulunmaktadır.
Terör örgütü dış ülkeler tarafından Türkiyenin gelişmemesi pasifleştirilmesi ağırlaştırılması farkındalığa varılmayı etkilemesi için maşa olarak kullanılmaktadır.
Ülkede uyanık, sesini yükseltebilen kişiler, komutanlar, gazeteciler aptal oyunlarla DEMİR PARMAKLIKLAR ARDINA Sürüklenmektedir. Susturulmuşlardır.
Ordu alenen tasfiye edilmektedir. Hukuk yıpratılıp tek elden idare edilmek istenmektedir.
Korkmayın kimse korkmasın Milli güçler ve milli irade er ya da geç devreye girecektir unutmayalım ki şu an meydana gelen gelişmelerin sonucunda başka ülkelerin ya da güçlerin işgali altında yaşamayı kabullenmeyen her kişi, sesini yükseltmeye başlayacaktır.
Maalesef biz birşeylerin farkına son dakikada varabiliyoruz.
Olaylara ve yaşananlara duyarsız ve sessiz kalmak zamanla onursuzlaştırır insanları, uykular öyle tatlı öyle derin ki, su yüzünde basitlik öyle güzel elma şekeri ki kandırılmak ucuz roman olup satış rekorlarına gitmekte maalesef.
Düşünenin düşüncesi gerçekleştirdiği hainlik planları, var olanı yok etmeye hiçbir zaman yetmeyecektir, bilinçli insanların savaş vermesiyle artan baskılar ve yıldırma politikaları sonuca ulaşamayan eylemler olarak tarihteki yerini alacaktır.
Corç busha ayakkabı fırlatan ıraklı gazeteci kadar vatan sevilmezse hiç bir şey olmaz
Ağustos 9th, 2010 at 19:57