Kayıp Çocuklar Naylon Poşette!
Naylon poşet umut olur mu?
Olur!
Güçlü ülke, büyük Türkiye’de…
Kayıp çocuklar naylon poşet üzerine basılı resimleriyle aranıyor.
Markette doldurulan poşetle elde dolaşılacak…
Tesadüfen, kazara…
Dikkat çekerse, “Ben bu çocuğu görmüştüm” çığlıyla ilgili, yetkili aranacak.
Polis, acil servis, itfaiye…
Akla hangi telefon gelirse.
***
Güç geçmiyor ki…
Çocuklar yok olmasın.
Kayıp sayısı trafik kazalarındaki ölüm, deprem, sel, yangın felaketlerini solladı.
Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı…
Olay önlenemez hale gelince, internet sitesi hazırladı:
“Kayıp Çocuklar Albümü”
***
Esrarengiz şekilde sokakta, kapısının önünden sır olan kız-erkek çocukların fotoğrafları albüme konuluyor.
Çağrı yapılıyor:
“ Bilen, gören, duyan varsa…”
O kadar arttı ki, aslında ülkenin tek sorunu haline geldi.
Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği (YAKAD) Başkanı Zafer Özbilici, kayıp çocuk sayısının on binleri bulduğuna dikkat çekiyor.
Mesela…
Sadece Haziran ayında kayıp çocuk sayısı…
4418 idi.
Arananlar ise 6198.
***
YAKAD başkanının iç parçalayan cümleleri:
“ Binlerce annenin gözyaşını düşünün. Bu anneler saatte belki yarım litre gözyaşı döküyor.
Bir araya getirseniz, İstanbul barajı dolar.”
Ve isyan ediyor:
“ Umut otobüsümüzü artık çalıştırmıyoruz… Umut yatıyor, umut bekliyor, umut yetkilileri arıyor… Yavrularımızı bulacak gücü, makamları arıyoruz… Ama bizi arayan yok... Kayıp olan kim? Biz mi sizi, siz mi bizi arayacaksınız?”
***
Türkiye İstatistik Kurumu’na göre, kaybolan çocuk sayısı 27 binden fazla.
Bir baba olarak soruyorum;
Ne yapayım 2023 vizyonunu.
Kalkınmışlığı.
İhracat patlamasını.
Zenginliği.
Kişi başı geliri.
Hanelerin mutluluk endeksini?
Nerede olduğunu, neler çektiğini, yaşayıp yaşamadığını bilmediğim evladım bulunmadıktan sonra hazineler önümde olsa ne yazar.
Devlet, çocuğumu buluyor mu?
Mesele budur.
***
Binlerce yavrumuz kimlerin elindedir?
Devletin polisi, jandarması, istihbaratı olarak biz mi onları bulacağız?
Onlar mı bize ulaşma mucizesini gösterecek?
***
Vicdanlarımı
za soralım.
Cevabını verelim.
Siyasetteki sandalcı kavgasına biraz ara verip…
Gözü yaşlı ana- babalar, masum yavruların acısını dindirelim.
***
Naylon poşete umut bağlamayalım.
İşi bittikten sonra çöpe gidiyor!
*********