Karadeniz Kalkınma Planı Hazırlanmalıdır..
Ülkemizde uzun bir planlama geleneği ve ciddi bir uygulama deneyimi vardır. 2007-2013 döneminde Dokuzuncu Kalkınma Planı uygulanmaktadır.
Bölgesel düzeyde de bazı planlar bulunmaktadır. Örneğin; Güneydoğu için GAP, Doğu bölgemiz için DAP, Doğu Karadeniz’le ilgili olarak DOKAP gibi..
Ancak, Karadeniz Bölgesinin tümünü içeren ve yeni gelişmelere göre hazırlanması gereken bir plana ihtiyacımız var: o da; Karadeniz Kalkınma Planı. Çünkü 7 bölge içinde, 2003 yılında, gelişmişlik sıralamasında 5.nci sıradadır(DPT,2003). Karadeniz, 7 bölge içinde yeşil kartlı kişisi en çok olan 2.nci bölge durumundadır. Bu bölgenin en geri olduğu alanlardan bazıları da; kırsal asfaltlama, şehirleşme ve nüfus artış hızı gibi konular olmaktadır.
Altyapı sorunları hızla giderilmedikçe kalkınma hızı da düşük kalmaktadır.
Doğu’dan sonra en çok geri kalmış olan bu bölge için çok yoğun çalışmak zorundayız.
Karadeniz Kalkınma Planı bölgeyi bir bütün olarak ele almalı, her çeşit gelişme potansiyellerini saptayıp bölge insanı ve Türkiye’nin hizmetine sunulacak yatırım-üretim konularını belirlemelidir.
Bu plan acildir. Çünkü en çok göç veren iller Karadeniz’dedir.
Bu konudaki ilk görev Devlet Planlama Teşkilatına düşmektedir. DPT öncülüğünde üniversiteler, kamu kurumları, özel sektör, sivil toplum ve bölgeyle ilgili uzmanlar, bizler hepimiz elbirliğiyle bu planın hazırlanmasında görev almalıyız.
Karadeniz olarak çok konuda ve üründe dünya çapında önde bulunmaktayız. Örneğin; Fındık, çay, tütün, turizm, madencilik, kömür, deniz ürünleri, balıkçılık, deniz taşımacılığı, liman hizmetleri, doğal güzellikler, yayla turizmi gibi birçok alanda küresel düzeyde en başlarda olabiliriz. Zaten bazılarında birinciyiz.
Bu kadar çok özelliği-güzelliği olan bir bölge niçin sürekli göç versin?
Neden, ülkenin en gelişmiş bölgesi olmayalım?
75 bin kişi bir Perşembe Yaylası şenliğine katılmışsa bu çok büyük bir potansiyeldir. (Kaynak: Yavuz Selim Eser, Fatsa Yeni Haber, 28.7.2010)
Küresel ısınma giderek artmaktayken dünyanın en güzel yaylalarına sahip bölgemizi niçin birinci sınıf cazibe merkezleri yapmayalım?
Sadece ekonomide değil, kültürde, sanatta, edebiyatta, araştırmacılıkta, sosyal bilimlerde önemli değerlerimiz bulunmaktadır.
Sayın Selim Eser’in de dediği gibi, “…bir Hekimoğlu türküsü Fatsa çıkışlıdır… Halil İbrahim, Yolun Sonu türküleri Fatsa çıkışlıdır.”(Y.S.Eser, Fatsa Yeni Haber, 28.7.2010,sf;3)
Zonguldak’ın kömürü, Bafra’nın tütünü, Samsun Pidesi, Fatsa-Ordu’nun fındığı ve dereleri, Akçaabat’ın köftesi, Trabzon’un tarihi ve ekmeği, Of’un “hocası”, Rize’nin çayı ve peştamalı,Maçka’nın şalı,manastırı say sayabildiğin kadar..
Artvin, Kaçkar taraflarının balı, barajları, Çoruh nehri…
Her ili, ilçeyi yazsam şuraya bitmez güzelliklere sayfalar yetmez.
Tüm bu potansiyeller ancak bütünlüklü bir bölgesel kalkınma planı içinde ele alınıp değerlendirilmelidir.
Sektörler ve ürünler arasında bağlantılar vardır çünkü. İletişim arttıkça etkileşim de çoğalmaktadır.
Bölgeler arası gelişmişlik farklarını en aza indirmek ve sosyal bütünleşmeyi en yüksek düzeye çıkarmak temel hedefler arasındadır.
Dokuzuncu planın beş temel gelişme ekseninden biri “bölgesel gelişmenin sağlanması”dır. Bu kapsamda birçok hedef vardır. Ancak bunlar içinde kanımca en çok öne çıkarılması gereken konu şudur: “yerel dinamiklere ve içsel potansiyele dayalı gelişmenin sağlanması”
Sosyal ve ekonomik gelişmemizi yerel güçlere ve iç tasarruflara dayalı olarak yaparsak küresel dalgalanmalardan fazla etkilenmeyiz.
Küresel ekonomiye ve ilişkilere elbette gireceğiz, ama esas dayanak her zaman ulusal ve yerel potansiyeller olmalıdır.
Karadeniz Bölgemizde de her ilde-ilçede, yöre ve beldede çok değişik ve önemli yer altı-üstü kaynaklarımız bulunmakta ancak bunlar tam ve etkin kullanılmamaktadır.
En başta insan varlığımızı iyi değerlendirmeliyiz. İnsan gücü ve akıl her çeşit diğer olanaklara yön veren, onları geliştiren esas unsurdur.
Bundan sonraki yazılarda umalım ki Karadeniz Kalkınma Planının hazırlıkları üzerine yazalım, çalışalım. Elbette bu plan içinde Orta Karadeniz ve Ordu-Fatsa özel bir cazibe merkezi olacaktır. Bölgemiz ile ilgili yapılan araştırma ve incelemelerden bu sonuç çıkmaktadır.
Gelecek yazılarda bu araştırma sonuçlarına daha fazla değinmek dileğiyle..