Kınalı Kuzular
Çanakkale, atalarımızın zaferi, tam bağımsızlık isteğimizin ve milli egemenliğin habercisidir. Kurtuluş Savaşı’nın ön sözüdür.
Tarih boyunca hiçbir millete nasip olmayan ve yüce Türk milletinin kahraman evlatlarınca verilen bir büyük mücadelenin adıdır. Kınalı kuzuların gül bahçesine girercesine şahadete atıldığı bir yerdir.
Çanakkale, ülkenin her köşesinden, dağ başlarından, köylerden kopup gelen çocuk yaşta gençlerin, ana kuzularının, kınalı kuzuların cengâvere dönüştüğü yerin adıydı. Bir ölüm kalım savaşıydı.
Anneler, kuzularını kınalayarak gönderiyorlardı Çanakkale’ye.
Her kınalı kuzu, bir kahramandı, bir destandı.
Beni derinden etkileyen Yozgatlı Hasan’da bunlardan biridir.
Hasan’ın annesi cefakâr bir Türk kadınıdır. Hasan’ın saçlarını kınalayıp göndermişti cepheye.
“Haydi, yavrum, köyüne, nişanlına veda et; Sabanını, tarlanı, her şeyini feda et; O silâha sarıl ki, böyle günde bir erkek bir dualı demirden başka bir şey kullanmaz. Bunu tutan bir bilek, Köleliğin uğursuz zincirine uzanmaz. Git evladım, yıllarca ben oğulsuz kalayım, Şu yaralı bağrıma kara taşlar salayım. Haydi, oğlum, haydi git! Ya gazi ol, ye şehit!”
Kumandanı Hasan’ın saçlarını kınalı görünce yanına çağırır ve sorar:
“Oğlum bir erkek saçlarını kınalar mı?”
Hasan bir cevap veremez, çünkü sebebini kendisi de bilmez. Okuma yazma bilmediği için arkadaşına, annesine göndermek üzere bir mektup yazdırır.
“Anacığım, kardeşlerimi askere gönderirken başına kına koyma. Zabit efendi bana sordu cevap veremedim. Kardeşlerimde cevap veremeyip mahcup olmasınlar.”
Mektubu alan annesi, anne yüreğinin sıcaklığını yansıtan cevabî bir mektup yollar oğluna.
“Ey oğlum, gözümün nuru Hasan’ım!
Köyümüzde rahat rahat oturalım mı? Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor. Sen ecdadından, babandan aşağı kalamazsın. Ben senin anan isem, beni ve seni Allah yarattı, vatan büyüttü. Allah, bu vatan için seni yaşattı. Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor. Zabit efendiye söyle… Biz kurbanlık koçları kınalar, öyle kurban ederiz. Sen dört kardeşin arasında kurbansın. Sen İsmail’sin. Sen orada şehit olacaksın inşallah. Kurbanlık koçlar nasıl kınalanırsa, bende senin saçını öyle kınaladım.”
Allah seni Peygamberin yolundan ayırmasın. Seni melekler şimdiden rahmetle anıyor.
Gözlerinden öperim.
Anan Selvi…”
Hasan şehadet şerbetini içer. Arkadaşları cebinde mektubu bulurlar. Komutanına kınanın sebebini söyleyememiştir ama yine arkadaşına not düşürmüştür mektubun sonuna.
“Anam yakmış kınayı aday diye
Ben de vatan için kurban doğmuşum.
Anamdan Allah’a son bir hediye,
Kumandanım! Ben İsmail doğmuşum.”
Tarihe yazılmış büyük bir destan
Bir İngiliz subayın not defterinden, insanın içini titreten cümleler: " Ölü askerleri vardı; 14, 15, 16 yaşlarında asker çocuklar. Tanrı sizi inandırsın ki gülüyorlardı! İlk defa o gün, kaybedeceğimizi hissettik."
Çanakkale Zaferi zor şartlar altında binlerce şehit verilerek kazanılmış yürekli insanların zaferidir. Tüm varlığımla minnettarım o aziz insanlara. Ruhları şad olsun.