KGS’siz Hayat Otobanı
İnsanlar geleneksel yaşam tarzından çok şeyler öğrenebilir. Öğrenilebilmesi gereken tek şey varsa, o da bu topraklarda mütevazi yaşamaktır... Mütevazi yaşamak ise her baba yiğidin harcı değildir. Senin içinde senin tüm vücudunu kemiren bir şey varken - ki buna ister nefis diyin , ister ego diyin, ister hırs diyin, bu varken içinizde, mütevazi yaşamanız imkansızlaşır. Hiçbir şeyden keyif alamaz hale gelirsiniz...
Bu lanet ucube Dünya, siz ne kadar ''Ben bu Dünya'nın Merkeziyim'' deseniz de dönmeye ve yok olmaya devam edecektir. Hırslarımız, daha çok kazanmak için boğuşmalarımız sadece sonumuzu daha çabuk hazırlar... Başka da bir şeye yaramaz...
Gelin sizinle biraz kafa patlatalım tüm bu olan bitenlere...
Hayat dediğimiz uzun yolculuğa ne zaman başladınız biliyor musunuz?
Tabi ki bir sperm taneciği ile... Bu tanecik sayesinde kendinizi güvende hissedeceğiniz bir yumurta bulup oraya yerleştiniz ve yolculuğunuza burada devam ettiniz...
Beklediniz, sıkıldınız, bunaldınız ve aylar sonra oluşacak bir hareketlenme ile aslında bir oyundan ibaret olacak hayatınıza ''merhaba!'' dediniz...
Annenizin koynuna sokuldunuz, onun koruması altına girdiniz... Size ilgi gösteren, sizi eğlendirmek için şebeklik yapan yığınca insan dolu etrafınızda...
Bebeksiniz ya... Ekmekten elden, su gölden misali, hayatınız ikram ile geçiyor...
Belki de bu kısım hayatınızı kapsayan uzun yolculuğun en rahat kısmı oluyor...
Ne dert, ne pahalılık, ne kan , ne gözyaşı...
Sonra biraz daha serpiliyorsunuz... Kendinizi tanımaya başlıyorsunuz...
Çevrenize karşı ilginiz, alakanız bir hayli fazlalaşıyor...
İlk cümlelerinizi de yine size öğrettikleri gibi söylüyorsunuz...
Zaman daha çabuk geçmeye başlıyor.
Tabi uzun yolculuğunuz da karşılaşacağınız yol ayrımları da çıkıyor karşınıza... Herkes başka,başka yolları tercih ederek, sona doğru tekrar birleşecek olan otobanlar yığınında yollarını ayırıyor ve uzunca bir yol kat ettikten sonra aynı yola bir kez daha dönüyor...
Son durağa geldiğinde ise bir daha aynı yolculuğu yapmamak üzere, hayatı boyunca kullandığı otoyolu terk ediyor...Ve bu döngü sürekli devam ediyor...
İşte size hayatımızın yolculuğu...
Şimdi gelelim, bu yol üzerindeki engellere bir bakalım;
Hayat denen uzun rotada ilerlerken hangi kalitede yolda ilerlemek istediğinizi siz seçemiyorsunuz. Önünüze konulan yolu kullanmak zorundasınız...
Afrika'nın, Asya'nın ya da Latin Amerika'nın ücra bir köyünde bu yolculuğa başladıysanız eğer haberiniz olsun, oldukça çukurlu, engebeli ve sürprizlerle dolu bir yolculuk sizleri bekliyor olacak...
Bu yolculukta aç kalmakta var, lastiği patlatıp, yolda kalmakta...
Avrupa'dan ya da Amerika'dan başlarsanız eğer daha güzel bir yol size sunuluyor. Virajsız, çukursuz, bol şeritli bir yol. Sürat yapmak serbest...Hız limiti denen bir şey yok. Etrafınızdan hızla geçen diğer yollara sadece boş gözlerle bakarsınız ve sarsıntısız bir yolculukla yolunuza devam edersiniz...
Gelelim ülkemizin yol durumuna...Biz de otobanda var, stabilize yol da, bol çukurlu köy yolu da... Kimimiz daha süratli gidiyor, kimimiz aheste çekiyor kürekleri...
Kimimiz köprüden önce son çıkışı kaçırıyor büyük şaşkınlıkla....
Kimimiz aldırış etmiyor, yol kenarında lastiği patlayan ya da karbüratörü su kaynatanlara...
Kimimiz ise onların yüzüne gülüp, yardım eli uzatıyor ama arkasından işler çeviriyor...
Ha bir de levhalar var elbet...Yol kenarlarını süsleyen...Bu levhalara otoban'da da , taşra yollarında da rastlamak mümkün...
Ne diyor biliyor musunuz bu levhalar?
''Düşünmeyeceksin...''
''Sorgulamayacaksın...''
''Kurcalamayacaksın...''
''Mutluymuş gibi görüneceksin...''
''Direnmeyeceksin...''
''Baş kaldırmayacaksın...''
''İtaat edecek-Biat edeceksin...''
''Yazmayacak-çizmeyecek-konuşmayacaksın...''
''Sevmeyeceksin...''
''Fişleyeceksin...'' ve
''Kulluk edeceksin...''
Bu levhaları yolumuza kimlerin eklediği apaçık ortada... Ama yasalara saygımızdan olsa gerek levhanın bize ne söylediğine dikkate alıp ''SUSUYORUZ!''
Oysa hepimiz üzerinde gittiğimiz yolun daha güzel, daha aydınlık olmasını istiyoruz. Çukurlu yollardaki çukurların kapatılmasını, otobandaki şeritlerin arttırılmasını istiyoruz sadece...Tüm engellemelere rağmen yol çalışmalarına da katkı sunuyoruz...
Yolculuklarında susmayanları, ses çıkartanları ise birkaç kilometre sonra başka yolcular durduruyor ve kendilerine göre durdurdukları kişinin hayatını sonlandırdıklarını sanıyorlar...
İşte uzun hayat yolculuğumuz bundan ibaret...
Ve daha gişelere gelmeye çok yolumuz var...
O halde yolumuz açık olsun!..
Aralık 11th, 2010 at 04:55