Karanlık Bir Limandı Uğradığımız
İnsanlığımızdı oysa ki, karanlık bir kuytuda kaybettiğimiz.
Biz limanda demirleyen gemilerden ibarettik.
Hayat liman olmayı beceremedi.
Ta ki biz yaşamayı iyi bilirdik.
Bulanık sular üzerimize yürüyene kadar.
Gözlerimiz umudun yolcusu.
Yolculuklar hep aynı yere,
Yani daimi.
Var olmayan şarkılarda yitirdik benliğimizi,
Hep bir şarkı tutturdu dilimiz,
Bizden olmayan.
Ezber kalabalığında boğulduk..
Hep bir sorgu,
Dün,bugün ve yarın.
Neyin uğruna bu aldanışların.
Heybende bir dünya yalan.
Kasma, dökülecek zamanı geldiğinde kırıntıları elbet içinde kalan.
İnsanlığımızdı oysa ki, karanlık bir kuytuda kaybettiğimiz.
Biz limanda demirleyen gemilerden ibarettik.
Hayat liman olmayı beceremedi.
Aslında hep bilindik şeyler.
Ben sen ve o üçlemesi.
Ha bir de biz, siz ve onlar.
Evet hep onlardı umudun yolcusu.
Biz ise hep kaçıncı şahıstı karmaşalarında kaybolduk.
Karamsar olmayı öğrendik sonra,
Yani bizler.
Bizler birinci çoğul şahışlar.
Değerimiz Türkçe derslerinde bilindi.
İsmimiz geçti sınav kağıtlarında.
Biz sınavı hep ölüm kalım meselesi olarak görürdük,
Oysaki en büyük imtihanın yaşamak olduğunu zamanla öğrendik.
Biz ki yanlış uğraşların müdavimleri.
Hep bir doğru arayıp durduk üç yanlış içinde.
Halbuki üç doğru bir araya gelmeyi ah bir becerebilseydik…
İnsanlığımızdı oysa ki, karanlık bir kuytuda kaybettiğimiz.
Biz limanda demirleyen gemilerden ibarettik.
Hayat liman olmayı beceremedi.
Keşkelerimiz vardı bir zamanlar, sadece bizim bildiğimiz yerlerde saklanırlardı.
Ne zaman bir kulp bulsak, sarılırdık imha olmuş keşkelerin boynuna.
Birden ellerimiz karardı sonra.
Sarıldığımız bahanelerin kaybolduğunu fark ettik.
Aynada baktık sonra şöyle bir yüzümüze.
Yıllar neler götürdü diye benliğimizden.
Tanıyamadık sonra.
Yani kendimizi.
Var olan biz değildik.
Neredeydi o zaman birinci çoğul şahıs kişileri.
İnsanlığımızdı oysa ki, karanlık bir kuytuda kaybettiğimiz.
Biz limanda demirleyen gemilerden ibarettik.
Hayat liman olmayı beceremedi.
Bir matematik defterinde unuttuk hayatın kimyasını.
Karmaşık sayılar karmaşasında bütünlemeye çalıştık eksik kalan yanımızı.
Ve hayat hep Yabancı dil kıvamında sunuldu önümüze.
Biz ki gezilmemiş diyarlar, görülmemiş hayaller gişesinde en ön sırada bulunanlar.
Kanat çırpmayı denedik yüzemediğimiz okyanusların semasında.
Uyandığımızda kanatlarımız yoktu,
Hüzün yumağıydı aslında duran, boylu boyunca öylece karşımızda.
İplik olmayı denedik sonra.
Geçirdiler ilmiği.
Kurbanlık koyun misali adandık sonra.
Ne gözümüzdeki yaşa baktılar,
Ne gidebildik sadece bizim koşabileceğimiz kırlara.
İnsanlığımızdı oysa ki, karanlık bir kuytuda kaybettiğimiz.
Biz limanda demirleyen gemilerden ibarettik aslında,
Dedim ya;
Hayat liman olmayı beceremedi…