Kaynakçı Gözlüğüyle Bakmak Hayata
Ucuzluk pazarında, hırdavatlar kısmında gezerken aniden
karşıma çıktı. Esmer ve sıska bir adam. Kaynakçı gözlüklerine
bakıyordum. Ben duruyordum. Ben çıktım aslında karşısına.
Direkt, ağaçları ilaçlıyom, bana da ilazım, dedi. Maske de
takıyon mu emmi? dedim. Yoo! dedi. Niye takayım ki dedi.
Eyvah, dedim yine. İşte yine biri çıktı karşıma.
Köpek gibi sigara içtiğini belli eden dişleri yer yer dökülmüştü. Esmerliği,
yüzünün buruşukluğu, topyekûn cılızlığı, gözlerinin sararmışlığı...
bizim buralarda böyle kişilere "küflü" derler. Küflü emmi
diyesim geldi içimden. Bir tane açık gözlüğü aldım. Koyu renkli
ve geriye katlanır camını yukarı kaldırmadan gözüme taktım.
Tepede yanan ışıklara baktım. Çokça eliyordu ışıkların fazlasını.
O öyle takılmaz ki, dedi. Ya nasıl takılır ya emmi? dedim.
İşte böyle açacaan, aha böyle dahacağan, zaydam gısımları
ortaya çıkaracağan, dedi. Yok, emmi, dedim. Bu kaynakçı gözlüğü,
dedim. Bir ara, meslek lisesinde okurken kaynak da yapmıştım,
ertesi sabaha göz yuvalarıma taş doldurmuşlar gibi
olmuştu, dedim. Ağaçları ilaçlıyom ben, dedi. Hem, demin
bahktın, ışığa.. niye bahtın ki, göremen ki bişey, dedi. Kaynakçı
gözlüğü emmi bu, dedim. İyi olur ağaç ilaçlarkene, dedi.
Maske takmıyon mu emmi, dedim. Nefes alamıyom yiğenim,
dedi. Çok ilaç yaptın mı? diye sormuşken ben, o, gözlüğü gözlerine
taktı, sırıtarak etrafı seyre koyuldu.
Çoook, dedi. Hiç maske takmadın mı, yazık değil mi ciğerlerine? dedim.
O arada kaçayım dedim, başka rafların arasına. Bir iki sağa sola döndüm.
Gözlükleri takılı karşımda buldum başka bir köşede.
Gözel imiş bu yiğenim, dedi. Alayım ben bunu dedi. İyi, emmi,
al! dedim. Bi dene de sen al, yiğenim dedi. O arada, tuhaf bir
hayal dünyası mı desem, bir de küflü ve gülümseyen ağız, gözlerde
kaynakçı gözlüğü.. ne lan bu diye hayıflandım sessizce.
Tamam, dedim. Kaynakçı gözlüklerinin olduğu tarafa yöneldim.
Bir tane de ben aldım.
Aşağı kata indim. Bir dakika kadar daha dolanıp durmuştum ki,
çıkış kapısının hemen bitişiğindeki kasa masasında gördüm.
Gözlüğü çıkarmamıştı. Kasiyerlerden birine küflü küflü gülümsüyordu.
İlaç yaperkene takacağam yiğenim, dedi kasiyere.
O kaynakçı gözlüğü amca, dedi kasiyer.
Maske de verelim mi? Lazım mı? dedi. Küflü emmi: yok
yiğenim, nefes alamıyom, lazım değül, dedi.
Akşam, aynanın karşısında kaynakçı gözlüğü takılı seyrettim
kendimi. Koyu camlı kısımları yukarı kaldırınca ilginç
görünüyordum.