Kayseri Faslı
Bugün köşemde babam diş hekimi Turhan Nesimi Küçükusta’ nın Kayseri’ lilerin kullandıkları kelimelerle yazdığı, Kayseri’ yi… Kayseri’ liliği… Kayseri’ lilerin geleneklerini… göreneklerini… anlattığı KAYSERİ FASLI isimli şiirini sunuyorum. Bu şiirin Kayseri’ lilerin çok hoşuna gideceğine hiç şüphem yok. Şiirin sonunda yabancılar için ve Kayserilice’ ye tam vakıf olamayanlar için bir de sözlük var. Babamın şiirlerini topladığımız içinde Kayseri Faslı’ nın da yer aldığı ERCİYESTEN ESİNTİLER isimli kitap Kayseri İli Yardım Derneği’nden de www.kayder.org.tr’ den ücretsiz olarak temin edilebilir.
KAYSERİ FASLI
Dişhekimi Turhan Nesimi KÜÇÜKUSTA
Gursag gavurgasın, umsundu dostum,
Serilse sekiye, hasırım postum,
Dembeseg gısnığa, sümdüğe küstüm;
Eşig boyarım ben, eşşeg boyamam.
Arıstagda irişgiğim asılı,
Tohanada gilamadam basılı,
Bazlamaya çaman sürsem, hasılı:
Kumüş kumüş yerim gine doyamam.
Ülfezigden yanar: Billor ışığı,
Gonyalıdır, bizde mantı gaşığı,
Yağliğa silinmez heğ bulaşığı,
Temizlig imandan, geri goyamam.
Büllümbebeg biter bizim garıgda,
Kelinin üstünde ayag çarıgda.
Nevzineli ferfenede varıgda,
Pürpürüm suyuna gatmer belemem.
Dıdığı, kemikli sızgıtı düşün,
Yağannın yavşaglı, hındırhıt işin,
Tırsıg gısgayı da kesmezse dişin,
Sumsuğu hahıp da dulug delemem.
Beyiğin çığarmış, bir halt mı ettin?
Cevranla harmanı, meses al yikin,
Debirana dövme, tamsımış etin,
Hıssetten, kiskisden dazdaz dilemem.
Kitkitimi gırma gurbetzedeyim,
Sinçisiz, yalımsag, daha ne deyim?
Cebi şemşamerli pataman beyim,
Zırıncıma! Seni, böyü dağlasın..
Cötcöt ötüp, cuğlaşmayın başıma,
Hapan hapan, avcar goyun aşıma,
Basdırmayı dinet mezar daşıma,
Iğış ığış gelen; ağam ağlasın..
Seni ucumulug, ey homburdüdüg,
Boruza bilegli, hemi de güdüg,
Horatası kötü, haybatcı hödüg,
Biyanana di de, şebit yağlasın..
Cığış cığış garlı, bağda guyumuz,
Gırmıççada soğur, yazın suyumuz,
Öneği değiliz, sepli huyumuz,
Gabala göçülen bağ hozan olur...
Melefe mafraçta mısmıl durur mu?
Yarmaça gayisi damda gurur mu?
İskembi sıcağı başa vurur mu?
Mışırıglı işi bir bozan olur..
Telesime gardaş bir’BO’ çek hele,
Sûğsününü yıhma, annın ver yele,
Bir kutüg getirmiş, şükür et sele,
Hereni büyür de bir gazan olur..
Yınnaşıglıg etme, zığarma sahın,
Tukende döleg ol, dölecig bahın,
Hommucu görünme, güleryüz dahın,
Huycuhma! Keleş kâr bir zarar olur..
Similig olanın hıntıma işi,
Sinçisi içirig, gardag dikişi,
Homuhup ederse, şavlara bişi,
Zavrağa, şalağa bir yarar olur..
Yonu yastığına sırtını daya,
Gaysalı eşgâmır, çanagda maya,
Cılgadan gağnile gidilse aya,
Ölençüş misâli bir garar olur..
Gamgaya garışdın, maymana çaldın,
Goncun da gısaydı, hep sona galdın,
Güz biliği gibi tesliğe daldın,
İpiyin gıvrağı nızlam açılır.
Hamamda tas olun, Keybatta tohuç,
Galenin burcundan Giçapı’ya uç!
Sığa-çig kemâli; humarda sonuç,
Horanta dağılır, kinne saçılır..
İpinnen guyuya inilmez, senin,
Gapalag cereği, çipki bedenin,
Seni Hasinniye mıgdar edenin,
Dibinden, dabanı-doru gaçılır.
Yiğin yemsinirsin, sen malahayı,
Gıvışla! Zıbıldag, erinceg dayı,
Zambıgda, cipcigde cılg yumurtayı,
Isba bazarında, cücüg diye sat.
Firtig gader bir yüz, kemçig bir surat,
Gebetleme gıdıg, gozeni avrat,
Hem ciddiricillov, hemi de patat,
Şevşiri şevşiri bana işmar at.
Sahumun cebinde lelbebim gırıg,
Gelin gaynanaya eylemez mırıg,
Gıçından depsen de gene de dırıg,
Görümceden uğrun, içesine yat.
Gonursu var, tandır çulu mu , yandı?
Dalöğlende yatıp yanaz uyandı,
Alıferide yog, uşağa gandı,
Yirig mi, yiriyon, norüyon kele?
Gadasın aldığım ellerin buymuş,
Santır semeliğin el alem duymuş,
Kirbidi süslülüg, meğerim şuymuş:
Sellâle açarmış ağzını yele.
Irasada garpız düdügten inmez,
Bizde bağ merahı, artar da dinmez,
Bir cıngıl dirmidi içime sinmez,
Şeher koşesinde galandan hele.
Bozmancalıg ayıp: her dırdıbıtta,
Dadag var ise de böyle hırıtta,
Ciciğin gevşesin, biraz gırıt ta,
Hiç şaplak yememiş boyun mu olur?
Geçibekesinin böğürü basıg,
Gurşumba eneğin dımığını sıg,
Kitmeğe gaharsan oyn’olur fasıg,
Gıhdasız, zıllısız oyun mu olur?
Avizen idare çırası idi,
Ompara harhazın, parası idi,
Aşıg cüllemenin sırası idi,
Çepiş büyüyüp de goyun mu olur?
Bir timtig üznügden sada getirmez,
Mamatatıg hayre ahıl yetirmez,
Allegci yumuşu mısmıl bitirmez,
Güveği başında, kunkullenme hiç.
Erkiledin altı Garpızatandır,
Emmime gırtıllıg bağı vatandır,
Gahatlik çekenler, senin atandır,
Getnende geleni, tosba ve kertiç.
İlden ayrıksıdır gıbalın senin,
Culug gızılına çalıyor tenin,
Kurüg gelip dehre, eşşeg gidenin,
Mayisinden olmaz, katiyen kerpiç.
Cağşamış ayagcag eğseri dutmaz,
Hahiyetli bir sohumu unutmaz,
Ajlıgdan ölür de, heramı yudmaz,
O deelden gorünür, kemig sifitmez.
Pıtpıt pilavının yanında sovan,
Aşma pahlavadır, aside govan,
Avgının suyunda kopürür çovan,
Naran bozulmaya, teselli yitmez.
Ötmenin önünde bir mâfil daldım,
Çıtının ucundan bir mâsil aldım,
Hıllandım hıllandım kepezip galdım,
Kopdur! Dıbıdagla mıcırıg bitmez.
Seni hıra donuz, hınaza gavur,
Kotele kustünü, böcceni savur,
Bu nencam cırtlıg, ıcıcıg degdur,
Ne tokin bellidir, ne çikin belli.
Kepûze çogmüş de, nasıl uyudun?
Ellerin garıcıg, esbab mı yudun?
Gıg sene eveli üskes buyudun,
Şincig makinen var, gendinden yelli.
Sıdalı sıdalı nirden geliyon?
Nemareg! diyereg boşa yeliyon,
Anişig, yınnaşıg, noreg biliyon,
O zopcug anadan hep çiftetelli.
Eğri girdi şeleg bağ gediğine,
Gulasma, gonşunun ne didiğine,
Aşgana damında dilediğine,
Şennig var sizlere, niyetli duyun.
Hem ohur-yazarım, Gayseriliyim,
Yiğn tevatirsin, ağzını yiyim,
Gendönüme gahillendim, nebiyim,
Sıdgımı sıyırdı tıngala huyun.
Alemeti yahıp, keyfine bahag,
Yığınnan garsamba, şafanan gahag,
Bizim harhıt tolu, kime bırahag?
Unutman, eşşeğin samanın suyun.
Garagış geliyo, telteli çekeg,
Gilâburu, heveg, püçüglü yiyeg,
Arabaşı varsa, daha ne diyeg?
Etden aşıg çıhar, hiç belli olmaz.
Ağamın dalında gadife yileg,
Zerzemide beş küp turşumuz, keleg,
Anoh gorünse de, haloğlu tüleg,
Bıdılıg çömçeyle bu çölmeg dolmaz.
Fadimesdim nahas dennege yogdu?
Paşa şeker, somrug, kete de çogdu,
Bir çinke yimedi, Anşesdim togdu,
Şinci ‘Borçlu ölmez, benzi de solmaz’.
Çetele metele, bannag hisabı,
Gundagda ohudum ben o kitabı,
Cıyındırıg satan tilbi gasabı,
Gotür çarşasına, bassın cezayı!
Buküşde rasladım dibiyag sana,
Cinnenip çemkirdin; yazıg babana,
Gulag vir lafıma, atma yabana,
Bir çıtma-depigle, bulun fezayı.
Aferim! Sucugdun, annaç vermedin,
Çamsıtıp sınarın, asla yermedin,
Yanazlıg idip de kemlig dermedin,
Gopuşla! Başgası sürsün nizayı.
Çavdırıg emmioğlu, ertişig baldız,
Gece maaccerde sayardı yıldız,
Mâsimez ciyizi yini yitme gız,
Ağlar gitmem diye, sapar yalana.
Asvatâ bize has sanattır lâkin,
Ohuyup zay’oldug ıcıcıg sâkin,
Dönümsüz değiliz illavelâkin,
Yüreg efiltimiz hep kârden yana.
Gesi bağlarından gelip geçemem,
Gıranardı suyu bulup içemem.
Erciyes dumanlı, yüzün seçemem,
Canım sağ oldugça, bendeyim sana.
Heramoda üstü çitime direg,
Çörten duldasında hovkurür yüreg,
Yuvağa dahıldı, gırıldı kureg,
Gırcı, gar, yâmetden el’aman gayrı.
Çemreg yikinmiye yimeni gereg,
Mıhçıtın garalıg, taha ve tereg,
Düğünde ölümde bizde müştereg,
Birligde yaparız hayratı hayrı.
Turhan Nesimi’yim, ‘Torun’dur aslım,
Burada bitiyor Gayseri Faslım,
Develi, Asarcıg... ve de Talas’ lım,
Selâmlar, sevgiler size... ayrı ayrı.
SÖZLÜK
Aboo !: Kayseri nidası.
Alemet: Çalı çırpı ile ateş
Allegci: Güvenilmez
Anişig: Zevksiz, kılıksız
Annaç: Karşı, yamaç
Anoh: Şapşal, sersem
Arıstag: Tavanarası
Asvâta: Ticaret
Aşgana: Aşevi, mutfak
Avcar. Baharat
Avgın: Temiz su akan ark
Ayrıksı: Başkalık, orijinal
Belemek: Banmak, bulamak
Beyik: Don ve şalvarda apış arası
Bıdılıg: Küçücük
Bilik: Civciv
Bir mâfil: Bir an
Bişî: Bir şey
Biyana: Büyükana
Boruza: Üzüm asması dalı
Bozmancalıg: Düzen bozma, sabotaj
Böcce: bohça
Böyü: Zehirli örümcek
Buymak: Donmak
Büküş: Köşe, dönemeç
Büllümbebek: Papatya
Cağşamak: Gevşemek
Cereg: uzun sırık
Cevranlamak: Dolanmak, dolaşmak
Cılga: Keçiyolu, patika
Cıngıl: 3-5 tanelik üzüm salkımı
Cırt: yaramaz, afacan
Cıyındırıg: Kalitesiz, kötü et
Cicig: Yüzün gülmesi
Ciddiricillov: Havai, hoppa
Cinnenmeg: Delirmek, sinirlenmek
Cipcig: Küçük sepet
Ciyiz: Çeyiz
Cötcöt ötmek: Yüksekten atmak
Cuğlaşmak: Toplanmak
Culug: Hindi
Cücüg: Civciv
Cüllemeg: Aşığı toplayıp kaçırmak
Çamsıtmak: Saçmalamak, sapıtmak
Çarşaası: Belediye zabıtası
Çavdırıg: Aptalımsı, hoppa
Çepiş: Oğlak
Çemkirmek: Saygısızca kafa tutmak
Çemreg: Ayağına çabuk, çevik
Çetele: Ağaçtan, ilkel hesap aleti
Çığarmak: nemlenmek, ıslanmak
Çıtın: Dalın ucu
Çilpi: İnce, kuru dal
Çinke: Çok az; küçücük parça
Çıtma: Tekme (hayvan)
Çipki: İnce, uzun dalcık
Çitime: Sık, bitişik
Çovan: Çamaşır için bitki kökü
Çömçe: Kepçe
Çörten : Oluk (Toprak dam için)
Dabanıdoru: Hızla yürümek
Dadag: Tat; kâr
Dalöğlen: Tam öğle vakti
Dazdaz: Ortaklaşa basit yemek
Debirana: Gürültü, şamata
Dembeseg: Beceriksiz, patavatsız
Depig: Tekme
Dıbıdag: Koşma (orta hızda)
Dıdıg: Çehre, paça
Dımıg: Aşığın elle tutulan uçları
Dırdıbıt: Kargaşa, kaos
Dırıg: Zayıf, kuru
Dibiyag: Biraz önce
Dirmid: Bir cins üzüm
Dölecig (döleg): Doğru, nizami, meşru
Dönümsüz: Eli işe yakışmayan
Dulda: Rüzgâr, yağmur, güneşten masun yer
Dulug: Avurt, yanak
Düdüg: Boğaz, yemek borusu
Efilemek: Kalp çarpıntısı
Eğseri: Mıh, büyük çivi
Enek: Baş aşık
Erinmek: Üşenmek
Ertişig: Sırnaşık, yılışık
Esbab: İç çamaşırı
Eşgâmır: Hamur mayası
Ferfene: Ortaklaşa yemek
Firtig: Erimiş sabun artığı
Gabal: Kiralık bağ
Gada: kaza ve belayı üstlenmek
Gahatlik: Kıtlık, yokluk
Gahillenmek: Kahırlanmak, içlenmek
Gamga: Ağaç yongası
Garıcıg: Sudan el-ayak buruşması
Garıg: Ekili toprakta bölüm
Garsamba: Kuru kalabalık eşya
Gavurga: Kavrulmuş buğday taneleri
Gaysa: Hamurun yüzeyindeki kuruluk
Gebetleme: Çok olgun kayısı
Geçibekesi: Keçiden çıkan aşık
Geleni: İrice tarla faresi
Gendönüme: Kendi gönlüme göre
Getne: Bağ ve tarla taraçası
Gıbal: Kılık, kıyafet
Gıdag, gıhta: Aşıkta çizgiye yakınlaşma
Gıdıg: Gerdan, boğaz, çene altı
Gırcı: Dolu
Gırmıçça: Küçük su testisi
Gırtıllıg: Bakımsız, verimsiz bağ
Gısga: soğanın küçüğü
Gısnıg: Cimri, eli açık olmayan
Gıvışlamak: Kıpırdamak
Gilâburu: Sulakyerde yetişen bir bitkinin 8-10 tanelik toptop meyvesi
Gilâmada: Budanmış, kuru asma dalları
Gonursu: Yanmış bez kokusu
Gozeni: Güzel, genç kadın
Gurşumba: Kurşunlu aşık
Hapan hapan: Avuç avuç
Harhazın: Toptan alınan kışlık yiyecek
Harhıt: Bozuk, eski, köhne
Haybat: Abartma, mübalağa
Heftiglemeg: Kararsızlık, bocalamak
Hereni: Küçük kazan
Heğ: Büyük çöpten küfe
Hıllanmak: Dolaşmak, dolanmak
Hınaza: Kurnaz, işini bilen
Hıntıma: İşte düzensizlik, kesat
Hındırhırt: İşte, şöyle böyle, orta
Hıra: Boyu büyümemiş insan
Hırıt: İş, meşgale
Hısset: Nekes, cimri, hasis
Homburdüdüg: Obur, pisboğaz
Hommucu. Umacı
Homuhmak: Ürkmek; atın huysuzluğu
Horata: Şaka, latife
Horanta: Ev halkı, aile fertleri
Hozan: Bakımsız, verimsiz bağ
Huycuhmag: Bit yeniği aramak
Irasada: Olgunlaşmamış meyve
İçirig: Eski-püskü elbise
İskembi: Eski ısınma aracı
Kele: kadınlara hitap edatı
Keli :Toprak kabartma sınır
Kemçig: Ufak yüzlü kişi
Kepezimeg: Bitkinlik ve yorgunluk
Kepûze: Hayali bir varlık (uykuda karabasan)
Kerpiç: Kurutulmuş tezek
Kertiç: Ketenkele
Keybat: Keykubat (Kayseri’de semt)
Kinne: Çelik-çomak oyununda delik
Kiskis: Cimri, nekes, hasis
Kitkit: Maneviyat, moral
Kitmek: Aşık oyunu hilelerinden
Kotelemek: Fırlatmak, savurmak
Kurüg: Eşek sıpası
Kunkulleme: Oturduğu yerde uyuklamak
Kustü: Hırka
Lelbebi: Leblebi
Maacer: Önü açık bağ evi
Mafraç: Yorgan, yatak yığını
Malaha: Beleş, bedava
Mamatatıg: Bön, anlayışı kıt
Maasil: Olgunlaşmaya başlamış meyve
Mâsimeg: Önemsemek
Maymana çalmak: Dalga geçmek
Melefe: Eski yorgan
Meses: Ucu Çivili değnek
Mıcırıg: Bulaşık iş
Mıhçıtın: Dopdolu
Mırıg: Kaale almamak
Mısmıl: Mükemmel
Mışırıg: Bulaşık iş
Muhallanmak: Gücenmek, kırılmak
Nahas: Nasıl oldu da
Nencaam: Ne kadar
Naran : maneviyat, moral
Nebiyim: Ne bileyim!
Nemareg: neme gerek
Nevzine: Unlu, pekmezli tatlı
Nızlam: Muhakkak
Niyet: Semt (bağda)
Noreg: Ne yapalım ?
Norüyon: Ne yapıyorsun ?
Ölençüş: tahterevalli
Öneği: Aksi, ters huylu
Pataman: Şişman
Patat: Kekeme
Pıtpıt: Ufak bulgur
Püçüklü: Mor havuç
Pürpürüm: Semizotu
Sahu: Ceket, palto
Sellâle: Kaygısızca, aldırmayarak
Seme: Anlayışı kıt, ebleh
Sepli: Uygun, makul, ölçülü
Sıda: Hafif öfke, gücenik
Sıdgı sıyrılmak: Soğukluk, antipati
Sığa-çig kemâli: Aşık oyunu deyimi
Sızgıt: Kurutulmuş, tuzlu kışlık et
Siftimek: Kemikli eti dişlemek
Similig: Uyuşuk
Sinçi: Kılık, giyim
Sintir: Uyuşuk, derbeder
Sohum: Lokma
Sohranma: Söylenme, şikayet
Somrug: Akide (şekeri)
Sucugmak: Suçluluk duygusu ile utanmak
Sumsug: Yumruk
Suğsün: Ense
Sümdüg: Her şeye imrenen
Şalak: Ham kavun, karpuz
Şavlar: Şalvar
Şebit: Mayasız hamurdan ince bazlama
Şelek: Sırtta taşınan ot yükü
Şemşâmer: Ay çiçeği
Şennig: Şenlik
Şevşiri: Yan bakış
Şincig: Şimdi
Taha: Duvar içinde dolap
Tamsımak: etin kokuşması
Telesimek: heyecan
Tereg: Raf
Teslig: Terslik; yaş tezeklik
Tevâtir: Fevkalâde, mükemmel
Tıngala: Alıngan, duygusal
Tırsıg: Pörsümüş
Tilbi: Kurnaz; tilki
Timtig: Fiske
Tohana: Mutfak
Tok-çik: Aşığın sırtı ve karnı
Tohuç: Çamaşır dövme aleti (ağaç)
Tol: Kemerli bağ evi
Tosba: kaplumbağa
Tuken: Dükkân, iş yeri
Ucumulug: Çok yiyen mevhum varlık
Uğrun: Gizli
Umsunmag: Arzulamak
Ülfezig: Cansız, hafif
Üskes: Mutlaka
Üznüg: Küçük çömlek
Yağannı: İnsan sırtı
Yağlık: Mendil
Yalımsak: Çapaçul
Yâmet: Yağmur, rahmet
Yanaz: Aksi, ters huylu
Yavşak: Bitin ufağı
Yiğin: Çok, pek fazla
Yikinmek: Koşmak
Yeligmek: Şımarmak
Yimeni: Yemeni, basit ayakkabı
Yemsinmek: En aza tenezzül etmek
Yığınnan: Bir sürü, bir hayli
Yini yitme: Henüz gençliğe erişmiş
Yirig yirme: Kadının aş ermesi
Yınnaşıg: Şımarık
Yonu yasdığı: Ottan sedir yastığı
Yumuş: İş; angarya
Zambıg: Zembil; hasırdan sepet
Zavrag: Hıyar, salatalık
Zavza: Kuru zerzavat ve tohumları
Zerzemi: Bodrum
Zıbıldag: İri yarı adam
Zığarçı: Oyun bozucu, hileci
Zıllı: Oyun bozma bahanesi
Zırıncıma: Ağlamaklı şikayet
Zopçuk: Hoppa; şımarık kadın-kız