Kelepçeli İyilik
Tamam iş çığrından çıktı, Suriyeli göçmenlerden kent nefes alamaz hale geliyor. Park ve bahçelerdeki görüntüler iç yaktı, çoğu çoluk çocuk dilenerek huzursuzluk yaratıyorlar. Hastalık riski başladı. Hepsi doğru. Var mı bir itiraz; hayır... Ama... Tüm bunlara rağmen mültecileri Atatürk Stadyumu’nda toplayarak, kelepçeleyerek zorla götürmenize razı değiliz. Sayın Vali Mustafa Toprak bu nasıl bir önlem? Vur derken öldürüyorsunuz. Sayenizde yeniden polis devletini hatırladık. Bergen Belsen toplama kampı gibi. En fakiri, en üçkağıtçısı, dilencisi de olsa Suriyelileri polislerin tekme tokatları arasında elleri kelepçeleyerek aşağılayarak kamplara göndermekten başka çözümünüz yok mudur?
***
Güler misin ağlar mısın halimize. Ülkeye 2.5 milyon, İzmir’e 100 bin Suriyeli gelinceye kadar akıllar neredeydi. O sıralar bu gidişat doğru değil “Aman hocam imdat” diyen bizdik. Sorun toprağını vatanını bırakarak perişan gelen insanların aramıza katılması değil, böylesine plansız bilinçsizce kabul edilmesiydi. Tampon bölge oluşturulmadan, kampların sayısı artırılmadan sağlık ve hijyen koşulları düşünülmeden gelişlerine göz yumulmasıydı.O kadar çok soru var ki. Kimliksiz, güvencesiz çoluk çocuk kente geldiklerinde ne yiyip içecekler, nasıl tedavi edilecekler neden bugüne değin bu konularla ilgilenen olmadı. Üstelik Emniyet güçlerine, Suriyeliler’e ılımlı davranın mesajı veriliyor, sorunlar görmezden geliniyordu. Yunan adalarına geçmek için hazırlık yapan mültecilere, insan tacirlerine yönelik ön baskın yok gibiydi. Suriyeliler ancak botlar battıp denize ceset olarak dağıldığında yetkililerden ilgi görebildiler.
***
Şimdi ne oldu ? Nereden ve aniden çıktı bu Stadyum kararı. Güvenlik güçleri sokakta kalanları, kamplara doğrudan gönderemiyor mu? Evet gelinen noktada hemfikiriz, mutlaka birşeyler yapılmalı. İzmir’de sıcak altında aç susuz kalıp çaresiz olanları ikna etmenin yolu bulunmalı.
Belli ki bu konu artık derinlemesine önlemler gerektiriyor.
***
Tampon bölge oluşturulmasında geç kalındı. Çözümsüzlüğün içinde debelenir hale gelindi. Önce Suriyelileri ölçüsüz şekilde getirmeyin dedik, şimdi bu yolla götürmeyin demek zorunda kalıyoruz.
‘Dünyaya insanlık öğretiyoruz’ derken mucit Valimizin sabrı taştı.
Lütfen işin kolayı ve yakışık almayan yöntemler bir kenarıya bırakılsın ve soruna adam gibi neşter vurulsun. Bence Sayın Vali’nin gücü buna yeter.
Teknoloji fırsatçıları
Çağ hızlı değişiyor, teknoloji başdöndürüyor. Teknoloji şirketleri hizmet atağında. Ve bunca değişimin elbet bedeli bir bedeli var; afedersiniz ‘elektronik kazıklar’.
Şirketler her detayı paraya çevirme derdinde. Yazlığa bağlattımız internet hattını kışın altı aylığına dondurduk.
Süre doldu Haziran’da hat açıldı, kullanım gayet iyi. Lakin faturalar tavanlarda geziyor. Aradım yetkilileri ‘Sizinle ayda şu kadar fiyata anlaşmamış mıydık’ diye sordum haliyle. Soğuk tele ses, “Hattınızda dondurma işlemi yaptığınız için kalan 12 ayı yüksek fiyattan ödeyeceksiniz” diyor.
Hiçbir itiraz kabul etmiyorlar. Tabii bu elektronik sekreterlerin tek iyi yanı var; yağmur halinde saydırmalarınızı anlamıyor.