Kim, kimi Ayaklar Altına Alıyor?
ABD, AKP ve Öcalan birlikte, yeni yapacakları, Anayasası’ndan, Devrim Kanunlarını çıkarmaya hazırlanıyorlar.
Çünkü o devrim yasaları, emperyalizme karşı Anayasaya konulmuş, milleti koruma yasalarıdır.
Antiemperyalizmin, milliyetçiliğin diğer adı, olduğu belirginleştikçe, emperyalizm yoktur, işbirliği vardır gibi propagandalar çoğaldı.
“Satın alınmış yerel işbirlikleri ile ülke işgali” görünmez kılınınca, emperyalizmi yok sayacağımızı sanıyorlar.
Amerika’yı propagandalar ile görünmez kıldıklarını düşünüyorlar.
Emperyalizm varsa, ulusalcılık/ milliyetçilik de vardır.
Emperyalizm ve onun tehdidi yoksa milliyetçiliğe de gerek yoktur.
Daha açık söylersek, yabancı işgali ve tehdidi varsa güvenlik duygusu da, vardır. Bu yönde örgütlenme isteği de meşrudur.
İşgal varsa karşı koyuş ta vardır.
Siyasi iktidar, Amerika ve BDP birlikte, Devrim Yasalarını Anayasadan çıkarıyorlarsa, emperyalizm, kurumsal işgalini tamamladığına inanıyor demektir.
Türk milletini ayaklar altına alma işi ancak, başka bir milletin kuvveti ile mümkün olabilir.
Yani Türk milletini ayaklar altına alanın, emperyalizm olduğu anlamı vardır.
RTE, yaptıkları için “risk alıyoruz” derken emperyalizm ile birlik olup, Türk milletini ayaklar altına almayı kast ediyor olmalıdır.
Yoksa koskoca bir milleti, yabancı bir kuvvet olmaksızın nasıl ayaklar altına alabilir.
Emperyalizme, emperyalizm diyemeyenler, onu işbirliği sanırlar. Başkalarını da buna inandırmaya çalışırlar.
Oysa emperyalizm tek taraflı bir egemenlik şeklidir.
Evet, emperyalizmin, gizli açık varlığını yürüten, yerel işbirlikçiler vardır.
Bunlar için emperyalizm görünmez olabilir. Ancak halk için aynı şey geçerli değildir.
Millet ve onun önderleri için hiç geçerli değildir.
Zaten emperyalizme karşı savaş, işbirlikçilere karşı savaştır.
Kurtuluş Savaşı sırasında da, irticacı örgüt önderlerinin keseleri İngiliz Sterlini ile doluydu.
Kim, kimi ayakları altına alıyor sorusunun cevabı; AKP+ABD ve Öcalan mı, Türk milletini ayakları altına alacağıdır.
Hiç kimse Türk milletini ayaklar altına almaz.
Herkes şundan emin olsun ki; emperyalizm işbirlikçileri ile birlikte def olup gideceklerdir.
Tıpkı, 1920’lerde olduğu gibi.