Kashgari…
Haşim Kashgari'nin hikayesini gazetelerden okumuşsunuzdur mutlaka...
Suudi Arabistan'da gazetecilik yapan, bir kandil akşamı Twitter'a yazdıkları yüzünden hakkında yakalama kararı çıkartılan, “başına” gelecekleri bildiğinden kaçmaya çalışan, Malezya'da yakalanan genç...
Hani şu meşhur Arap Baharı'nın nedense bir türlü uğramadığı Suudi Arabistan... (Nedense bir de Birleşik Arap Emirlikleri'ne uğramadı... Dubai'ye, Katar'a falan...)
Haberlerde “başı kesilecek” diye yazıldıysa da, hakkında henüz bir mahkumiyet yok. Şimdilerde yargılanmayı bekliyor Kaşgari... Eğer çığırtkanlarının istediği olur da “dine hakaret” suçlamasıyla yargılanır, ceza alırsa, idam edilmesi muhtemel...
Yazdıklarını okudum... Hani kandil gecesinde değil de, ertesi gün yazsa, pekala “sevgilime yazdım” deyip kıvırabileceği, naif bir serzeniş var sadece... Üstelik sonrasında “özür dilediği” de yazıyor, pek ala “tövbe” sayılabilir...
Buna rağmen, ehl-i sünnet ve'l cemaatin mollaları, verdikleri vaazlerde Kashgari'nin idam edilmesi için kampanyalar örgütlüyorlar. Kuran ayetleri arasına sahte gözyaşlarını sıkıştırıp, Kashgari'nin Twitter'da yazdığı 140 karakterde İslam'a ve peygambere ne büyük bir kötülük ettiğini, ne denli affedilmez bir hakaret ettiğini anlatıyorlar.
Barış ve esenlik içinde olma anlamına gelen İslam'ın kutsal kitabından, düşünmeyi, okumayı, yardımlaşmayı, kapitalizme, emperyalizme karşı koymayı emreden, çalmayı, öldürmeyi, hak yemeyi, iftirayı, yalanı lanetleyen Kuran'dan ayetleri, bir gencin kafasının kesilmesi için nefret kampanyalarına alet ediyorlar.
Kashgari, bir stadyumda binlerce öfkeli insanın gözleri önünde, tekbir sesleri içinde, kafası kesilerek idam edilirse eğer fışkıran kanları ile yürekleri serinleyecek...
Mollaların linç vaazlarına inananlar, krala, şeri mahkeme hakimlerine, üst mahkemelere mektuplar gönderiyor şimdilerde, “dinimize hakaret eden adamı idam edin”...
Videoyu izlediğim kaynakta bir dipnot vardı... “Dini kullanarak bir insanı ölüme göndermek de, onlarca insanı diri diri yakmak da mümkün...”
