content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

10 Şub

Kıbrıs’ta Kim Kaybetti Kim Kazandı?

Kıbrıs adası, Sicilya ve Sardinya'dan sonra Akdeniz'in üçüncü büyük adasıdır. Yüzölçümü 9251 km2'dir. Doğu Batı ucu arasındaki uzunuluğu 225 km, kuzey güney genişliği ise 96.5 km'dir. Kıbrıs Adasının kuzerinde Türkiye 60 km uzaklıkta iken, doğusundaki Suriye 100 km, güney batısındaki Mısır 330 km, Yunanistan'a ait Girit adasına 370 km, Rodos adasına ise 500 km uzaklıktadır.

Adanın kuzeyini oluşturan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 3.355 km2, adanın güneyini oluşturan KIbrıs Rum yönetimi ise 5.896 km2'dir. K.K. Türk Cumhuriyeti'nin Mart 2010 itibarı ile nüfusu 265.100'dür.K.K. Türk Cumhuriyeti'nin yıllık Milli geliri 2008'de 5.192 Milyar ABD Dolarıdır. Kişi başına düşen yıllık gelir ise 14.765 ABD dolarıdır. Buna karşılık Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin nüfusu. İse 2009 sayımına göre 793.963 kişidir. Kıbrıs Rum yönetiminin 2009 yılı verilerine göre yıllık geliri 24.943 milyar ABD doları kişi başına düşen yıllık gelir ise 29.948 ABD dolarıdır.

Kıbrıs adası Venediklilerin yönetiminde Memlüklülere yıllık vergi ödeyen bir durumda iken 1517'de Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethetmesinin ardından Venedikliler, Memlüklülere ödedikleri yıllık vergilerini Osmanlılara ödemeye başladılar. Osmanlı ticari ve yolcu gemilerine adada üstlenen korsanların saldırmaları üzerine 1571'de Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından fethedilmiştir. 1878'de ise Belin Antlaşmasında İngilizlerin Osmanlılara yardımcı oldukları iddiası ve ısrarı üzerine Padişah.

2. Abdülhamit tarafından mülkiyeti Osmanlılarda kalmak üzere ve geçici olarak kullanım hakkı İngilizlere devredilmiş oldu. Birinci Dünya Savaşın başlangıcında 1914'te İngilizler Kıbrıs'ı bütünüyle İngiltereye kattıklarını ilan ettiler. Osmanlı hükümeti bu kararı kabul
etmediğini protesto ettiğini ilan etti. Lozan Antlaşmasında ise Türkiye tarafı Kıbrıs'ı hiç gündeme getirmedi. Üstelik Kıbrıs'ın İngilizlere aidiyetini bu antlaşma ile kabul etti.Doğu Ortodoks Kilisesi 1950'de Kıbrıs Türklerinin muhalefetine rağmen düzenlediği bir referandum ile katılanların % 90'ı Kıbrıs'ın Yunanistan'a katılmasını (ENOSİS olarak blinen görüşü) kabul etti. Kıbrıs sorunu bu tarih itibarı ile hem.

Türkiye hem de adadaki Türkler için yeni bir merhale geçmiş oldu. Kıbrıslı Rumların 1955'te kurdukları EOKA adlı rgüt ise adadaki İngilizlere karşı silahlı eylemlere başladı. Bu dönemde Türklerde kendilerini savunmak için örgütlenmeye çalıştılar. Türk tarafı adanın Rumlar ve Türkler arasında bölünmesini (Taksim) isterken Rum tarafı adanın bütünüyle Yunanistan'a katılmasını (ENOSİS) istediğinden yer yer çatışmalar ortaya çıktı. İngiltere adadan çekilmeye karar verdiğinden 1959 Londa ve 1960 Zürih antlaşmalarını Türkiye ve Yunanistan ile yaptı. Böylece bu üç ülkenin korumasında (garantrlüğünde) Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Antlaşma ile Türkler Kıbrıs Cumhuriyeti yönetiminde, Meclisinde % 30'luk oranında temsil hakkına sahip oldu. Londra ve Zürih Antlaşmalarının mimarı sayılan Adnan Menderes ve Fatin Rüştü Zorlu ise 1961'de idam edildiler.

EOKA'cıların Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlama çabalarının bir sonucu olarak Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios'a karşı darbe yapması üzerine Türkiye garantr ülke sıfatı ile 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs adasına askeri birliklerini gnderdi. Adanın kuzey kesiminden oluşan üçte birlik bir bölümü Türk birliklerinin denetimine alındı. Güneyde bulunan Türkler kuzeye, kuzeyde bulunan Rumlarda güneye taşındı.

Savaş esnasında 1.534 Kıbrıslı Rum, 502 tane de Kıbrıslı Türk kayıp oldu. Ada bylece fiilen ikiye bölünmüş oldu. 1974'ten başlayarak Türkiye'nin bütün çabaalrına rağmen Rumlar ve Yunanistan adada Türk ve Rumların kurucusu oldukları iki bölgeli federasyonun kurulmasını kabul etmediler. Bunun üzerine Türkiye'nin isteğine bağlı olarak Kıbrıs Türkleri 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini
ilan etti. BM ve ardından AB ise K.K. Türk Cumhuriyetinin varlığını kabul etmedikleri gibi aldıkları ambago kararı ile Kıbrıs Türk kesimine karşı başta ulaşım ve ticaret olmak üzere her çeşit ambargo kararı aldı. Bu ambargo nedeniyledir ki, Kıbrıs Türkleri Türkiye'nin dışında hiç bir ülke ile ticaret yapamamaktadırlar.

Kıbrıs Rum yönetiminin bütün Kıbrıs'ın meşru temsilcisi buna karşılık Türkiye'nin Londra ve Zürih antlaşmalarına rağmen adada işgalci sayılması, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerindeki ambargonun 40 yıla yakın zamandır devam etmesi, Kıbrıs'ın giderek Türkiye'yi ve onun dış politikasını esir aldığı, AB'ye girmesine engel olduğu hatta Türkiye içinde demokratikleşmeye bile engel olduğu, Türkiye üzerinde çok büyük eokonomik yüke neden olduğu bu yüzden Kıbrıs'ta bir çözümün kaçınılmaz olduğu fikri uzun bir zaman özellikle 2000'li yıllarda heyecanla savunuldu. AKP hükümeti de büyük ölçüde bu görüşlere destek oldu. Başbakan Erdoğan, Kıbrıs müzakerelerinde "her zaman bir adım önde olmak istediklerini, çözümsüzlüğün çözüm olmadığını, kazan kazan formülü ile hareket ettiklerini" ilan etti.

BM eski genel sekreteri Cofi Annan hazırladığı bir plan ile, Kıbrıs Türk kesminin topraklarının bir bölümünün Rumlere devredilmesini,
60 bin Rum'un kuzeye gelerek yerleşmesini, buna karşılık iki bölgeli iki kesimli bir Kıbrıs federasyonunun kurulmasını teklif etti. Annan planı diye isimlendirilen bu plan Nisan 2004'te Kıbrıs Rum ve Türk kesiminde halk oylamasına sunuldu. AB ve ABD temsilcilerinin bu plana Türklerin evet demeleri halinde, Kıbrıs Türk kesmini tanıtacakları ambargoyu kaldıracakları, Türkiye'nin AB'ye üye olmasına itiraz etmeyeceklerini vaat ettiklerini Başbakan Erdoğan daha sonraki yıllarda defalarca açıkladı.

Kıbrıs Türkleri oylama ncesinde ikiye bölünmüştü. Eski Cumhurbaşkanı denktaş'ın başını çektiği ulusal kanat, Annan Planı Kıbrıs Türkü için bir intihar durumundadır, reddedilmelidir derken, Mehmet Ali Talat'ın öncülük ettiği sol kesim ise Annan Planını aşkla ve heyecanla "Kıbrıs Türkünün kurtuşu" diye savundular. AKP ve Başbakan Erdoğan Annan Planı referandumu esnasında Kıbrıs'ta sol kesimin müttefiki durumundaydı. Türkiye'deki sol ve ulusalcı kesim ise Denktaş'ın ncülük ettiği kesimle beraber Annan Planına karşı muhalefet ettiler. Annan Planını Türk tarafı 20 Nisan 2004'te % 70 oranında evet ile kabul etmişken, Rum kesimi de % 70 oranında hayırla reddetti. ABD ve AB Türklere yönelik hiç bir vaadini tutmadı. Buna karşılık referandumdan bir hafta sonra Kıbrıs Rum Yönetimi bütün Kıbrıs'ın temsilcisi olarak AB'ye üye yapıldı. Rum Yönetimi bu tarihten itibaren bütün AB organlarında başta Türkiye olmak üzere hemen her konuda karar vericilerden birisi durumuna geldi. Başbakan Erdoğan'ın "Kazan-Kazan, Bir adım önde olmak, çözümsüzlük çözüm değildir" diye açıkladığı tutum sorunun çözümüne hiç bir katkı sağlayamadı. Türk tarafının tutumunu, Kıbrıs Sorununun çözümüne engel gören anlayışı temsilen M. Ali Talatsekiz yıl Cumhurbaşkanı unvanı ile Kıbrıs Rumlarının kapısını aşındırmasına rağmen hiç bir sonuç elde edemedi.

Kıbrıs Türk kesminin bütçesi her yıl açık vermeye devam ettiği gibi bu açık her yılda artmaya devam etmektedir. Türkiye'den de zaman zaman bu açıklara, harcamalara itiraz edilmektedir. Erdoğan Hükümeti de bu itirazlara katılarak harcamaların kısılması yönünde Kıbrıs Türk yönetiminden isteklerde bulundu. Kıbrıs'ta ise İslam aleyhtarlğı ile tanınan sol sendikaların öncülüğünde maaşlarının arttırılmasını isteyen gsteriler yaptılar. Gösterilerde Türkiye adada işgalci olarak nitelendi. Kıbrıs Rum yönetiminin bayrağı taşınırken Türkiye'nin bayrağı taşınmadı. Hükümete ve Erdoğan'a karşı ağır sözler söylendi. Kıbrıs Sorunu için Kıbrıs Rumları her zaman ittifak halinde davranırken Kıbrıs Türkleri aynı ittifakı gösteremiyor. Komünist-Sol grupların ncülük ettiği kesim daima Türkiye'ye karşı Kıbrıs Rumları ile aynı siyaseti savunabilmektedir. Son gsterilerle birlikte AKP ve Kıbrıs Türklerinin sol kesimi arasındaki ittifakta iyice kopmuş oldu. Erdoğan Hükümeti 2004 şartlarına göre Kıbrıs Sorunu için ulusalcı kesimin grüşlerine göre daha yakın durumdadır. 2004'e kadar seslendirdiği görüşleri artık AKP içinen kimse savunmamaktadır. Kıbrıs'ta ittifakın tarafları son altı yılda önemli ölçüde değişmektedir. Kıbrıs Türk kesimi, Türkiye'nin iç siyasetini tayin etmeye devam etmektedir.

Kıbrıs Rumları ile ittifak halinde ki Türk sol kesimi, resmen fiilen KIbrıs Yönetimi sayılan Rum kesiminin vatandaşı sayılmalarına rağmen, güneye iltica etmeyerek kuzeyde Türkiye'nin temin ettiği imkanlardan yararlanmaya devam etmektedir. Çözümsüzlük çözüm değildir diyen AKP Hükümeti de, zımnen şimdiye kadar Kıbrıs'ta Sorunun çözülemeyişinden Türkiye tarafını sorumlu ilan etmiş olmalarına rağmen, bir adım önde olmaya çalışmalarına da rağmen hiç bir sonuç elde edemeyerek yavaş yavaş ulusalcı kesimin grüşlerine yaklaşmaktadır.

S E Ç İ L M İ Ş K A Y N A K Ç A

1-Aydın Olgun, Dünden Bugüne Kıbrıs Sorunu, Kastaş Yayınları, İstanbul, 1999.
2-Erdal Güven, Helsinsiki'den Kopenhag'a Kıbrıs, Om Yayınları, İstanbul, 2003.
3-Erol Manisalı, Dünden Bugüne Kıbrıs, Güdoğan Yayınları, İstanbul, 2003.
4-Erol Mütercimler, Satlık Ada Kıbrıs, Alfa Yayınları, İstanbul,
5-Ertuğrul Üçler, Kıbrıs Çıkartması, Yeniyüzyıl Yayınları, İstanbul, 2009.
6-Mehmet Hasgüler, Kıbrıs'ta Enosis ve Taksim Planlarının Sonu, Alfa Yayınevi, İstanbul, 2007.
7-Mustafa Tarakçı, Kıbrıs Barış Harekatı, Hiperlink Yayınları İstanbul, 2010.
8-Nihat ztoprak-Bayram Ali Kaya, Suya Düşen Sancak Kıbrıs Türk Kültürü Üzerine İncelemeler, 47 Numara Yayıncılık, İstanbul, 2008.
9-Niyazi Kızılyürek, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti, İletişim Yayınları, İstanbul, 2007.
10-Nuri Çevikel, KIbrıs'ta Osmanlılar Mirası, Kırkyedi Numara Yayıncılık, İstanbul, 2006.
11-Osman Örek, Belgelerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nın Tarihi Gerçekleri, Alfa Yayınları, İstanbul
12-Sabit Dokuyan-Serdar Sakin, Kıbrıs ve 6-7 Eylül Olayları, IQ Yayınları, İstanbul, 2010.
13-Ulvi Keser, Kıbrıs'ta Yeraltı Faaliyetleri ve Türk Mukavemet Teşkilatı, IQ Yayınları, İstanbul, 2007.
14-Veysel Batmaz, Kıbrıs'ı Verelim Musul'u Alalım, Salyangoz Yayınları, İstanbul, 2008.

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank