Kaybetmeye Mahkum!
Artık çocuk yüzlere baktığımızda çocukluğumuza özlem duymasak, o masum yüzlerin yerlerinde olmanın hayalini kurmayı bıraksak…
Artık eskileri anmasak; eski günlere, eski dostlara özlem duymasak…
Her yeni gün beraberinde hep güzel şeyleri, hep güzel insanları getirse….
Kıskanç, fesat, çıkarcı insanlar hep bizlerden uzak olsalar….
Olmuyorlar işte, hayatımızın bir anın da hiç ummadığımız bir yerde hiç ummadığımız bir zamanda hiç ummadığımız kişiler olup çıkıyorlar karşımıza. Bunlar ya çok sevdiğimiz insanlar oluyorlar ya da bizlerle hiç alakası olmayan ama kafayı bize takmış kişiler oluyorlar.
Peki bu insanlar neden hep ummadığınız kişiler oluyor ve kafayı size takılıyorlar?
Bu insanlar KISKANÇ insanlardır. Kıskançlık öyle bir zehirdir ki bir insanın kanına girdiği anda tüm vücuduna yayılır. Zaman ilerledikçe beyne ve ruha hükmetmeye başlar. ( Bu bahsettiğim kıskançlık sevgi kıskançlığı değildir. Tamamen fesatlıktan kaynaklanan kıskançlıktır) Kıskanmanın nedenleri ise farklıdır. Kıskanç insan geçmişinde çok acı çekmiştir ya da hala çekiyordur. Siz ona göre mutluysanız onun çektiklerini çekmiyorsanız, bu sizi kıskanması için bir nedendir. Sizinde onun gibi olmamanız onu üzer ve onun gibi olmanızı ister. Ya da kompleksi biridir. Her şeyi kafasına takar. En'ler olmak ister. Bir şeyi ondan iyi yapıyorsanız, çevrenizde sevilen ve beğenilen biriyseniz, bir belki de birkaç konuda başarılıysanız, onun iyi olduğu bir durumda siz atak yapıp onu geçmeye başladıysanız evet bunlarda bir sebeptir. Ve siz eğer küçük şeylerden mutlu olup, insanları ve her şey olduğu gibi kabul edip seviyorsanız bu da sebeptir. Sebepler farklı farklıdır ve kişiden kişiye farklılık gösterir.
Bu tip insanlar genellikle agresif olurlar. Eleştiriye kapalı bir o kadar da her şeyi eleştiren kişilerdir. Sizi sürekli gözlem altında tutarlar. Her hareketinizden her sözünüzden anlamlar çıkartıp, hata ararlar. Her fırsatta hatalarınızı yüzünüze vururlar. Bu zaman ilerledikçe hakaret boyutuna da varır. Bunlarla da yetinmez arkanızdan konuşmaya, yalan yanlış şeyler anlatmaya, hatta iftira atmaya kadar giderler. Size leke sürmek için ellerinden geleni yaparlar. Tartışma halindeyseniz eğer bu seferde çabaları sizi yerden yere vurmak için olur. Geçmişte bir tartışma yaşadıysanız, kavgalarınız olmuşsa ve siz unuturken o yaşanılanları onlar asla unutmazlar. Sürekli geçmişe bağlı bir şekilde yaşarlar. Ve her fırsatta da geçmişi dile getirir, size saldıracak, sizi küçük düşürmeye çalışacak yer ararlar. Kendi hatalarını asla görmezler, sırf bu nedenle de bir çok hata yaparlar. Aynı zamanda iki yüzlü de olurlar. Sizin için bir iyilik yapıyorlarsa, bilin ki mutlaka maddi ya da manevi bir çıkarları vardır.
Böyle insanlar mütevazilikden, hoş görüden uzak insanlardır. Sevgisizdirler. Sevmeyi bilmezler. Çünkü önce kendilerini sevmezler. Kendini sevmeyen insan da kimseyi sevmez. Kendince bir dünya kurar yalan yanlış o dünya da yaşar. Hatalar peş peşe gelir. Bu yüzden de sürekli çevrelerini yenilemek zorunda kalırlar. Çünkü onlar kaybetmeye başlarlar. Kıskançlık, fesatlık, bencillik, çirkeflik ruhlarına ve beyinlerine işlediği için KAYBETMEYE MAHKUMDURLAR. İşin kötü yanı bunu hiçbir zaman anlamazlar.
Bu tip kişilerle karşılaştığınız da üzülmeyin. Bunu hak edecek ne yaptım gibi sorularla kendinizi yemeyi bırakın. Siz ağzınızla kuş bile tutsanız yine onlara yaranamazsınız. Saplantılı kişilerdir onlar. Düşüncelerini, tavırlarını değiştirmezsiniz. Onlar size hakaret ettikçe, size leke sürmeye çalıştıkça, sizi küçük düşürmeye çalıştıkça her daim kazdıkları kuyuya kendileri düşerler. Gözden hep onlar düşer, kaybeden hep onlar olurlar. Ve bilin ki insanlar neyin ne olduğunu kimin ne olduğunu çok iyi biliyorlar.
Onların bilmedikleri ve anlayamadıkları şey İNSAN olabilmek. İnsanları oldukları gibi kabul etmeyi bilmek. En önemlisi kendini bilmek. Siz kendinizi biliyorsanız, kendinizden eminseniz, yanlışlarınızı hatalarınızı biliyor ve bunları değiştirmek için çabalıyorsanız. Her gün kendinize yeni şeyler ekleye biliyorsanız, yerinizde saymıyorsanız siz mükemmel bir insansınız. Ve sizde kıskanılmaya mahkumsunuz….
Onlar kaybetmeye mahkumken sizde kıskanılmaya mahkumsunuz.
Onlar değiştirmek için bir şey yapamazsınız. Ama dua edebilirsiniz. Ve onlar gibi olmadığınız için şükür edebilirsiniz. Bu yüzden üzülmeyi bırakın ve yaşanılacak günlere bakın…
Not: Kıskanç insanın, yaşı ve cinsiyeti yoktur. Her an her yerde karşınıza çıkabilirler.
Yazınızı okudum.
Ağustos 23rd, 2010 at 10:49Çapar Kanat
Çiftçi-Çiğ Süt Üreticisi