Kan Akıtmanın Muhteşem Cazibesi!
Yer: Roma'da bir arena!
Gladyatörlerin kanlı savaşı sona ermiş, kopan uzuvlar ve etrafa saçılan kanlar eşliğinde seyirciler coşkuyla karışık karşılarında ki manzaradan mest olmuşlar. Tam bu esnada bir çocuk,babasının elbisesini çekiştirerek heyecanlı bir şekilde sorar!
''Babacığım...Ne olur yarında gelelim buraya! Yarın yüce Gladius Platinius , 6 aşşağılık Hristiyan mahkumü infaz edecek! Ne olur! Lütfen!''
Yıl M.S 1190'lar falan..
Yer: Kutsal Topraklar
Haçlılar, Selahattin Eyyübi komutasında ki İslam ordularından ağır bir tokat yemiştir. Ama yine de Haçlı şövalyelerinin ellerinde yaralı Müslüman esirler vardır. Kudüs Kral'ının çocuk yaştaki oğlu Prens Michel De Frolan babasına dönerek, sorar...
''Babacığım...Ne olur...Yarın gün batımında idam edilecek Müslüman esirlerin idam emrini ben vereyim! Ne olur babacığım...''
Yıl M.S 1780 gibi bir şey
Yer: Pasifik Okyanusunda ıssız bir ada
Adaya gelen Portekizli denizciler, ada yerlileri tarafından karga tulumba esir alınır. Yerliler; KUKULKAN adlı yanardağa esirleri teker,teker atarak, tanrılarına olan vazifelerini gerçekleştirmek niyetindedirler...Kabile reisinin savaşçı ve cesur oğlu Tutamo Mpenza, bu görevi kendisinin yapması gerektiğini babasına dil dökerek anlatmaya koyulur...
''Baba! Tanrı Kukulkan'ı onurlandırmam için bana izin ver. Beyaz adamı ona sunayım...''
Yıl 2010 Yılbaşına birkaç ay kala...
Yer : Öteki İstanbul!
Fabrika işçisi Seyyide'nin evlilik dışı bir çocuğu olmuştur. Tabi evde kıyamet kopmuştur. Seyyide aile meclisinden alınan bir karar üzerine idam edilecektir. Töreler böyle gerektirir. Evin en küçük oğlu Orhan bu göreve çoktan taliptir...
''Baba...Ablam namusumuzu lekelemiştir. İzin ver! O Kahpe'yi ben öldüreyim...Aleme ibret olsun...''
Tarihler değişse de, Dünya da bu zamane değişimlerin ardından tanınmaz hale gelse de, tek bir şey değişmez içimizde... O da kan ve kan görme isteğinin dayanılmaz cazibesi...
İşte bu cazibedir, bizi birbirimize karşı düşman kılan;
İşte bu cazibedir,bizi insanlık suçu işlemeye sevkeden;
İşte bu cazibedir, bizi...
Neyse! Daha fazla yazarsam, elimden kötü kelimeler çıkacak!
Demek ki neymiş? Biz insanların alacağı daha çok uzun bir yol varmış...
Hayırlı yolculuklar efendim!
