Kimin Mustafa Kemal’i? (I)
6-7 yaşlarında okullar da başlayan ve bize dayatılan "Atatürk" ve "Atatürk sevgisi"ni Türkiye insanı kolay kolay içinden atamaz.
Bunun tipik bir örneği "Atatürk ölmüş" diye ağlayan 4-5 yaşlarında ki kızdır.
Aslında bu örnek bizi düşündürmeye sevk etmesi gerekirken Talk Showlara kadar düşmüş bir "sevinme", "eylenme" meselesi haline gelmiştir.
Türkiye insanının Atatürk zaafını bilen kişiler, bunu kolay kolay kesip atamayacaklarınıda bilmektedirler. Bunun için kolay yolu şeçmişler ve Atatürk'ü kullanmak daha cazibeli hale gelmiştir.
Nasıl kandırıyorlar? bir kaç örnek verelim ;
Sansürlenen Atatürk
Kandıranların ekmeklerine yağ süren başlıca sebeblerden biride Atatürk'ün devlet tarafından sansürlenmesidir.
Bu sansür El yazmalarından tutun da Nutuk ve elindeki sigaraya kadar gitmektedir.
Mustafa Kemal dışında Kemalizm yaratma cabasında olanlar, onu yıllarca sansürlemiştir. TDK Mustafa Kemal’in Notlarını, El yazmalarını yıllarca sansürleyerek vermiştir. Bununda ilerisine giderek Atatürk'ün ağzından sözlerde uydurmuşlardır. Bunun tipik bir örneği "Komünistlerin başı ezilmelidir" ve "Filistin konuşması"dır
Komünizm’in başı ezilmelidir büyük bir yalandır
Mustafa Kemal’i sansürledikten sonra onun ağzından çıkarları doğrultusunda laf uyduranların bir kandırmacısı da bu sözdür.
Bu söz sözde "Diyalektik" Komünistlerin, Turancıların, Devletin, Atsızcıların, Kürtçülerin ve Dincilerin işine yarmıştır.
Çetin Altan'nın bunun yalan olduğunu söyleyip ispatladıktan sonra bu sözü uyduranın cevabı aynen söyledir "öyle gerekliydi"
Atatürk'ün Filistin konuşması yalanı
Bombay Chronical gazetesinin haberine göre Atatürk özetle şunları söylüyordu ; "Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa bir kaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerini Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet’e lakayt olmakla itham edildik.
Fakat bu ithamlara rağmen Peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bu gün kanımızı dökmeye hazırız."
Bu haberin yalan olduğunu ispatlamadan önce altında yatan sinsiliğe bakmamız gerekmektedir. İslami vurgu yapılması ve dinsizlik konuşunda ki vurgu çok önemlidir. Ayrıca bu sözde konuşma 1937 yılında olmuştur yani o meşhur son meclis konuşması ile aynı yıla denk gelmektedir.
Yalan olsun, kandırmaca olsun, yüzsüzlük olsun Atatürk'ü kulanmak isteyenler ısrarla bunu gözümüze dayatabilmektedirler. ve görüyoruz ki bir çok ünlü gazete buna çoşjuyla yer vermiştir.
Meclis tutanaklarında bu konuşma yoktur, ayrıca son meclis konuşması ile aynı yıla denk gelmesid e imkansızdır ve 1937 yılında Atatürk'ün krolojisinde böyle bir konuşmada yoktur.
Ayrıca son meclis konuşmasından bir bölüm ;