content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

10 Şub

Karayalçın, İstanbul ve CHP’nin Durumu

Rizeliler Büyükçekmece Dernek Başkanı Turgut Berberoğlu, Cuma günü arayarak İstanbul CHP İl Başkanı Murat Karayalçın'ın derneklerini ziyaret edeceğini ve Cumartesi günü Dalyan Cafe'de yemek düzenleyeceklerini söyledi. Toplantı da, bir hemşeri olarak aralarında görmek istediğini söyleyen Berberoğlu'na, 'Cumartesi günleri çocuklara ayırıyorum, günün tamamını. Ve mümkün olduğunca herhangi bir yere gitmiyorum. Ancak Karayalçın'dan dolayı mutlaka toplantıya katılacağım' dedim.
****
Cumartesi günü Rizeliler'in Karayalçın'ı ağırlamalarına iki nedenle katılmak istedim.
Bir, Karayalçın'ı çok sevdiğim siyasetçilerden ve yakından tanıdığım biri olduğu için, iki ne de olsa serde Rizelilik olduğu için toplantıda bulunmak istedim.
Diyeceksiniz ki, 'Sen Sinoplusun, Rizeli değilsin ki?' Evet doğru, Sinopluyum, ancak büyük büyük dedelerimiz Rize'den gelmişler.
1800'lü yılların başlarında, Rize'den çok büyük bir isyan çıkar, Vali’ye ve Osmanlı'ya karşı.
Her yerde olduğu gibi mesele vergi ve iktidar meselesidir. Ve isyan bastırılır.
Bizim sülalede Anadolu'nun ve Karadeniz'in değişik yerlerine sürülür.
Ve büyük büyük dedelerimiz bir daha konuşmamak ve çocuklarına geçmişi anlatmamak üzerine sözleşirler. Ve bu sözlerini de tutarlar.
Abim, Babamın amcasından çok küçük bir anetkot olarak dinler, bu hikayeyi. Ve gerisini ise asla anlatmaz. Çok uzun yıllar bir kan davasından dolayı göçtüklerini ve bundan dolayı anlatmadıklarını düşünmüştük. Sonra benim yaptığım araştırmalarda, Rize'de ki isyanın tarihi, Sinop'a gelişimize bakınca ayrıca Rize'de ki Tarakçı ailesi, Tarakçı köyü geçmişimizin izlerini oralara kadar götürüyordu.
Doğru ya da yanlış, sonuçta Anadolu halkı birbiriyle karışarak ortaya çıkan kültürlerin harmanlanmasından oluşmuştu. Anadolu halkının içinde bu coğrafyada yaşamış herkes vardı ve herkes ise bugün yoktu...
****
Cumartesi günü akşam 19.30 sularında Dalyan Cafe'ye vardım.
İçeriye girdiğimde Murat Karayalçın konuşuyordu.
Ve Karayalçın gibi farklı bir siyasetçiyi, kaliteli bir siyasetçiyi; ülkenin öyle ya da böyle bir dönemine ciddi etkisi olmuş, SHP'nin CHP ile birleşmesinin mimari olmuş ve sonrasında ise CHP'den dışlanmış, sonrasında ise yeniden yolları birleşmiş birini dinlemek keyifliydi.

Turist rehberi olarak gelmemiş!

Karayalçın, Rize'yi ve köyünü anlatıyordu. Ve TKP Genel Sekreteri Laz İsmail ile aynı köyden olduğunu anlatırken köyünün önemli şahsiyetleri çıkardığına vurgu yapıyordu.
7 yaşında geldiği Ankara'da Belediye Başkanlığı, SHP Genel Başkanlığı, Dişişleri Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı yapan Karayalçın, İstanbul CHP İl Başkanlığı için, Kılıçdaroğlu'nun görevlendirmesi ile geldiğini anlatırken, içeride bulunan herkesi de etkiliyordu. Salonda bulunan Rizelilerin büyük çoğunluğu da muhafazakar kimlikleriyle tanınıyordu. Karayalçın'ın ziyareti aynı zamanda bir algı operasyonu ve seçim çalışmasıydı.
İstanbul İl Başkanı olarak atandıktan sonra yaşlı olduğu ve İstanbul'u bilmediğinin anlatıldığını, ayrıca bıraksalar Şile'yi bulamayacağını iddia ettiklerini söylerken tebesümle Karayalçın şunları ifade ediyordu;"Bu salonda bulunan herkesi de bıraksanız Şile'yi kaç kişi bulur bende merak ediyorum. Ayrıca ben İstanbul'a turist rehberi olarak gelmedim." İstanbul'a turist rehberi olarak gelmediğini söylediğinde ise salonda alkış patlıyordu.
İstanbul'u bilip bilmemesi esas değil, esas olan CHP'yi tanıyıp tanımadığı ve siyaseti bilip bilmediği idi.
****

Karayalçın'ın İstanbul il başkanı olarak görevlendirilmesi bence CHP'nin örgütlenme açısından en doğru yaptığı işti. Şayet, il başkanı varolan yönetim kurulu üyeleri içersinden ya da il başkanlığını isteyen isimlerden birini atasaydı inanın İstanbul'un toparlanması mümkün olmazdı.
Karayalçın'ın İstanbul il başkanı olmasıyla; tüm grupların muhalefet etme şansı ortadan kalktı.
Çünkü, Karayalçın ismine karşı çıkabilecek her ismin yalnızlaşması söz konusu olurdu ki, sonuçta da böyle oldu ve herkes kabullendi.
Ve iddia ediyorum ki, İstanbul il yönetim kurulunu oluştururken de, listesinden taviz verdiğini asla düşünmüyorum. Bir başkası olsa grupların mutabakatını oluşurabilmek için yönetilemez bir yönetim oluştururdu ki, seçim öncesinde bu yapı iş yap(a)mazdı.
Ve çok büyük ihtimalle Karayalçın, İstanbul'un üç bölgesinde çok ciddi seçim koordinasyon merkezleri kurarak, seçimleri ilçe örgütleri üzerinden değil çok büyük ihtimalle gönüllüler üzerinden yürütecek. Ve ilçe örgütleri ise koordinasyon merkezlerine destek sağlayan, lojistik destek veren merkezler olacak.
****
Ve yine Karayalçın'ın il başkanı olduğu İstanbul'da; belki önseçim yapılmayacak ama mutlaka eğilim yoklaması yapılarak CHP'nin yaklaşık 27 ile 35 arasında çıkarabileceği milletvekillerinin en az 15'i tabandan isimlerden oluşacağını ve mevcut 29 milletvekilinden 20'si ise aday yapılmayacağını bugünden yazalım ve tarihe not düşelim.
Bir iddiamızı ise bugünden yazalım. 1. bölgede bulunan 11 milletvekilinden 4 veya 5'i; 2. bölgede bulunan 9 milletvekilinden 2 ya da 3'ü; 3. bölgede bulunan 9 milletvekilinden ise 3 veya 4'ü ancak sıralamada kendilerine yer bulabilecektir.
****

Yine başka bir iddiam ise şudur. İstanbul'da bulunan milletvekillerinin 29'u içersinde hiçbiri eğilim ya da önseçime katılmayacaktır. Aslında doğru olan İstanbul'da dört yıldır görev yapan milletvekillerinin örgüte kendilerini teslim etmeleri gerekmez mi? Merkezin tercihi olarak değil de, en azından eğilim yoklamasına girerek seçilmek istemezler mi?
Yanıtım 'hayır'dır. Örgütler tarafından en sevildiğini düşünen isimlerin bile kendilerini örgütün tericihine bırakmayacak olmaları ise partideki durumu ortaya koymaktadır.
Milletvekili aday adaylarının tamamının ön seçim istemelerinin nedeni ise, hiçbirinin merkez yoklamasıyla gelemeyeceği gerçeğidir. Bugün İstanbul CHP örgütünden merkez yoklamasıyla gelecek tek isim eski il başkanı Oğuz Kaan Salıcı'dır. Ki, o'nun kendisini örgüte teslim etmesi gerekmez mi?
En çok kendisinin ön seçimi istemesi gerekmez mi? Ki, o'da varolan örgütten ön seçimle ya da eğilim yoklamasıyla çıkma şansı çok azdır. Bu gerçekler CHP'nin İstanbul örgütünün sancılarını ortaya koymaktadır.
****

Örgüt dışından gelen hiçbir ismin üç bölgede ilk 15 içersine girme şansı olduğunu zannetmiyorum. İlk 15'de yer alacak isimlerin çoğu; eski İstanbul il yönetim kurulu üyeleri ve ilçe başkanları olacaktır. Ve bugün yana yana gelen isimlerin birçoğu ise listeler açıklandıktan sonra, birbirileri aleyhlerinde yapacakları konuşmaların neler olacağını da bugünden görüyorum.
Bugün yana yana her yerde gözükmeleri, olası liste yarışlarında öne çıkabilmek içindir.
Ve inanın bugün aday adayı olanların çoğunun söylediği, "aday olmasam da partim için çalışacağım" sözü formalite için söylenmiş sözlerdir. Hele hele öyleleri var ki, aday olmadıklarında basın toplantısı yaparak, CHP için aleyhde olacak herşeyi söyleyeceklerdir.
****

Ve ulusalcı olan adayların hiçbirinin listelerde kendilerine yer bulma şansının da olduğunu düşünmüyorum. Bu dönem CHP'de ulusalcı olanların büyük çoğunluğu da tasfiye edilecek ve çoğunun ideolojik görüşlerinin buluştuğu İşçi Partisi ile buluşmaları da kaçınılmaz olacaktır.
****

Rize, Karayalçın ve CHP... Konu nereye geldi. Karayalçın, İstanbul CHP için en doğru isimdir. Ve göreceksiniz, bugüne kadar yapılmış seçimlerde ki en örgütlü CHP bu dönemde ortaya çıkacaktır.
Neden mi öyle söylüyorum. İstanbul'da bulunan CHP örgütlerinin durumu içler acısıdır. Düşünün İstanbul'da var olan 230 bin üye, 2014 yerel seçimlerinde kimi ilçelerde yapılan meclis üyeleri ile ilgili aday yoklamasında sandığa giden sayı içler acısı bir durumdur. Örnek Avcılar'da yüzlerce meclis üyesi ön seçime katılmasına rağmen üyelerinin yüzde 50'sini bile sandığa taşıyamamıştır.
İstanbul'da yapılacak ön seçim ya da aday yoklamasında üyelerinin yarısını sandığa götürse büyük başarı sayılacaktır.

Karayalçın örgütün içindeki dinamik yapı ve gönüllülerdan oluşan bir yapı korurak, CHP'nin dağınık yapısını aşacaktır. Başka bir şansıda yoktur. Örgüte güvenir ise kendisini kocaman bir başırısızlık beklemektedir.

Son söz:
Mustafa Sarıgül ile ilgili bir kehanetimizi daha söyleyelim. Sarıgül akıllı siyasetçi ise ön seçime ya da aday yoklamasına katılır. Yoksa merkezden aday olarak atanması oldukça zordur. Biline...

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank