Kartal Yavrusu ve Tavukları
Bu yumurtayı çıkartan tavuğun ne kadar büyük olduğunu merak ederler. Ancak, tavuk aklıyla işin içinden çıkamayınca, koca yumurtayı yuvarlaya yuvarlaya kümeslerine getirirler…
İçlerinden birisi ‘anaç’lık görevini üstlenerek kuluçkaya yatar. Günü geldiğinde çatlayan yumurtadan tavuk bakışıyla kocaman ve kara bir civciv çıkar. Tavuklar bunu pek de yadırgamazlar. O kadar büyük yumurtadan, bu kadar büyük bir civciv çıkmasını doğal karşılarlar…
Başlarlar kendi soylarından olduğunu kabul ettikleri ‘kartal yavrusu’nu civciv gibi yetiştirmeye…
Yavru kartalın yemlenmesi, güneşlenmesi, gezinmesi, su içmesi, pineklemesi hep tavukların yaptığı gibidir…
Genç kartal bir gün kayalıklarda güneşlenirken, gökyüzünde uçuşan kuşları görür ve iç çekerek uçabilme hayallerine dalar…
Kendisini uçma hayaline o kadar kaptırmıştır ki, hava karardığında kümese girince, gördüklerini ana tavuğa anlatır ve ‘Ben de onlar gibi uçmak istiyorum’ der…
‘Bak canım yavrum’ diyerek söze başlar anne tavuk; ‘Onlara kartal derler… Kartallar gökyüzünün kralıdır. Atalarımız da çok denedi ama kiminin kanadı, kiminin ayağı kırıldı. Tavuk olduğumuzu unutma ve sakın ola ki uçmaya kalkışma…’
Hayal kırıklığına uğrayan yavru kartal, her gün güneş batana dek gıbtayla gökyüzünde süzülen, pike yapan kartalları seyrederek, onlar gibi uçamamanın verdiği ezikliği yaşar…
Etobur yapıdaki yavru kartal, otobur tavuklar arasında kartalların uçuşunu seyretmeye daha fazla dayanamayarak kahrından ölür…
Tavukların yetiştirdiği kartal yavrusu gibi ‘benzeyerek’ yaşamak isteyenler seyre devam etsinler…
Kahır, eninde sonunda onlara da uğrar…