Kasaba Bürokratları Üzerine Psikolojik Bir Yaklaşım
Amerika devlet başkanının egemenlik psikolojisiyle bir köy muhtarının egemenlik psikolojisi maalesef aynıdır.
Aradaki en temel fark her iki sıfatın farklı sıfatlar olmasıdır.
Her ikisinin de emrinde birileri vardır, her ikisi de belli bir coğrafi alanı yönetir.
Her ikisi de seçimle gelir,
Her ikisinin kurumunun da tüzel kişiliği vardır.
Her ikisinin de temsil gücü ve itibarı vardır.
Hasılı onlarca ortak noktaları vardır.
Bu kadar ortak nokta psikolojik birliktelik için yeter de artar bile. Bir köy muhtarı pek doğal olarak kendisini Amerika Devlet Başkanı kadar önemli görmektedir. Bu psikolojik altyapının yadsınacak veya ayıplanacak bir durumu yoktur.
Böylesi psikolojik handikapı sadece ve sadece gözlemci yeteneği olan kişiler dramatize eder. İster köy muhtarı olsun, ister, tapu dairesinde müdür olsun, ister kıslada bir astsubay olsun, ister bir okulda müdür olsun, eğer onlara bağlı emirlerinde birileri çalışıyorsa, yetkileri varsa bu durum Amerikan Başkanı kadar önemli bir sıfat olmak için yeterlidir.
Siz istediğiniz kadar bu gurup kişileri kasaba bürokratı olarak görün, bu kişiler kendi egemenlik sınırları içinde değil amerikan başkanı, en az bir imparator kadar önemli kişiliklerdir. Bunların böyle olduklarını kendilerin satış (sunum) şekillerinden rahatlıkla anlayabilirsiniz.
Bu kıyaslamayı ben bazı kurumlar ve bazı makamlar incinmesin diye bu şekilde örnekledim. Yoksa bu konuyu dramatize etmek için çok daha güzel kurum yöneticisini örnek gösterebilirdim.
Egemenliğin ortaya çıkışı, sunumu, paylaşımı, fırsat ve tehdit algıları, muhtarda da devlet başkanında da aynıdır. Tek fark ölçeğin farklı olmasıdır. Bu da sadece ve sadece dışardan bakanları ilgilendirir. Bu görevi yapanları asla ve asla ilgilendirmez.
Bütün bunlardan dolayı sakın ola ki bu ve bunun gibi kurumların başındakilere şu tafralı cümlelerde bulunmayın.
- Adam kendini Amerikan başkanı zannediyor! Evet kardeşim, adam amerikan başkanı olmayabilir ama egemenlik kullanmaktadır. Yani bir baltanın sapı olmuştur. Bu nedenle takacaksın, dinleyeceksin, kraldan kralcı emir ve fermanlarına uyacaksın. Laf etmeyeceksin, boyun eğeceksin. Yok eğer "kim takar Yalova Kaymakamını (pardon Yalova il oldu, valisini dememiz lazımdı) ifadesini kullanacaksanız, sizde de bir şeyle olması gerekir. Ekonomik ve siyasal güç gibi örneğin. Yoksa takacaksınız, veya bu egemenliği yiyeceksiniz.
Bu arada ülkemizdeki kurum ve kuruluşlarla yazımızın uzaktan yakından ilgisi yoktur. Olamaz. Olsa bile bizi bağlamaz. Yalova örneğimiz de lafın gelişidir.
Saygılarımla ve mutlu yarınlar dileklerimle.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net https://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr www.nevvalsevindi.com ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.