Kaostan Düzene, Kişilik Bozulması
Dünya'da, değişim ve dönüşüm konuşuluyor. Bu algıyı değiştirmek isteyen derin yapılanmalar, Kaostan düzene doktrinini uygulamaktadır.
Yeni Dünya Düzeni, küreselleştirme ve post/modernizm üzerine oturmuştur. Kavramlar, örtülü işgaller, terör eylemleri, toplum mühendisliği, psikolojik harp, algı yönetimi, beşinci kol faaliyetleri, karanlık savaş yöntemleriyle birlikte yürütülüyor.
Bunları; operasyonlar adı altında yaparak, ülkelerdeki toplum ve devlet düzenini altüst etmektedir. Ana hedef; korkutmak, sindirmek, yıldırmak ve insanları çaresizliğe düşürmek, bu siyaseti ve onun hukukunun artık hiçbir engel tanımadığını herkese göstermektir.
İnsanoğlu, başta kendisi olmak üzere diğer insanları hayvanları bitkiyi dünyayı, güneş sistemini, galaksileri anlama, bilme, öğrenme çabası içindedir.
Yaşadığı dünyada etkinlik mücadelesi farklı nedenlerle olsa da nihayetinde dünya yönetimin tek merkezden yürütülmesi çabasında olmuştur.
Yerel, bölgesel, küresel savaşlar, kaoslar yeni bir düzen arayışının da itici nedeni olmuştur.
Hiçbir konu, yeni bilgi ve gerçekler artık şaşırtıcı değildir, olmayacaktır.
Bilinmezlikler okyanusunda yüzen insanoğlu, dünyanın temel elementi medenin biyolojik, kimyasal, fiziksel değişim ve dönüşüm formatında olan yaratıktır.
İnsanoğlu; Evren'in sonsuzluk aleminde tek varlık olmadığının farkındadır. Ancak farklı varlıkların ne olduğunu, ne olabileceğini öğrenmeye, bilmeye çalışmıştır.
İnsan kişiliği üzerinde birçok faktörün etkisi vardır. Ancak hepsi aynı etkiyi yaratmaz. Bağımsız kişilik gelişimi için etkili olan unsur vardır. Bireyin kendisini kuşatan sosyal, siyasal ve kurumsal çerçevede sürekli baskı altında yada rahat bir ortamda kalmış ise kişiliği farklı olur. Otoriterlerin yanında olanın kişiliğinin gelişimi sınırlıdır.
Gücü tekelinde bunu paylaşmazlar.
Bilinçli hedefe koşanlar amacına ulaşır.
Olayların oluş biçimine birçok pencereden görmek gerekir.
Tarih bir nevi tekrardan ibarettir.
Küresel çekişme ve egemenlik mücadelesi devam etmektedir.
Bakış açısı; olan bitenleri anlamamızı ve öngörmemizi belirler.
Birçok şey değişir, bir süre yaşanır ama temel konular aynı kalır.
Dünyada yeterinden fazla kötüye hizmet edenler vardır.
Akıl, bilim ve imanla, adalete barışa hizmet en büyük ideal ve kutsal görevdir.
Bir devlet, bir toplum, bir grup, mutlaka, iyiliğe, adalete, barışa, paylaşıma, masumların çığlığına, mutlaka çare olmalıdır.
İyiliklere, adalete, çevreye, doğaya, hizmet etmeyenler, kötülüğe maşa ve aracı olurlar.
Bakın; İngiliz İndependent gazetesi, Türkiye ile ilgili yorumunda, Ordu, AKP hükümetini, ABD istemediği için devirmedi diye yazdı.
Büyük Orta Doğu Projesi ve Arap Baharı ile Mısır, Tunus, Libya, Yemen ve nihayet Suriye olaylarında görüldüğü gibi Türkiye, 24 saat kendi etrafında dönerken, 365 gün ABD yörüngesinde hareket ediyor.
Türkiye'nin geldiği yörünge devlet konumunun, 1951 NATO'ya girişle başladığını 2002 seçimleriyle kurdurulan parti kadrolarıyla kesinleştirildiği bilinmelidir.
Halkı uyuşturmak için ekonomik ve kültürel ortam hazırlandı. Kredi kartı borcu ile yaşamaya çalışan, televizyon dizileri ve siyasi atışmalarla meşgul edilen halk, sanal alemde olup bitenlerle, dizilerdeki tartışmalara, kendi kişisel sorunlarından daha fazla zaman ayırmaktadır.
Halkın; vatan ayağının altından çekiliyor, ekonomiyi, medyayı yabancılara devrediyorlar, yabancı şirketlere toprak satmaya başladılar, ülkenin yer adları bile değiştiriliyor. Türkiye'nin bağımsızlığını Washington ve Brüksel'e ihale eden Bizanslaşan kadro tehdit ediyor.
Anadolu insanın genlerinde varolan kendine gelme duygusu birilerini çok ama çok ürkütüyor.
Günün sözü: Haksızlık yapanlar korkaktırlar, korkmakta haklılardır.