Karbon Monoksit Zehirlenmesi
Yeni seneye Ankara’ dan gelen çok üzücü bir haberle girdik. 18 yaşlarında üniversite birinci sınıf öğrencisi sapasağlam yedi gencimiz kombiden sızan karbon monoksit gazından zehirlenerek ölmüşlerdi. Aslında bu bizlere hiç de yabancı olmayan bir kaza türü. Sobaların yanmasıyla beraber ülkenin çeşitli yörelerinden buna benzer haberler adeta akın eder: Zehirlenen bazen tek başına yaşayan bir köy ebesi veya bazen de evin hayat dolu orta ikiye giden genç kızı olur. Bazen yeni evlenmiş karı kocalar ölür, kadın çoğu zaman birkaç aylık da hâmiledir. Bazen de bir aile çoluğu ile çocuğu ile tümüyle yok oluverir. Katil olarak da kimi zaman lodosun adı geçer gazetelerde, kimi zaman bir kömür sobasının, kimi zaman bir şofbenin, kimi zaman da sönmemiş bir mangalın… Bu sefer de kombiyi bacaya bağlayan10 liralık bir boru suçlu bulundu. Ama asıl bilgisizliğimiz, eğitimsizliğimiz veya vurdumduymazlığımızdır suçlu olan.
Bu ölümler karbon monoksit zehirlenmesinden başka bir şey değildir. Karbon monoksit, hidrokarbonların tam olmayan yanması sonucu oluşan bir üründür. Renksiz, kokusuz ve irritasyona yol açmayan, akciğerlerden kolayca emilen bir gazdır. Bu gazın uyurken solunması öldürücüdür, çünkü kokusu ve herhangi tahriş edici bir etkisi olmadığından uyuyan bir insanın bu gazı soluduğunun farkına varması mümkün değildir.
Akciğerler yoluyla vücudumuza giren karbon monoksit kanda hemoglobin ile birleşerek karboksi-hemoglobin meydana getirir. Karboksi-hemoglobin hem dokulara oksijen taşınmasını hem de, dokuların oksijeni kullanmalarını bozar. Aslında kanımızda normal şartlarda yüzde 1-3 miktarında karboksi-hemoglobin vardır; bu miktar sigara içenlerde yüzde 10-15’e kadar da çıkabilir.
Karboksi-hemoglobinin yüzde 50’ nin üzerine çıktığı durumlarda ölüm kaçınılmaz olmaya başlar.
Karbon monoksit zehirlenmesinin uyanık olan insanlardaki bulguları, solunan gazın miktarına ve süresine bağlı olarak akut veya kronik olabilir. Belirtiler her zaman karboksi-hemoglobin düzeyleri ile orantılı değildir, kandaki çözünmüş karbon monoksit miktarları da önemlidir.
Baş ağrısı, baş dönmesi, güçsüzlük, bulantı, kusma, konsantrasyon güçlüğü, şuur bozuklukları, görme bozuklukları, nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, karın ağrısı, kas krampları, epilepsi atakları, koma... başlıca belirtilerdir. Dudakların kiraz kırmızısı bir renk alması karbonmonoksit zehirlenmesinin en tipik bulgusudur.
Bu akut dönemi atlatan hastaların bir kısmında, kişilik değişiklikleri, koordinasyon bozuklukları, işitme zorluğu, idrar kaçırma, bunama, parkinsonizm... gibi çeşitli nörolojik ve psikiyatrik değişiklikler de ortaya çıkabilmektedir.
Tedavi, hastanın durumuna ve karboksi-hemoglobin miktarına göre düzenlenir. Hafif ve orta derecedeki zehirlenmelerde, maske ile yüksek akımda %100 oksijen verilir. Özellikle yaşlı hastaların kalp, akciğer ve beyin fonksiyonları açısından yakından takipleri gerekir.
Ağır zehirlenme belirtileri gösterenlerin özel odalarda yüksek basınçlı oksijen ile tedavileri gerekir.