Karakutuyu Buldun mu?
Yazmak saçmalık. Edebiyat insanın önüne geçti. İnsandan konu etmiyor. Konu eden bir edebiyat varsa da ve biz onu göremiyorsak o da edebiyat değildir o zaman.
Kapıya insan yazı yazar mı?.. Kapı konusu çok önemli bir konu. Kapı Güzeli diye bir şiir bile var. Kapının ardında bir insan yok. Öte tarafında bir insan yok.
Koca bir yalanı besliyoruz biz. Bu konu özellikle Putin'in Karakutu'yu masaya koymasıyla debelendi aklımda. Karakutu'nun turuncu olduğu yeni ayırt edenin ben mi olduğumu çok düşündüm. Asıl düşündüğüm bu değildi. Bu zaten olsa olsa her zaman ön debelenme olur. Esas debelenme neydi?.. Şuydu:
İnsan da toprağa düşüyor, bir uçağın düşmesi gibi. Toprakta, ki hızlandırma yapalım biraz, uçağın anlık çarpışında olan oluyor: darmadağın. Çürüme yani bu.
İşte bu çarpış anında karakutu dediğimiz şeye bir şey olmuyor. Karakutuyla yürek-in önemli bir farkı var ama: karakutu, son 15 dakika mıdır, 20 dakika mıdır nedir, kısa bir süreği belliyor belleğine.
Kalp öyle değil fakat. Her şeyi kayıt altına alıyor. Renkleri de farklı tabii; biri turuncu, diğeri kırmızımsı.
Yani, demek istediğim: yazmak saçmalık. Akıllıca şeyler yazsak da aptallığı besliyoruz biz. Biz...ben yani. Aptalca şeyler yazsak da biz... ben yani,zaten aptallık.
Yunusların beyinlerindeki sonar sistemini çözememiş olmakla kendi beynimizdeki sonar sistemini çözememek aynıdır, deyip insanın beyninin; derin sinirsel yapısının elektronik devreler gibi olduğunu; karışık anten-vericiler oluşturabileceğini yazmıştım bir ara. Yavrucuğum! Sen bundan ne anladın.
Hiçbir şey anlamadın.
Yazmak: saçmalık.
Neye geldin? diyemedin ona. Çünkü o niye geldiğini söyleyemedi. Kapıda durdu. Saçmaladı durdu. Bizim gücümüz kuvvetimiz bu kadar işte. 100 milyar kelime ederiz; bir kelime ettiremeyiz.
“diğer” kelimesi ile “değer” kelimesi arasında mantıklı bir bağ buldum:
-diğer: öteki-benzeri. En az bir tane daha.
-değer: kıymet. Akıldaki, başka bir algılayış düzlemindeki eder-i/fiyatı./benzeri-öteki
Saçmalık: yazmak.