content
28 Ara

Kendinize Gelin

Malum… Cumadan cumaya yazıyoruz. Dolayısıyla 2009’un son yazısıdır bu…

Koca bir yılın nasıl rüzgâr gibi geçip gittiğini anlayamadık bile…

Yine bir sürü “şey” yaşandı.

Bu yılda da insanlar aynı tempoda birbirine kötülük yaptılar. İyilikler de yapıldı kuşkusuz ama sayısal olarak hem yetersizdi, hem de iyiliğin ve dostluğun yapısı gereği gösterişsizdi.

O nedenle yapılan kötülükler ve insanlığa verilen zararlar canımızı acıttı.

Dünya denen bu hanede her zaman olduğu gibi yine dostlukları veya ilişkileri aşındırdık. Bu güzel ilişkileri kullanmayı beceremedik.

Ya gözümüzü hırs bürümüştü, ya da bilmeden etrafımızı üzüntüye boğduk.

Bazen bilmeden yaptıklarımız, yeterince hoşgörüyle karşılanmazken, kasten yaptıklarımız her nedense görmezden gelindi.

Tüm bu patırtı-kütürtü arasında “Yüce Hakem” bizi sık sık uyardı aslında…

“Kendinize gelin… Ne yapıyorsunuz?” dedi.

Bunu nasıl mı anladık? Bu da soru mu şimdi?

2009’un başında aramızda olan dostlarımız şimdi nerede acaba?

Daha da geriye giderek bu dostlarımızın sayısını artırmamız mümkündür.

Mademki geçiciyiz ve mademki faniyiz; öyleyse bu aç gözlük, bu hak tanımazlık niye? Bu başıbozukluk niye?

Değil mi ki; hayatımız bir çukurda son buluyor; o zaman bu büyüklenme niye? İnsanoğlunun ayakları ne vakit yere basacak?

Apaçık uyarıldığımız halde sıranın her an bize de gelebileceğini düşünememek ne acı…

Pişmanlık ve keşkelerimizi tonlarca yük gibi omuzlarımızda taşıma mecburiyeti ne kadar zahmetli…

Yılbaşı geldiğinde bazılarımız hoyratça tepinecek belki… Ve belki de en doğal haklarıdır. Fakat yıl içinde kalbini kırarak bu dünyadan gönderdiği bir dostu olmuşsa, hangi insani ölçülere göre tepinebilir? Ve hangi vicdani ölçülere göre?

Eğer içinde “koca bir yürek” barındırmıyorsan… Senden gayrısını düşünmüyorsan… Sana uzatılan elleri görmüyorsan… Kuytu köşelerdeki feryatları duymuyorsan… Karanlıkla boğuşanlara umut olamıyorsan… Bir çiçeğin kokusunu tüm benliğinde hissedemiyorsan… Ve eğer dostluklar gözünde pek değer bulmuyorsa…

Bu nasıl yaşamaktır?

Hanların hamamların varsa, buna rağmen insanlar tarafından sevilmiyorsan…

Bu nasıl insanlıktır?

Bir şeylere sahip olabilme uğruna çevrendekileri kırıp döküyorsan… Arzu duyduklarına kavuşsan bile…

Bu nasıl gidiştir? Niye yaşarsın sen?

2009’un son yazısıdır bu… Ve rüzgâr gibi geçti. Nasıl geçtiğini anlayamadık bile…

Geçen zaman içinde elbette bazı dostlarımızı istemeden incittik. Belki de istemeden onları kaybettik.

Eğer 2010 gelecekse, dostlarımızı yeniden kazanarak gelmeli…

Başka türlü yaramaz bize yeni yıl… Aşınan ve yıpranan ilişkileri onarma vaktidir. Sevgiyi tazeleme vaktidir. Temiz ve beyaz bir sayfa açmanın adı olmalıdır 2010…

Sonra dileyen sabaha kadar tepinsin…

Hayatın yüksek temposuna ve teknolojik cazibeye esir düşen insanoğlu, her ne kadar güçlü gibi görünse de acınası bir durumdadır.

Günümüzde daha da yalnızdır insanoğlu…

Kör kuyularda debelenip durmaktadır aslında…     

Öyleyse neyin kavgasıdır bu? HOŞÇAKALIN

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

2 Kere Cevaplanmış to “Kendinize Gelin”

  1. 1
    Uğur ÖZALTIN Says:

    Hergün bir muhasebe yapmalıyız aslında ama bazıları bunu yılda bir de yapslar razıyız fakat bu mehasebeyi kimileri ölüm anlarında yapıyor. Çok geç kalınmışlığın bin pişmanlığı içinde.

    Aklını kullanan bir vicdan sahibine her gün 5 defa minarelerden davet gelmekte olduğunun bilinci içinde yaşıyor.

    Yılbaşında benim için hiç bir ayrıcalıklılık yok. Hoşuma giden bir tv kanalında yine normal bir gece geçireceğim ve yaşımı bir sayı daha yüksek söyleyeceğim o kadar :>

  2. 2
    Zekeriya Eruzun Says:

    Teşekkür ederim Uğur Bey; demek ki; aklın yolu bir...



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank