- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Kendi Çalıp, Kendi Oynamak…

Başbakan, sözün anlamını bilmiyor mu!?
Devlete meydan okuma adına, “özerklik deklarasyonları” yayınlanırken; Başbakan; “kendileri çalarlar, kendiler oynarlar” diyerek bu küstah eylemi basite indirgiyor!..
Eylemi mi görmezlikten geliyor; eylemcileri mi!? Ama bir şeylerin gözden kaçtığı kesin!..
Bu bir isyan, bu bir bölünme deklerasyonu-bildirgesi-ilanı-manifestosu, ey başbakan!..
Bölünmez bütünlüğünden sorumlu olduğun ülkenin parçalanma bildirisi yayınlanan!..
Anayasal suç!..Net; açık!.. Büyük bir suç!..
Ey Başkomutanlık makamının da sahibi, Cumhurbaşkanı!.. Neredesiniz!.. Bu zamanda görevin gereği yapılmayacaksa o zaman, ne zaman gelecek!..
Bu suçlamayla nice canlar yitirildi bu ülkede vakti zamanında!.. Hiçbirinin bu suçu işlediğine dair bukadar açık bir delil bile yokken!..
Ama şimdi; suçun basite indirgenip, mahalle ağzıyla karşılık verilmesi içimizi acıtıyor!..
Duyuru: - Demokratik özerkliğimizi ilan ediyoruz!
Cevap: - Kendileri çalar kendileri oynarlar!..
-------------------
Anlamadınız galiba Sayın başbakan, oyun havası değil duyduğun ses; bölünme ilanı!..
Özerklik ilanlarını, hiç kimseye sormadan koyuyorlar ortaya!..
Kendileri çalıp, kendileri oynuyorlar zaten!.. Durumu sözle teyit etmenize gerek yok ki!..
Başına buyrukluğun ifadesidir, kendi çalıp oynamak, seni takmamaktır!.. İzin vermektir hatta!.. Bu ortamın yaratılmasına katkı koymuş olmaktır!..
“Kendiniz çalın kendiniz oynayın!” bizden müsaade!... diyerek cesaretlendirme midir!?
Şu tarihi hatırlayın!.. 4 Haziran 2003!.. Çiçeği burnunda bir iktidardınız!... Ama marifetiniz büyüktü!.. Bugünlere kapı aralayan bir ön hazırlık yapılmıştı o tarihte !.. Kulak asılmadı!..
O tarihte; Türkiye Büyük Millet Meclisinden, AB sevdasıyla geçirdiğin ikiz yasaların verdiği hakkı kullandıklarını ilan ediyorlar bölücüler!.. Çıkardığın yasa diyor ki: “bütün halklar, kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir!” Sehven çıkmış olamaz bu yasa!.. Günün birinde, işin bu noktaya geleceğii kesindi: İşte o gün bugün… Hem de, Fransız ihtilalinin başladığı ve Bastil Hapsanesinin baskınla boşaltıldığı gün!... Hem de 13 mehmetçiğimizin teröre kurban verildiği gün!.. Hem de Meclis Başkanı ile görüşmelerin yapıldığı gün!..
Rastlantı mı bunların hepsi!..
Kavramlar saptı, anlamlar karıştı, devr-i iktidarınızda!.. Bölünmeyi savunmanın adı özgürlük olunca da,, bölücülüğe gösterilen tepki de; basit bir halk deyimi ile geçiştirilmeye kaldı!..
-----------------------------
“kendimizi yönetme güç ve iradesine sahip olduğumuzu belirtiyor, demokratik özerkliğimizi ilan ediyoruz!” diyor bildirge!..
Ve devam ediyor bildirgede talepler!..:
“Özgürlük temelinde kendi toplumsal demokrasimizi de kurarak yeni bir statüye kavuşturmak istiyoruz.
Bitmiyor :
“Demokratik Özerklik projesinin mimarı Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın Demokratik Özerklik temelinde Demokratik Türkiye'nin inşasına daha fazla katkı sunması için gerekli koşulların yaratılmasını istiyoruz."
Ve daha neler içeriyormuş deklarasyon, Türkiye halkları(!) için. Çözüm modeli sadece Kürt Halkı için de önerilmiyor!.. Hani her meydanda sayıp döktüğünüz o , 36.5 etnik köken vardı ya onlar için de öneriler var deklarasyonda!..
“Demokratik özerklik; sadece Kürt halkı için değil, tüm Türkiye halklarının, inanç ve kültürlerin kendisini özgürce ifade edeceği ve kendi kendilerini yöneteceği bir çözüm modelidir.”
İşin burada bitmeyeceğini artık, belli!.. Sırada birleşik dörtlü bayrağın belirlenmesi, var. Arkasından da özerklikten bağımsızlığa geçiş talebiyle birlikte gelecek olan talep belli!..
----------------
Sayın Başbakan!.. Sayın, Başkomutan Cumhurbaşkanı!..
“Kendileri çalıp, kendileri o y n a m a s ı n l a r!.” O y n a y a m a s ı n l a r!..
Bu ülkenin halen bir anayasası varsa, yaralı da olsa, ülke bir hukuk devletiyse; kendileri çalıp, kendilerinin oynamasına izin verilmesin!.. Bu kadar açık bir anayasal suç, görmezlikten gelinmesin!.. Yakın geçmişte benzer suç bahanesiyle can ipe giden, zindanlarda çürüyen, sokak ortalarında katledilen gençlerin kan bedeli de sizin boynunuzda kalır, ey başbakan, ey başkomutan cumhurbaşkanı!..
Tez önlem, kansere tek çözümdür!.. Susma!... Sustukça, sıra daha nerelere gelecek!...
Siz ki; parasız eğitim isteyen öğrencilere bile “kendileri çalıp kendileri oynasınlar” hoşgörüsünü gösteremediniz!..
Siz ki; Ankara sokaklarında, kurdukları derme çatma çadırlarla, demokratik hak arayışını sürdüren Tekel İşçilerine tahammül edip; “bırakın, kendileri çalıp-oynasınlar” demediniz!.. Çadırlarını başlarına yıktınız!..
Şimdi kendi deyiminizle a ç ı k v e n e t o l a r a k söyleyin!..Millet de bilsin!..

BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİNİN TÜRKİYE AYAĞI MI UYGULANIYOR!?