content
30 Nis

Kararmayan ‘Hırs’ Közü

Türk siyasi tarihine adı, ‘hırs’ kelimesiyle aynı cümle içerisine yaldızlı harflerle yazılacak olan Bayan Ecevit, ‘vatan elden gidiyor’ çığlıklarının ardından eşi Bay Ecevit’in de vefatıyla geri plandan devlet işlerine karışmaya devam etmektedir.

Rahşan Hanım'ın hırsı ve ihtirasları öyle boyutlara varmıştır ki, Pazar günü vefat eden eşini sırf cenaze törenine memurlar da katılsın da daha kalabalık olsun diye, neredeyse bir hafta, cumartesi gününe kadar morgta bekletmiştir.
Hükümetin memura izin verme vaadine rağmen, Rahşan Hanım’ın inadının tek sebebi ise aynı gün yapılacak olan AKP kongresidir aslında.

Ecevit çiftinin dillere destan aşkında Rahşan Ecevit, aşkını eşini boyunduruk altına alıp siyasi hayatı boyunca adamcağızın dibinden ayrılmamaya kadar vardırmıştır. Hatta ve hatta Bay Ecevit Başbakan iken Bayan Ecevit eşi üzerindeki, yaşadıkları aşktan kaynaklanan(!), yaptırım gücünü ispat etmek istercesine, hiç bir yetkisi olmadığı halde, ‘first lady’ sıfatıyla hapishanelerde bulunan ne kadar hırlı, hırsız, tecavüzcü, katil varsa af ile salıverilmelerine izin verilen bir yasa çıkarttırmıştır.

Böylece katillerin, tecavüzcü ve hırsızların tutuklanarak yarım kalan işlerini bitirmelerine fırsat verilmiş, suç işleme oranı tavan yapmış, DSP-MHP-ANAP hükümetinin en büyük icraatlarından olan ‘devalüasyon’ ortamından yararlanıp bir saat içinde Merkez Bankasından trilyonlarca parayı hortumlayanlar da af kapsamına girmişlerdir.

Bayan Ecevit 12 Eylül Darbesi esnasında sürekli hapse düşen eşinin neler yaşadığını, Bülent Ecevit'i hastanelerde sersefil süründürüp uyutanların ve onun arkasına saklanarak iş çevirenlerin, kim olduklarını bilmezmiş gibi, oyunlarını hiçe sayarcasına sırf muhalefet olsun diye, her zaman olduğu gibi yine Bülent Ecevit adını kullanarak kendilerine yakın olan kimselere yaptırımlarda bulunmaya çalışmaktadır.

Görüşmeleri süren, 3'ü geçici toplam 26 maddeden oluşan; HSYK’nın yapısını değiştirip hem HSYK, hem YAŞ ihraç kararlarını yargı denetimine tabi tutacak, parti kapatma kararını Anayasa Mahkemesi’nin değil 1961 Anayasasındaki gibi Meclis’in vereceği, yargı organlarını Cumhurbaşkanı ve Meclise bağlayan, memura grev hakkını sağlayan 2010 Anayasa Değişikliği Paketi ile ilgili oylamalar devam etmektedir.

Rahşan Hanım oturduğu yerden bu değişim paketiyle ilgili görüşmelere müdahale edememiş olmanın sancısıyla kıvranırken çareyi zamanında Bülent Ecevit’in yakınında olan milletvekillerine ültümaton vermekte bulmuş.

''Anayasa değişikliğinin birinci turundaki oylamalarda, daha önce Ecevit'e yakın olmuş bazı arkadaşların tavırları tabanımızda soru işaretleri uyandırmıştır.
Bu arkadaşlarımızın eğer Ecevit çizgisinde olmaya devam edeceklerse ikinci tur oylamalara katılmamaları ve olası bir Anayasa Mahkemesi başvuru dilekçesine imza vermelerini tavsiye ederim.'' Diyerek damdan düşercesine olayların içine dalıvermiştir.

Yaşına hürmeten kimse de, ‘bacım sen bi sus hele, yetmedi mi senelerce memleketi yöneticem diye ortalığı birbirine kattığın?’ diyememektedir.

Gelelim Anayasa Değişiklik Paketinin görüşmeleri esnasında yaşanan dramatik hadiseye...

12 Eylül darbecilerini, işkencecilerini koruyan geçici 15. maddenin Anayasa'dan çıkartılmasını öngören değişiklik teklifi 336 oyla kabul edildi. Yalnız ne Türk Siyasetinde ne de Uluslararası siyasette eşine benzerine zor rastlanacak bir muhalefet örneği yaşanmıştır.

1960 darbesini yapanların 1961 Anayasası'ndaki geçici 4. madde ile yargılanmasını engelleyen, 1982 Anayasası'na da giren ve neredeyse yarım asırdır darbecileri koruyan 15. madde kaldırılmış oldu.
30 sene önce ortalığı kana bulayıp binlerce ocak söndürenlerin ortalarda sefa sürmelerine fırsat veren 15. maddenin kaldırılmasını ve o dönemin katillerinin yargılanmasını içeren 25. maddenin görüşmeleri esnasında MHP’li ve CHP’li vekiller 12 Eylül sürecinde yaşanan işkenceleri, idamları ve insan hakkı ihlallerini eleştirirlerken sıra oylamaya geldiğinde pakete muhalefet etmek adına MHP'liler ret oyu kullandı. CHP ve BDP’liler ise salonu terk etti.(kaynak:yenisafak.com)

Bir yandan 90 yaşına yaklaşmış Rahşan Hanım’ın bitmek tükenmek bilmeyen hırsları ve mıh gibi, bükülmeyen inadı, diğer taraftan muhalefet parti vekillerinin kendileriyle ve yaşanılan acılarla ters düşen tavırları…

Yahu ayıptır be! Bizler aynı vatanın evlatlarıyız. Elbette herkesin kendine ait değer yargıları olacaktır ama darbe ve darbecilerin sebep olduğu acılar, gencecik yaşında öldürülen, hapishanelerde işkence gören, sağcısı solcusu hiç fark etmez, binlerce insan var yakın tarihimizde. Sırf muhalefet olsun diye ret oyu verilmesi düşmanca bir tavırdır. Kimse kusura bakmasın. Tepki başka maddelerin oylamalarında verilebilirdi hakeza. Bu kadar hassas bir konuda birlik olunması gerektiği yerde böylesine garezine muhalefet yapmak çok çirkin kanımca. Nerede kaldı MHP’nin milliyetçiliği?

Düpedüz: ‘baba katiliyle baban aynı safta’ durumu söz konusu olmuştur.

MHP’ye yakışmadı!

Etiketler : , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

1 Kere Cevaplanmış to “Kararmayan ‘Hırs’ Közü”

  1. 1
    Uğur ÖZALTIN Says:

    Özal ve Ecevit de bu talihsiz ızdırap maalesef yaşanmıştır. Hanımlarını yönetemeyenlere devlet yönettirilmiştir.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank