Kim Hangi Köyün İmamı? – I
Bir yılı aşkın bir süredir gündemi oyalayan, oyaladığı gibi de bu ülkede nekadar söz sahibi olduğunu ispatlayan bir çete, kimine göre kurum, buna benzer makam ve isimler telaffuz etmek mümkün. . .
Ama sanırım kendilerinin telaffuz edilmesini istediği isim Ergenekon, tabi ki sadece isimden bile yola çıkarak bu yelpazenin nekadar renkli ve geniş olduğunu anlamak mümkün. . .
Kısaca bu yapılanmadan bahsetmek gerekirse, çeşitli rivayetler mevcut; hatta İlk temelini Fatih Sultan Mehmet’e kadar uzandıran komplo yazılarına hergün bir diğeri ekleniyor. Tabi ki de hangi bilgilere itibar edebileceğiniz size kalmış; lakin birazda uyanık olmak gerekiyor, bilgiyi seçmek, elemek ve ölçmekte gerekiyor. . .
Nato, soğuk savaş döneminde olası bir Rus istilasına karşın üye ülkelerde gizli bir yapılanmaya gitmiştir. Doğu blokunun yıkılmasının ardından bir çok ülke kendi içlerinde bu kontragerilla olarakta bilinen örgütleri bitirdi. En son ve en ünlüsü olarak İtalya da çok su götüren ve kendilerine “Gladyo” diyen kontragerilla yapılanması da bitirildi. Fakat Türkiye de ki yapılanmanın çok karmaşık olduğu ve çözülemediği öne sürüldü.Şimdi diyeceksiniz ki yahu her ülke bitirdi de niye Türkiye de ki karmaşık, niye çözülemiyor.? Cevabı okadar da zor olmasa gerek, Napolyon’un çok manidar bir sözü vardır:” Ülkelerin kaderini bulundukları coğrafyalar belirler diye.” Bulunduğumuz konumu ve sahip olduklarımızı göz önünde bulundurursak gündemin neden bukadar yoğun olduğunu daha iyi anlıyabiliriz.
Şu anki hükümetin yapmaya çalıştığı, miadı çoktan dolmuş taşeron bir örgütü tasviye etmektir. Tabi ki nekadar başarılı olabildikleri, nekadar az yolsuzluk ve işbirliği yaptıklarına bağlı olacak. Ergenekon taşeronunun başında tahmin edebileceğimiz ve çoğumuzun öngörüsü bu şekilde olsa gerek askeri kökenliler mevcut diye duyumlar oldukça fazla. Kenan Evren döneminden bu yana darbe anlayışı ülkeyi kaosa götüren bir askeri eylem olmak yerine İkinci Atatürk olma isteğine dönüşen askeri bir anlayış halini aldı. Bu yüzden de laiklik öne atıldı, her zamanki gibi laiklik elden gidiyor mitingleri düzenlendi, irtica hortlatıldı ve nitekim son durum gözler önünde. Sayın İlker Başbuğun göreve geldiği daha ilk açıklamanın temeli laiklik kaygısı duyanların ciddiye alınması oldu. Bu laiklik nasıl bir türkü haline getirilmiştir ki sazı eline alanın söylediği bir şey halini almıştır.Büyük bir kesimin, daha Yaşar Büyükanıt döneminde ki darbe arzuları, İlker Başbuğla birlikte tek atımlık barutlarını kullanmak istiyorlar.
Susurluk olayında ortalığı bir birine katan chp neden şimdilerde bukadar sessiz? Demokrasiyi savunup darbe arzusu olanlardan mı yoksa? Ya da Aydın Doğan Grubu manşetlerinde koskoca ergenekon faciası dururken neden başka konuları işliyor, neden olumsuz yorumlarda bulunulmuyor, bunun cevabı olumlu bir oluşum oldukları için mi ? Kesinlikle hayır ! Bence Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin nasıl Aydın Doğan Grubuna geçtiğiyle yakından alakalı olduğunu düşünüyorum. Abdi İpekçi süikastı ve Milliyet gazetesinin Aydın Doğan’a geçmesi ve Çetin Emeç süikastı ve Hürriyetin Aydın Doğan'a geçmesi. Peki Süikastlar, Ergenekon ve bir kısım medya grubu arasında nasıl bağlantılar olabilir dersiniz ? Bir de ilk dörde giren gazeteyi satmak ve satın almak direk parayla alakalı bir olay değildir. Sabancıyla, Koç dururken neden Aydın Doğan almıştır derseniz ? Pardon soruyu yanlış sordum, neden Koç grubu ve Sabancı grubu aradan çekilmiştir, oysa ki Rahmi Koç bu konu da oldukça istekliydi. Bu soruların cevapları düşünen ve idrak eden beyinler için oldukça basittir. . .
Sayın CAYIR..
Ekim 25th, 2008 at 14:02Yazınızı oldukca begeniyle okudum.Gercekten milletimizin,gundemini oldukca mesgul eden,bana gore cok gereksiz bir konu bu..
Halbuki devletimizin,milletimizin daha onemli konular üzerinde durmasını temenni ederdim.
Yazınız için tesekkur ederek gundem yazılarınızın devamını diliyorum..