Kana Dur Girişimi
KANA DUR GİRİŞİMİ ZİYARETLERİ
Diyarbakır’da oluşturduğumuz KANA DUR GİRİŞİMİ olarak çeşitli etkinliklerle akan kardeş kanının durmasına yönelik çalışmalarda bulunduk. İlk olarak basın açıklamaları yaparak “huzurun tarafında” olduğumuzu ilan ettik. Mardin Kapı Asri Mezarlığında basın açıklaması yaparak (bunları da daha sonraki günlerde yayımlayacağım) ölümün soğuk çehresini hissettirmeye çalıştık. Bu minvalde siyasi partileri de ziyaret ederek destek arayışımızı ilettik. Bu yazımda 20 Haziran 2010 tarihinde siyasi partilere yaptığımız ziyaretlerde çağrımızı ve kendilerinden taleplerimizi yayımlayacağım.
AK PARTİ
Bizler “KANA DUR GİRİŞİMİ” olarak akmakta olan kardeşkanına “dur” demek ve Kürt sorununun kardeşçe, hakkaniyete uygun bir çözümle neticelenmesi için yola koyulduk. Öncelikle kardeşkanının durmasına ve gecikmeden de bu sorunun çözümüne yönelik adımların sağlam ve hızlı olmasına katkı sunma derdindeyiz.*
“KANA DUR GİRİŞİMİ” olarak 26 yıldır kan ve şiddet sarmalında olan bizler partinizin iktidar olmasından dolayı sizden talep ve beklentilerimiz farklı olacaktır. Hükümetinizin demokratikleşme, AB sürecinde yaptığı reform niteliğindeki değişiklikler yadsınamaz. Ancak ülkemiz ve bölgemizde akan kana deva olmasını arzu ettiğimiz “kardeşlik projesi“ adı verilen açılım sürecinin kimi zaman “yol kazası” geçirmesinden dolayı endişeliyiz. ” En son Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın “açılımın içi boş diyorlar, gelsinler doldursunlar” beyanını önemli buluyoruz ve hükümetten taleplerimizi sizler vasıtasıyla iletiyoruz;
- Çatışmasızlık ortamının oluşturulmasına herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
- İsmi kanunla değiştirilen yerlerin isimlerinin geri alınabilmesi için ilgili kanunlar değiştirilmelidir.
- Hükümet seçilmişleri muhatap almalıdır.
- Hükümet sorunun çözümü için bölge STK’larını ve kanaat önderlerini dinlemeli ve dikkate almalıdır.
- Taş atma gerekçesiyle yargılanan ve cezaevinde bulunan binlerce çocuğu mağdur eden yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır.
- Devlet diline hâkim olan ırkçı, dışlayıcı ve inkârcı söylem başta anayasa olmak üzere tüm mevzuattan, literatürden ve müfredattan çıkarılmalıdır.
- Bütün etnik unsurların kimlikleri ve hakları anayasal güvence altına alınmalıdır.
- Bölgede bir çeşit fiili OHAL anlamına gelen askeri yasak bölge uygulaması sonlandırılmalıdır.
- Bölgede kayıp, fail-i meçhul ve köy yakma dosyalarının üzerinde ciddiyetle durulmalı, sorumlular cezalandırılmalıdır.
- Koruculuk sitemi kaldırılmalıdır,
“Kardeşçe yaşamak, 73 milyon insanın ayrı-gayrı olmadığı, hukukun üstünlüğünün hâkim kılındığı, millet iradesine saygıda kusur edilmediği bir ülke olmamız için üzerimize düşen katkıları sunacağız. Bu konuda bizden talep edilirse biz de açılımın eksik kalan kısımlarını gidermek için yaptığımız çalışmaları rapor halinde takdim edeceğiz”.
Bizler “KANA DUR GİRİŞİMİ” adına şartlar ne olursa olsun Türk ve Kürt kardeşliğinin essah olması için bir an önce silahların susmasının gerekliliğine inanıyoruz.
Sayın başbakanın 25 Haziran 2010 tarihindeki açıklamamıza binaen “PKK bu sese kulak versin operasyonlar da minimize olur, hatta gerek bile kalmaz” ifadesi sevindiricidir.
BDP
Bizler “KANA DUR GİRİŞİMİ” olarak hiçbir insanımızın ölmesini istemediğimizi defaatle kamuoyuyla paylaştık. İnancımız, anlayışımız, insanlığımız bize ölen insanın kimliğini sorma ve sorgulama izni vermiyor. Bu sebeple Dağdaki çocuğumuzun, askerdeki yavrumuzun, polis ve sivillerimizin inancı, etnik kökeni bizi farklı tavırlara yönlendirmemektedir. Tek derdimiz insanlarımız öldürülmesin ve annelerimiz ağlamasın. 26 yıldır 60 bin anne ağladı, yüz binlerce akrabanın yüreği yandı yeter artık diyoruz. Barış ve huzura en çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde silahların bir an önce susmasının ne kadar acil bir öneme sahip olduğunu paylaşmak istiyoruz. Bölgemiz-ülkemiz İbrahim (as)’in düştüğü ateşte yanıyor. Bu ateşin tutuşmasında hepimizin sorumluluğu vardır diye düşünüyoruz. Bu ateşe kim/kimler ne kadar su dökebiliyorsa bunu esirgememelidirler. Barış ve Demokrasi Partisi bölgemizde büyük bir tabana sahiptir. Bu sebeple çağrılarının çok çok anlamlı ve değerli olduğuna kaniiyiz.
Bu itibarla BDP’den taleplerimiz şunlardır:
- Kürt sorunu halk tabanında genel kabul görmüştür. Bundan sonra dökülecek her damla kan sorunu çözümsüzlüğe sevk edecektir. Bu sebeple sorunun şiddetten uzak, barışçıl ve demokratik yollarla çözümü için BDP gerekli her türlü katkıda bulunmalıdır.
- BDP sorunun çözümü için ciddi anlamda inisiyatif almalıdır.
- Çatışmasızlık ortamının oluşturulmasına herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
- BDP sorunun çözümü için bölgedeki farklı görüşlerdeki kesimlerle de görüşüp ortak çözüm yolu aramalıdır.
- Temel insan hakları ve özgürlükler konusunda yapılan anayasal düzenlemeler ve demokratikleşme sürecine destek vermelidir.
Yoksa hiç birimizin pişmanlığı, üzüntüsü bu sorumluluktan kaynaklı yaralarımızı saramaz.
SAADET PARTİSİ
Bizler “KANA DUR GİRİŞİMİ” olarak ülkemizin ve bölgemizin geçmekte olduğu süreçten endişe duyuyoruz. Zira şu an bile kardeşkanı akmakta, annelerin yüreği yanmakta ve ocaklar sönmektedir. Bizler bu kanı sizlerin de katkılarıyla durdurmak istiyoruz. Partinizin yapıcı muhalefeti esas alması sevindirici olup takdire şayandır.
İstiyoruz ki tabanınızda kamuoyu oluşturarak eylemlerimize katkılarınızla bu ateşe karınca misali su taşıyalım. Yoksa yarın herkes için çok geç ve acı bir pişmanlık olacak.
* Bu giriş paragrafı her üç siyasi partiye mod-a mod sunuldu.