Kaos Saldırısına Karşı Tek Çare…
Amerika’nın yeni ve son bir kaos/kargaşa planı üzerinde, taktikler geliştirdiğini görüyoruz.
Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye’den dönüşü sırasında, gazetecilere diyor ki; “Carablus ve Membiç konusunda bir yıldır çalışıyoruz.”
Artık, Türkiye’yi elinde tutamayacağını ve Türkiye’nin gerçek yerinin Avrasya olduğunu en iyi Amerika biliyor.
Amerika’nın Türkiye üzerinde uyguladığı kaos planının tek bir amacı olduğu anlaşılıyor.
Büyük Kürdistan’ın kurulmasından sonra, Avrasya’da yer alacak Türkiye’nin yaralı ve kanadı kırılmış bir Türkiye olmasını istiyor.
Kaos planı denilince ne anlıyoruz onu açalım.
Sosyal, ekonomik, siyasal ve askeri yapıların içinde bulunduğu dengeleri muhafaza edememesi…
Bir başka ifadeyle, ulus devleti, ulus devlet yapan tüm unsurların üzerinde kuşkular yaratarak, kuvvetler arasında dengesizlikler oluşturmak.
ABD’nin Türkiye’yi kaosa atmasının ABD’ye asıl faydası; muhtemel bir dünya savaşında, Amerika’nın yanında olmayan tüm kuvvetlerin istikrarsızlık içinde olmasıdır.
Kendine yaramayan Türkiye’nin başkalarına da yararı olmasın istiyor.
Aslına tarihe bakılırsa, müttefik olmayan bir başka devlet, ya tarafsız olmalıdır, ya da kaos içinde olmalıdır.
Amerika Türkiye’yi her zaman, sadece öneri ve yönlendirmelerle yönetmedi. Yeri germiş şantaj, yeri gelmiş ambargo, yeri gelmiş sabotajlar gibi meşru olmayan yollar denemiştir. Hükümet darbelerini artık saymıyorum.
Önce sosyal yapı üzerinde oynanan kaosun ne olduğuna bakalım.
Ayrılıkçı Kürtleri silah, istihbarat, eğitim ile desteklemesi ve yoğun bir sabotaj faaliyetine girmesi…
Dış siyasette etkili olduğu müttefiklerini kullanarak, dış siyasi baskıları artırmak. Buna en iyi örnek; Avrupa’nın, bilhassa da,
Almanya’nın ABD yanındaki tavrı…
Amerika Türkiye içindeki varlığını kullanarak kaosa destek olmak.
Nedir ABD’nin Türkiye içindeki varlığı; NATO, OECD, GB, DB, İncirlik Üssü ve çok uluslu şirketler…
Şimdi içinde yaşadığımız süreç; PKK ve DAEŞ’ın yürüttüğü sabotaj eylemleridir. Bu gün 5 şehidimiz daha var.
Buna paralel olarak Türkiye’yi dış dünyada yalnızlaştırmaktır.
Bu süreç sabotajlarla birlikte yürüyor.
Bu yalnızlaştırma sürecine, Türkiye bölge ülkeleri ile olan ittifakını güçlendirirse, cevap vermiş olacaktır.
Suriye’de PKK/PYD mevzilerinin vurulması çok önemlidir.
Askeri yönden duruma bakarsak; ülkemiz derhal askeri teçhizat tedarik merkezlerini değiştirmelidir.
NATO’ya bağımlı olmak silahsız kalmak demektir. Derhal tedarik çeşitlenmesi yapılmalıdır.
Askeri kaos bu noktada potansiyel tehdit olarak durmaktadır.
Ulus devletimizi bu noktalara taşıyan yabancılara özelleştirmelerle satılan ekonomik kaynaklarımızdır.
Özelleştirmeler durdurulmalı hatta bazı stratejik kuruluşlar savaş sırasında sorun olmasın diye kamulaştırılmalıdır.
Devlet Planlama Teşkilatı derhal direnme ekonomisine hazırlık yapmalıdır.
Kurtuluşumuz, Kurtuluş Savaşında olduğu gibi milli olan her şeye sahip olmaktan geçer.
Emperyalizme karşı tek silahımız ulusumuzdur.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr