content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

19 Mar

Kavramların Kurumları Yönetmesinden Kurumların Kavramlara Hükmetmesi Üzerine

Son gelinen noktada Türk siyasetinin sorunu, açmazları belli başı iki noktada düğümleniyor:

Birincisi kavramların iğdiş edilmesi: Küreselleşmenin olumsuz etkisiyle benmerkezci bir anlayışla kamu yararının göz ardı edilmesi sonucu kavramlar yeniden yapılandırılmaya, içleri bireysel faydacı bir anlayışla doldurulmaya çalışılmaktadır. (Küreselleşmenin olumlu etkisi, dünya ile her alanda entegre olunması sonucu (isteyerek veya istemeyerek, bilerek veya bilmeyerek) toplumun uygarlık sürecinden kopmaması ve şeffaflaşma zorunluluğudur) İnsanlık, fıtratı gereği “toplumcul” bir örgütlenmeyi (işbirliği ve işbölümü) gerektirdiğinden, uygarlık tarihi, kavramlara “sosyal barış” odaklı bir anlayış/anlam yüklemiştir. Bu anlayışın çözülmesi, devlet başta olmak üzere, tüm sosyal örgütlenmelerin pozisyonlarını “güçlünün/erkin” yanında tavır alır bir örgütlenmeye/disipline yöneltmektedir.

İkincisi algıların hakkaniyet ve ahlakın önüne geçirilmesi: İnsanlık uygarlığının ortak paydalarını oluşturacak “kavramlar” tarihsel süreç içinde şekillenmiş, anlam kazanmıştır. Toplumcul örgütlenmenin üretimden tüketim sürecine (ve hatta tüketimin atıklarının değerlendirilmesinde) kurumsal yapıların oluşturulmasında kavramlar yol gösterici olmuştur. Ancak kurumsal yapıların (başta devlet) yönetiminin ele geçirilmesi ile ilgili olarak yer yer ölümcül rekabette kavramlara sürekli müdahale edilmiştir. Bu rekabette yetkinlik ve yeterlilik yanında tarih, din, dil, ırk, kültür gibi kavramlar da sık sık kullanılmıştır. Akıl ve bilim temelli yetkinlik ve yeterlilik yanında algı ve duygulara dayanan tarih, din, dil, ırk, kültür vs.’nin rekabette kullanılır olması, kavramların kişi (insan) temelli anlam ve çözümlemelerini zaafa uğratmıştır.

Kavramların kişi vicdanlarında kazandığı ortak anlam zaafa uğratılınca, toplumda (sosyal yaşamda) ilk zedelenen vicdanlarda hakkaniyet ve ahlaka duyulan saygı olmuştur. Ve bu ortamda kavramlar “bana göre-sana göre” tanımlanmaya, anlamlandırılmaya başlanmıştır. Ve toplumsal örgütlenmelerin çekirdeğini oluşturan kişi ve gruplar, “sana göre-bana göre kavramların” etrafında toplanmaya başlamışlardır. Ve insanlık kavramlarda yeniden ortak anlamlar yüklemek için çatışmalara (savaşlara) girişmek zorunda kalmıştır. Her sıcak veya soğuk savaşlardan sonradır ki, kavramlarda, insan-barış odaklı vicdanları rahatlatacak ortak anlamlar yakalanabilmiştir.           

Yukarıdaki kısa ve genel açıklamadan sonra, günüz konjonktüründeki Türkiye’ye dönersek, kurumları (başta devleti) yönetenlerin rekabeti sonucu, kavramlar üzerinden kurumların yönetilmesi gerekirken, kurumların (yöneticilerinin) kavramlara hükmetmesi sorunuyla karşı karşıya bulunuyoruz. Bu çatışma –ki mevzisel olarak bazen sıcak çatışma- sonucu algılar (duygular) yerine akıl ve bilim (yeterlilik ve yetkinlik) öne çıkabilirse sosyal barış sağlanmış olur. Sosyal barış derken sadece soyut özgürlükleri değil ekonomik paylaşımı da (adil dağılım) anlamak gerekir.

(Bu arada konunun sıcaklığı nedeniyle, AKP-Cemaat çatışmasında, çatışmanın adil yargılama temelinden ekonomik çökertmeye doğru meylettiği de görülüyor. “…Cemaatin yurtlarından çıkın!.. Dershanelerine gitmeyin!... Çocuklarınızı okullarına göndermeyin!...” temelli söylemler bunun ip uçlarını vermektedir. Özel mülkiyet, serbest piyasa temelli demokratik bir devlette yöneticilerin bu tür söylem ve yaklaşımları sadece sermaye sınıfını değil tüm kesimleri endişelendireceği kanaatindeyim… Çünkü herkesin ve her kesimin siyasi iradeyle kaybedeceği küçük veya büyük bir mülkiyeti mutlaka vardır. Çünkü günümüz demokratik toplumlarında devlet, sultanın değil, toplum sözleşmesi kuramıyla bir arada yaşayan herkesin malıdır.)

Sonuç olarak sosyal barış, işbirliği ve işbölümü temelli toplumcul bir örgütlenmenin, hakkaniyet ve hakça paylaşım üzerinden vicdanlarda yer etmesi üzerine kurulabilir. Asıl olan kurumların kavramlara hükmetmesi değil, kurumların kavramlara göre kendilerini yapılandırması ile hukuksal ve ekonomik adalet sağlanabilir. 18.03.2014

Asım SES

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank