Kelle Koltukta…
Mecazi karşılığı; her an belaya, ölüme hazırlıklı olmaktır.
Mafya jargonunda sık kullanılır.
Yapılan işin zorluğu, karşılaşılan engeller için kullanılır.
Vakitli-vakitsiz, uysa-uymasa, tutsa- tutmasa da söylenir.
*
Tarihin derinliklerinde…
Cellât, idam kararı verilen kişinin kafasını ayırıp, koltuğunun altına sıkıştırırmış.
İnfazlar karışmasın diye.
Şükür, bu devirde artık yok.
Sadece lafı kaldı.
Dedik ya; mahalle arası, meyhane köşesi, kişinin isyan halinde bazen sarf ettiği cümledir.
*
İzmir’in Karşıyaka Belediye Meclisi’nde bu laf, tutanaklara geçti.
Sözün sahibi Belediye Başkanı Cevat Durak.
Derinine inmedi.
Neden, niçin, kimler olduğunu söylemedi.
Belli ki sabır sınırı zorlanmış, içi taşmış, duygusu dilinden kaydı, herkesle paylaştı.
*
Dedi ki:
“ Artık bazı konularda yılgınlık geldi…
Yasal olarak işimizi yapıyoruz. Olmadık tehditler alıyoruz. Bunu hak ediyor muyuz bilmiyorum?
Artık kanunsuzluk ve usulsüzlük insanların içine işlemiş…
Kiminin iki leşi varmış, kiminin bilmem neyi.
Kelle koltukta iş yapıyoruz”
*
Cezanın infazında idam cezası kalktı.
Osmanlı’nın kelle olayı tarihe karıştı.
Bugün… Hukuk devletiyiz.
Kamu gücünün süreklilik temeline dayalı düzene sahibiz.
Bu çatı altında vatandaşın birçok temel hak ve özgürlükleri vardır.
*
Mesela…
Sağlık, eğitim, seçme-seçilme, özel yaşamın gizliliği ve…
En temeli olan, yaşam hakkıdır.
Kişi dokunulmazlığıdır.
*
Başkan’a üzüldük. Durumu düşündürücü.
Cumhuriyetin savcıları, belediyeden iki adım ötede.
Eğer hukuk devletinin varlığına inanıyorsa…
Gider anlatır derdini, belki bulur çareyi.
Yoksa savcılar mı gelsin?
Hukuk devleti usulünde savcının “Res’en soruşturma” hakkı da vardır.
*
İzmir hele Karşıyaka gibi çağdaş kentte, kimseyi “kelle koltukta” gezdirmek bizlere yakışmaz.
Hele o Başkan ise…
Bu kadar dertli, doluysa…
Asla!
*******************