content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 Haz

Kaybolan Değerler

Bombalar, terör eylemleri canımızı yakmaya devam ediyor.

Gündem o kadar ağır ki, yerel sorunları yazmak bazen biz yazarlara dahi ‘sırasız’ gelmekte.

Hal böyleyken affınıza sığınarak, bana özel fakat hayatın orta yerine dair bir anıyı paylaşmak istiyorum sizlerle.

15 yıl önce taşındığım apartmanda, alt katımda eşi vefat etmiş aslen Urla’lı Saadet Teyzemiz oturuyordu.

Çoğunlukla işyeri olduğu için bir ailenin taşındığına pek mutluydu.

Çocuğu olmayan Saadet Teyze komşularıyla vakit geçirir, yılda 15 gün Urla, Seferihisar’da yeğenlerinin yanına giderdi.

KIZINA BAKARAK

Anlattığına göre 50 yaşında evlenmiş ve o yaşa kadar ömrünü annesine, ablasının kızına bakarak geçirmişti.

Ancak hep yalnızdı.

Akrabalar gelmiyordu.

Yaklaşık dört yıl öncesi hastalıkları arttı yalnız kalamaz oldu, yabancı bakıcılar geldi ama Türkçe bilmemelerine bozuluyordu.

Sık üst kata çıkar, bazen ‘Saadet Teyzecim biraz işim var’ desem ‘olsun kızım şurada beş dakika oturayım yeter’ derdi.

90 yaşına doğru ilerlediği yıllarda kötüleşti.

Son iki yılda Saadet Teyze’yi hastaneye en az 10 kez ambulansla kaldırdık.

Israrlı telefonlarımız sonunda akrabalarının bir kere hastaneye geldiğini öğrendim.

Neyse ki Gürcü bakıcı Natali, yatalak haline rağmen onu terk etmedi.

Teyzemizin maddi durumu iyiydi ancak ağırlaştığında bankadan parasını çekemez haldeydi.

HIZIR YETİŞTİ

Ve 30 yıl önce vefat eden eşinin akrabası nur yüzlü Server Aydınhan ile uzaktan tanıdığı Hasan Erkısa hızır gibi yetiştiler, her işini onlar çözdü.

Saadet Teyze’yi geçen hafta, son kez hastaneye yatırdık. 90’ında anjiyo oldu, eve döndüğünde artık çok ağırlaşmıştı

Ramazan’ın ilk günü sabaha karşı 4’te ezan okunurken kaybettik komşu teyzemizi.

Natali tüm akrabalara haber verdi.

Saat 9’a geliyordu cenaze evde ancak akrabalar hala yoktu.

Belediyeye ulaştım, doktor geldi, ölüm raporunu imzaladım. Cenaze arabası aşağıda ama görevli ‘Erkekler gelsin, tabutla 7 kat inemeyiz’ diye bağırıyor. Erkek yok ki?

Yeğenin oğlu vardı Urla’da. Aradım ve acıyla sordum “Neden gelmiyorsunuz. Erkek olmadığı için tabut taşınamıyor” diye.

Telefondaki ses;

Cenazeyi Urla’ya gönderin’ diyor. Hediye paketi mi bu?

Bana “cahil cahil konuşma” diye bağırıyor.

Cehalet? birbirimizi tanımıyoruz bile!.

ALMAYA GELİYOR

Telefonu kapattım balkondan aşağıya baktım, esnaf ordu olmuş Saadet Teyze’yi almaya geliyor.

Bindik cenaze arabasına.

Hayatımda ilk kez gasilhaneye giriyorum.

Birer birer değil, beşer beşer geliyor cenazeler.

Başka bir hayat var burada! Son görevlerimizi yapıyoruz Saadet Teyzemize.

O çok sevdiği kızı yerine koyduğu ablasının kızı, ağbisinin çocukları cenaze namazında da yok.

Velhasıl komşular olarak onu gönül huzuruyla, helallik vererek uğurladık umarım o da huzurludur.

Elbette sizler, ne hikayelere rastlıyorsunuzdur.

Belki o yüzden huzurevleri terk edilmiş yaşlılarla dolu.

İnanın bu yaşanları bir iyilik vurgusu için yazmıyorum.

Sadece, Ramazan’ı oruç tutmak, zekat vermekten ibaret görmemek gerekiyor.

Bu mübarek günleri asıl, vicdan ve edeple taçlandırmakta mesele.

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank