Kaza Geliyorum Demez!
Kaza Geliyorum Demez !
Turizm şehri Antalya da sorunlar bitmek bilmiyor. Herkes kayığını yüzdürme telaşında ve biz bunu anlayışla karşılıyoruz. Ancak unutulmayacak hususlar vardır. Bunun başında, kayığı yüzdürürken batma tehlikesini göz ardı etmemektir. Antalyalı, çoğu insanımız turizmden ekmek yiyor dolayısıyla şehrimize gelen turistler velinimetimiz, onları en güzel şekilde ağırlamamız gerekmektedir ki, o turist tekrar tekrar şehrimize gelmek istesin, başka arkadaşlarına tavsiye de bulunsun ve şehrimiz kalkınsın. Herkes bunun bilincinde kanısındayım. Ancak aramızda bilincinde olmayan insanlarımız da var. Bu kişiler yüzünden turizme leke değmekte ve turist kaçmaktadır.
Bakınız 25.05.2010 tarihindeki Alanya’dan Pamukkale’ye giden tur otobüsünün Aksu Çayı’na uçması haberine. Bu haberde yetkililer şu an için kaza nedenini şoför’ün uyumasına bağlamaktadırlar. Ve kaza sonucu araç sürücüsü, Rusça kokartlı rehber ile 13 Rus turist hayatını kaybetmiş ve 26 Rus turist ise yaralanmıştır. Kaza herkesin her an başına gelebilecek bir olaydır. Ancak önlemek de insanoğlunun elindedir. Siz kazayı çağıracak hareketlerde bulunursanız kaza geliyorum demez bir anda gelir canınızı alır ve gider. Kimileri daha fazla kazanmak uğruna zamandan çalıyor, çalışan kişi sayısından çalıyor ve sonuçta türlü türlü kazalar meydana geliyor.
Ben bu olayı şöyle değerlendiriyorum: Tur operatörü yetkilisi büyük bir ihtimalle bu işi organize ederken bir araç sürücüsü kullanmıştır. Bu sürücü de farklı otellerden müşteri toplayacağı için geceden yola çıkmıştır ve uzun bir yoldan sonra yorgun düşmüştür. Normal şartlarda bir tur otobüsünde 2 araç sürücüsü bulunması gereklidir ya da bu tür uzun vakitli organizasyonlar 2 gün konaklamalı olmalıdır ki müşteriler de, rehber de, araç sürücüsü de yeterince dinlenebilsin.
Ama maalesef bazı şeylerin kısıtlanması nedeniyle bu tür kazalar kaçınılmaz oluyor. Tabi ki kasıtlı olarak kimse kazaya sebebiyet vermek istemez. Olayın diğer boyutundan bakmak gerekirse acaba kazanın yapıldığı yol durumu ne şekildeydi? Çünkü aynı güzergahta daha önce de kaza yapılmış. Bu nedenle araştırma yapılırken yol konusunda da ciddi araştırmalar yapılması gereklidir diye düşünüyorum.
Son olarak kazada vefat eden tüm yolculara Allah’tan rahmet diliyorum.Ve bu tür kazaların tekrarlanmaması için yetkililerimizden bu olayın üzerinde önemle durmalarını ve bu kazadan ders almalarını rica ediyorum.
yazı mı bu?
Mayıs 28th, 2010 at 07:41zorlama karalamaları bir yazı diye bu siteye koyan ,site yöneticisine buradan sesleniyorum.
artık bir kalite çıtası oluşturmanın zamanı gelmiştir.
2 dakika zamanımı çalan karalamaları benim gibi bir çok insan da bu sitede görmek istemeyecektir.
yukarıda ki yazı bir gazete veye televizyon haberinin
bir miktar içine su katılmış halidir.
vesselam!
Görmek istemeyenler yazıyı okumayabilir. Olay, gündem konusu olduğu için ben bu şekilde yazdım. Eğer yayınlanmayacak durumda olsa idi yayınlanmazdı. Kalkıpta neden yayınlanmadı diye sitem edecek halim yok. Kaldı ki yazıyı yayınlayan kişiler herhalde bilinçsiz insanlar değildir. Sanıyorum sizler daha bilinçlisiniz kendinizce...
Mayıs 28th, 2010 at 10:26evet ben bilinçli bir insanım.
Mayıs 28th, 2010 at 13:07yazınızın içeriğinde bir nokta göremediğim için genel bir değerlendirme yaparak ,fikrimi açıkladım.burada kayıkçı kavgasına girmem.
bir derinlik ,bir düzey ,bir durum analizi yaptım.
-----------
bir tavuk bir yumurta verince tüm mahalleli duyuyor ,bir inek bir kova süt verince kimsenin haberi olmuyor.
Tamer Bey; siz de bir çanak süt verip, sonra ona bir tekme atıp dökme mantığı sezinliyorum.
Sizin bu gazetede yazmaya ilk başladığınız zamanlarda, yaptığınız imla hatalarını düzeltmekten (İngilizce font uyumsuzluğundan kaynaklanan hatalar hariç) iflahımız kesiliyordu. Hatta, şu yorumunuza bakın. Biz gazetede duyurmak için göbeğimiz çatlıyor. Sözcük/kelime biter, virgül konulur, ara verilir ve yeni sözcüğe başlanılır.
Bu davranışı veya davranış kalıbını anlamadık gitti.
Sadece yazılar değil yorumlardaki derinlik ve estetik te yazarın seviyesini gösterir.
Yaşımızı, geldiğimiz yeri tecrübelerimizi düşünerek konuşalım. Ben bir virgül kaydırma yüzünden 1992 yılında bir şirkette çalışırken işten çıkarıldım.
Mükemmelleşmek öyle pat diye elde edilen şeyler değil.
Gazetemizin entellektüelliği ve seviyesi elbette önemli ama turizm sektöründe olan bir faciayı tüketici sivil toplum kuruluşunda koordinatör olarak hizmet eden yazarımız değerlendirmiş. Bu değerlendirmedeki derinliği okurları takdir eder. Biz her yazıda derinlik arasaydık, burası on onbeş kişinin yazdığı, yazanların dışında kimsenin okumadığı bir alelade site olurdu.
Değerlendirme yaparken her açıyı görmek değerlendirmenin kalitesini gösterir.
SON ÇOK ÇOK ÇOK ÖNEMLİ NOT:
Özellikle yazarlarımız, imla kurallarına uyma konusunda hassasiyet göstersinler. Çamur gibi hatalarla dolu yazı bizzat yazarın kalitesini düşürmektedir. Her hatayı harf harf takip edip bulma imkanımız yok. Onun için üç dört personel istihdam etmemiz gerekecektir.
Sevgi ve saygılarımızla.
Mayıs 28th, 2010 at 13:21Anladım ki..
Mayıs 28th, 2010 at 13:28Ben başka tamburam başka çalıyor.
Yorumlamayacağım daha.
Bütün yazarlara ve yazılara alkış....
Şak şak şak.