Kamu Sağlığı mı Halk Sağlığı mı?
Teknolojik gelişmeler ve kentleşmenin her geçen gün artan oranlı artışı kamu sağlığını eskiye oranla daha ciddi olarak önemli hale getirdi. Bu açıdan küresel anlamda dünya üzerinde yaygınlaşan eksi dışsallıklar, bireysel anlamda tüketim ve beslenme davranışlarındaki eksi dışsallıkların artışı, ya devlet tarafından, ya eğitim kuruluşları ya da sivil toplum kuruluşları tarafından sosyal sorumluluk gereği daha fazla kontrol veya koordinasyon altına alınmasını zorunluluk haline getirmiştir. Öyle ki, bu tür eksi dışsallıklar bireysel veya yerel bağlamda ele alınabilse de, çok büyük bir yayılma hızıyla kitlesel hale gelebilmektedir.
Ayrı ayrı Ele Alınması Gereken Başlıklar:Kamu Sağlığı mı Halk Sağlığı mı, Kavramsal Sorgulama Sorunsalı:Öncelikle vurgulanması gereken durum, "kamu sağlığı" kavramının "halk sağlığı" kavramına göre daha politik ve daha formel bir anlam taşımakta. Öyle ki bu formel algıda devletin düzenleyici, koordine edici ve kontrol edici fonksiyonu daha fazla ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle kitlesel koruyucu hekimlik faaliyetlerini betimlerken "kamu sağlığı" kavramını kullanmanın daha yerinde olacağını söyleyebiliriz.
Halk sağlığı ise, daha çok uygulamaya yönelik, lokal/yerel izlenim bırakmakta ve dar bölge uygulamalarını ortaya koymaktadır. Bu nedenlerden dolayı her halükarda KAMU SAĞLIĞI gerek bilimdalı, gerek uğraş alanı gerekse eğitim programı açısından daha fazla anlamlı olmaktadır.
Bilinçlilik Maksimizasyonu:
En başta da özellikle vurgulamaya çalıştığımız gibi, kamu sağlığı diğer bilim dalları, veya anabilim dallarına göre eskiye oranla çok daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Çünkü teknolojik gelişmeler ve kentsel dokudaki yoğunlaşma ve sıklaşma kitlesel kamu sağlığını tehdit eden faktörler çok daha kısa zaman içinde çok daha geniş alanlara yayılmaktadır. Bunlara ilave olarak gerek kentsel halkın gerekse kırsal halkın bilinçlendirilmeleri daha fazla öncelik taşımaya başlamıştır.
Eksi Dışsallıkların Artılandırılması:
Kamu sağlığı veya halk sağlığına ilişkin sorumsuz işletmelerin ve bireylerin ortaya çıkardığı riskler veya tehditler öteden beri eksi dışsallık olarak tanımlanmaktadır. Eksi dışsallıkların çarpan veya hızlandıran etkisi ve bu etkinin kelebek etkisi (silsile halinde çok küçük bir olayın bütün bir evrenin felaketine sebep olabilecek tetiklemeler zinciri) halka yeterince net bir şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Bu durumda temel olarak büyük potansiyel risk faktörü ortadan kalkacak ve bu eksi dışsallığın tolerasyonunu sağlayacaktır.
Koruyucu Hekimlik Faaliyetleri Kapsamındaki Genişleme:
Öteden beri koruyucu hekimlik faaliyetleri olarak özellikle salgınlar, salgınlara neden olan mikrobiyolojik olgular ve haşereler ile mücadele hijyen faktörleri akla gelirdi. Ancak günümüzde gıda güvenliği, sağlıklı gıda üretimi vb. faktörler de yine koruyucu hekimlik kapsamına girmeye başlamıştır.
Her geçen gün üretilen gıdalar (yaş sebze ve meyve, yarı hazır gıdalar, tam hazır gıdalar) gittikçe daha fazla endüstriyel gıda haline gelmekte, doğal üretimler neredeyse tamamıyla yok olmaya başlamaktadır. Bu nedenden dolayı genetiğine müdahale edilmiş doğal gıdalar gününüz insan metabolizmasındaki direnç ve bağışıklık sistemini kırmaya başlamaktadır.
Konvansiyonel ve Ulusal Haşereler ve Mücadele Yöntemleri
Öte taraftan gözünü para bürümüş veya para hırsız veya kar maksimizasyonunun dışında hiç bir etik değer ve vicdan taşımayan üreticiler, bir kısım aşı veya ürünlerini satabilmek için virüslü haşereler yayarak adeta kıtasal / konvansiyonel biyolojik silah kullanmaktadırlar.
Nasıl ki, bilgisayar programcıları program satmak için yeterli gelir elde edemeyince önce antivirüs programlarını yazmakta, daha sonra bu virüs programlarını bilgisayarlara yayarak bu virüslerden korunma programlarının tanıtım ve ticaretini yapmaktadırlar. Konvansiyonel kamusal sağlık tehdidi oluşturan bu tür saldırıları en masum olarak görülebilecek haşerata zerketmektedirler. Daha sonra da bu biyolojik saldırıya, kuş gribi, kene, domuz gribi gibi adlar vererek bunlara karşı gerekli olan aşıyı piyasaya sürmektedirler.
Bütün bunlara daha fazla yaygınlaşma olmaksızın süratle müdahale edilebilmesi, etkin halk bilinçlendirilmesi, tüketici bilinçlendirilmesi için KAMU SAĞLIĞI anabilim dallarının, ön lisans programlarının, açılması ve bilinç düzeyinin her alanda müteyakkız tutulması açısından gereklilik taşıdığı bir gerekliliktir.Aydınlık yarınlar temennisiyle esen kalınız.
Not:
Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.bilgievreni.com, www.gazetecanik.com, www.kamudanhaber.com, www.siyasalforum.net, www.gunesgazetesi.net, www.gercekgazete.web.tr, www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Zihninize ve kaleminize sağlık hocamm..
Sağlık alanındaki bütün yatırımlar hasta olduktan sonraki tedaviye yönelik,
hastalığı önleyici bir politikamız henüz daha olmadı...
Dediğiniz gibi,
İnşallah buda olur..
Saygılarımla..
Nisan 16th, 2010 at 08:11Adı kamu ya da halk sağlığı olarak adlandırılan genel tabiriyle insan sağlığı,hatta etkileşimleri nedeniyle daha da küreselleştirerek canlı sağlığı diyebileceğimiz bu kavram sağlık alanında bilinçlendirilmiş kişilerin insiyatiflerinin yanısıra günümüzde ağırlıklı olarak hükümetlerin kurumsal uygulamalarına, bütçelerine hatta dış ilişkilerine bağlı olarak şekillenmektedir.
Günümüzde süper güç devletlerin hareketlerinin sürü mantığıyla takip edilmesinden faydalanan, yine bu ülkelere ait para avcılarının kullandığı, halkı paniklettirerek tuzağa düşürme çabaları, haberleşme teknolojisinin bu kadar güçlü olduğu bir çağda fazlasıyla işe yaramakta ve cepleri doldurmaktadır.
İnsan sağlığı adı altında para için gerçekte insana zarar vermeyi umursamayan kişiler arasında halkın güvenmek istediği sağlık bilimcileride yer almaktadır. Bu nedenle Kamu sağlığı alanında bilinçli yetiştirilmesi gereken insanların aynı zamanda insanlık bilinciylede doldurulması gerekir. Koruyucu sağlık hizmeti verirken herkes diyor diye uygulayanlar uygulamamaktan korkanlar ya da uyguladıkları için menfaat kazananlarla değil insana insan sevgisiyle yaklaşanlarla yola çıkan bir ülkenin yarınlarının aydınlık olacağını düşünüyorum.
Mayıs 4th, 2010 at 15:58