content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 Tem

Kaplan Postlu Şövalye, Şota RUSTAVELİ

Kaplan Postlu Şövalye, Şota RUSTAVELİ (Aşkın Şövalyesi)

Benim için bazı kitaplar, şiirler ve destanlar, hayatım da her zaman özel bir yeri olmuştur ve asla defalarca okumuş dahi olsam başucumdan ayırmam ve elmas tan daha değerlidir. Hani bir insanın hayatın da önemli dönüm noktaları vardır, altın çağını yaşatır kalıcı bir şekil de. Ama bu bir kitapsa ömür boyu bitmeyecek bir dostluktur ve bu Dünya' da iyiki bende varmışım, iyiki yaşıyorum gibi sonsuz şükranlar sunmana neden olan, hayatını değiştirebilecek bir güce sahip nadir kitaplar vardır.

Aşağı da anlatacağım destan kitap ve yazarı da bende bu etkiyi bırakmıştır ve sonsuz teşekkürlerimi sunarım yazana ve dilimize çeviren değerli insanlarımıza da.  Şiirler, destanlar öz dilinden çok zor çevrilir, asıl gücünü göstermez ama bu çeviri çok başarılı ve özünü kavrayacak, özümsenen bir huzur ve mutluluk veriyor. Gürcüce okumaya çalıştığım ama Türkçe' ye çevrilmesiyle çok daha iyi kavradım.

Bence kitap severlerin, herkesin arşivinde mutlaka bulunması gereken kutsal, destan bir başyapıt.

sota rustavelli

Gürcü  şair efsane Şota Rustaveli'nin 12 yy.' da kaleme aldığı '' Kaplan Postlu Şövalye ( Vephistkaosani ) '' adlı destan hem gürcü edebiyatının, hemde Dünya edebiyatının baş yapıtlarından biri olarak kabul edilir. Rustavelli daha sonraki yüzyıllarda ülkesinin edebiyat dünyasını çok derinden etkilemiş, bütün şiirleri besleyen bir özsu niteliği kazanmıştır.

Rustaveli 1587 dörtlükten oluşan aşk destanını Gürcüstan'ın altın dönemini yaşatan kraliçe Tamara'ya sunmuştur. Tamara'yı umutsuz bir aşkla sevdiği ve reddelince de hayatının sonuna kadar Kudüs'te bir manastıra kapandığı da öne sürülmüştür. Ölümsüz aşklara adanmış bir destan olan Kaplan postlu Şövalye de iyi ahlak, cesaret , sadakat ve yurtseverlik yüceltilir. Bu destan Gürcü halkınca öylesine benimsenmiştir ki, aradan yüzlerce yıl geçmesine rağmen birçok Gürcü bu destanı ezbere bilir, hatta gelinlerin sandıklarında ki en değerli çeyizdir.

İlk kez 1712 yılın da Gürcü kralı Vahtang tarafından bastırılan destan sonra bir çok dile çevrilmiştir. Hatta Türkçe'ye de çevrilmiş ( 1991 yılın da, 280 sayfa )Prof.Dr. Bilal Dindar ve Yrd. Doç. Dr. Zeynelabidin Makas tarafından.

UNESCO 1966 yılın da Rustaveli' nin doğumunun 800. yılını başta Gürcüstan olmak üzere bir çok ülke de yaptığı etkinliklerle kutlanmıştır.

Rustaveli bu yapıtında ki başarısından dolayı, Gürcü edebiyatının, belki de tek gerçek en uzun aşk destanının yaratıcısı sayılır.

Gürcü şiirine yeni teknikler ve yorumlar katmakla birlikte, gürcü şiirinin duraklamasına da neden oldu denebilir. Çünkü ondan sonra gelenler onu taklit etmeye, onun gibi yazmaya kalktılar. Ona özendiler ve hatta kopyalayacak kadar vazgeçilmez oldu. Bu yapıtta sevgi, aşk ve dostluk duygularının en uç noktaları da işlenmiştir. Rustaveli' nin olağanüstü zengin ahlaksal ve toplumsal ilkeleri, bir kez okunduktan sonra belleğe kazınır insanın. Onun tasarladığı uygarlık kavramı için de özgürlük, adalet, onur duygusu, vatan sevgisi, mertlik vardır.

Sonuç olarak, Rustaveli ölümsüz duyguları, kaybolmaz bir gerçeği, Dünya durdukça göreceğimiz sahneleri dile getirmiştir. Gürcü halkı tarihi boyunca uğradığı felaketlerle kendisini sık sık ıssız bir adada yaşıyor hissetmiştir. Ama Rustaveli'nin yapıtını kazadan kurtarabilmeyi başarmıştır her seferinde. Bu yapıtı okur, içer, özümser, onun canlı soluğunu yakalar ve yaşamını sürdürür.

Bunca övgüden sonra bir kaç dörtlük yazmadan duramam, işte muhteşem destan kitaptan 1587 dörtlükten, yanında çok küçük kalan bir kaç dörtlük ;

'' Yeri göğü Yaratan' ın kudret ile celalinden

Semadan nur nefesiyle ihsan etmiş eşyaya can.

Bol nimetli bu Dünya'yı bahşeylemiş insanlara,

Yeryüzünün şahlarına revnak vermiş cemalinden.

Suret verdin, ey Allah' ım, yarattığın her insana !

Kör şeytanı yenmem için kendin yardım eyle bana !

Elinle doldur ver, ölmez aşkın badesini içeyim,

Gel affeyle günahımı, huzuruna temiz geleyim yine !

Maharetle oynatma da gürz, kılıç ve kalkan

Al yanaklı, siyah saçlı Tamara 'nın ner aslanı.

Uzaktan bir görmek bile şekerden çok tatlı iken.

Onu tasvir etmek için tab' ımızda kuvvet hani ?

Gözyaşınla yaz methini, ey tab' ım, diz neşideler !

Ben yazmışım Tamara' ya çok değerli kasideler.

Mürekkebim gözyaşları, kalemim ney olmuş benim.

Sözlerim çok yanıklıdır, göz yaşartıp, yürek yakar.

Bana methiye yaz diye canan bize verdi ferman.

Yaz saçımla dudağımdan, kirpiğimle göz - kaşımdan !

Bembeyaz dişlerimin inci gibi dizilişinden

Çekiç taşı ezer olsa, yumuşak olan o kurşundan ! ''

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank