Kırık Kalp Sendromu Aşk Acısıyla Sınırlı Kalmıyor
En güçlü duygular arasında olan sevgi ve aşk, insanın hem ruhunu hem de bedenini besliyor. Özellikle kalp sağlığına iyi gelen aşk ya da sevginin aniden son bulması ise ‘kırık kalp sendromuna’ neden oluyor ki bu durum kalbi yorarak kalp hastalıklarına zemin hazırlıyor.
Kalp sağlığı açısından olumlu etkiye sahip olanaşk ve sevgi, vücuda zindelik ve huzur hissettiren hormonların seviyesini artırırken, stres hormonu seviyelerinin düşmesini sağlıyor. Kalp kırıklığı ve aşk acısı ise, kırık kalp sendromuna neden oluyor. Peki bu kırık kalp sendromu nasıl gelişiyor ve vücudu nasıl etkiliyor?
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut, aşk ya da sevginin aniden son bulmasının kalp üzerinde olumsuz etki yarattığını ve kırık kalp sendromuna yol açtığını söylüyor.
Vücutta kortizol ve adrenalin gibi stres hormonu düzeylerindeki ani yükselme, kalbin üzerinde sersemletici etki göstererek kalp kasılmasında bozukluk ile sonuçlanabiliyor. Bu durum göğüs ağrısı ve nefes darlığının ön planda olduğu,kalp krizini taklit eden kırık kalp hastalığına neden oluyor. Doç. Karabulut, “Bu süreçte özellikle ilk ay içerisinde kalp krizi riskinde de ortalama 2-5 kat artış olduğu düşünülürse kırık kalp sahibi kişilerin hekim desteği almaktan çekinmemesi gerekiyor” uyarısında bulunuyor.
SEVGİ RUHUMUZU DA BEDENİMİZİ DE BESLİYOR
Aşk ve sevginin kalbin ömrünü uzattığı bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Ancak aşk ve sevgiyi sadece iki karşı cins arasında süregelen duygusal yakınlaşma olarak düşünmemek gerekiyor. Kişiye huzur verecek aile sevgisi, hayvan ve doğa sevgisi, tasavvufi aşk da kalp sağlığına olumlu etki yapıyor.
Doç. Karabulut, aşk ve sevgi hisleri, vücuda zindelik ve huzur hissettirecek oksitosin, dopamin, seratonin, endorfin gibi olumlu hormon düzeylerinde artış yaparken, kortizol, adrenalin gibi vücudu tetikleyecek stres hormonu seviyelerinde düşmeye yol açtığını söylüyor. Bunların sonucunda damar sertliğini artıran vücuttaki iltihabi cevap baskılanıyor, kan akımı hızlanıyor. Aralıklı hissedilen çarpıntıların tersine ortalama kalp hızı ve kan basıncında azalma oluyor. Bütün bunların sonucunda kalp krizi gelişme riski azalıyor ve kalbin ömrü uzuyor.
YALNIZLARDA KALP KRİZİ RİSKİ ARTIYOR
Bilimsel araştırmalarda; tek başına yaşayan kişilerde kalp krizi riskinin daha yüksek olduğu ve ömrün kısaldığı saptanmış durumda. Tek başına yaşayan kişilerde depresyonun sık olduğu, sigara ve alkol tüketiminin fazla, sağlıksız beslenmenin daha sık olduğu belirtiliyor. Bu unsanların kırık kalp sendromuna yakalanma ihtimali yükseliyor. Öyle ki tek başına yaşayan kadınların ortalama 2 yıl, erkeklerin ise ortalama 6-7 yıl ömürleri kısalabiliyor.
OLUMLU DUYGULAR KALBİ KORUYOR
Uzmanlar, çevrenizde gördüğünüz olumlu davranışlar karşısında suskun kalmak yerine mutlaka birkaç kelime ile takdir göstermek gerektiğine işaret ediyor. Bu tutum, karşınızdaki kişiyi motive ediyor ve karşılıklı olumlu duygularla her iki tarafın da kalp sağlığına olumlu katkı yapıyor. Böylece kırık kalp sendromuna yakalanma riskiniz ortadan kalkıyor.
Kişinin kendisini sevmesinin ve kendisiyle barışık olmasının önemine parmak basan Karabulut, “Kendinizi sevmeli ve vücudunuza sağlıklı hediyeler vermelisiniz. Sinir ve stresten uzaklaşıp, sağlıklı yiyecekler tüketmeli, sağlık için egzersiz yapmalı, güneş ışınlarından faydalanmalı ve kaliteli uyumalısınız. Sigaradan mutlaka uzak durun. Unutmayın, kalbimiz sağlıklı olduğu sürece çevrenize sevgi verebilirsiniz” diyor.