Kalp ve Kalbin Halleri (IX) Bölüm
Onun içindir ki; bedende O’na (Tanrı’ya) ait olan her şey tekdir. Çift olanlar toprağa, tek olanlar Allah’a (gaip alemine) gider. İşte bu yüzden de kalp ve
beyin bedende fiziksel (dış) yapı olarak tekdirler. Ama bir tek yapı içinde iki bölümden oluşurlar. Bu oluşumun dışı (topraktan olduğu için, toprağa aittir.) toprağa giderken, içinde taşıdığı öze (ruha) ait, görev ve sorumlulukları içeren akli yeteneklerine bağlı her türlü kişisel oluşumlar da hayır yada şer yönünde (amel) olarak gaip alemine (Allah’a) gideceğini bilmemiz gerekir.
Demek ki; insan bedeninde de, insan için önemli olan iki ayrı büyük merkez var. Bu merkezlerin işlevleri birbirinden faklı olduğundan görev ve sorumlulukları birbirinden elbette birbirinden farklı ve ayrıdır.
Fakat iki organda bedende hayati önem taşır. Birbirlerinin görevlerini adeta paylaşım içinde ahenkli bir şekilde paralel olarak yerine getirip yapmaya çalışırlar. Her ikisi de hem birbirleriyle yardımlaşırlar. Hem de yarışırlar. Aynı zamanda her ikisi de insan yaşamı için hayati önem taşıyan bu görevleri büyük bir titizlikle paylaşarak yürütürler.
Her ikisi de bu hayati görevleri yerine getirirlerken birbirlerinin eksiğini gediğini görevin sorumluluğuna karışmadan yerine getirilmesi için tamamlanıp giderilmesine çalışırlar. Bunun içinde yarış halinde koşuştururken aynı zamanda da birbirleriyle yardımlaşarak görevin tamamlanmasını sağlarlar. Birbirinin eksiğini, gediğini tamamlarlar.
Bu merkezlerden birisi insan için sürekli enerji üretir. Hem de tüketir. O da kalptir. Kalbin görevi hem dünyevidir. Hem de uhrevidir. Her ikisine de hizmet eder.
Dolayısıyla dünyevi olanı görevidir. Uhrevi olanı da sorumluluk alanına girer.
Diğeri ise, beyindir. Bu merkezde sürekli kalbin ürettiği enerjiyi tüketerek üretim yapar. Bu merkezde hem üretirken hem de tüketirken hem dünyevi hem de uhrevi görev ve sorumluluk taşır.
Dünyevi olanı kalbin sorumluluğudur. Uhrevi olanı ise kalbin görevidir.
Demek ki her ikisi de hem dünyevi, hem de uhrevi görev yaparlar. Yaptıkları görevde de hem kendi ben’liği için hem de kendisini yaratan Allah için sorumluluk taşırlar.
Yani birisi üretim merkezi, diğeri de tüketim merkezi olarak bedende görev yapmak için çalışırlar.
Demek ki; insan bedenindeki kalbin iki görevi olduğu gibi. İnsan beyninin de iki görevi vardır. Bunlardan birincisi (kalp) üretim yapmaktır. Diğeri de üretileni tüketmektir. Ancak birisi üretmekle görevliyken diğeri de tüketmekle görevlidir. Ne yazık ki; Birisi üretimden, diğeri tüketimden sorumludur. Kalp üretimden merkezi olarak ürettiği enerjiden sorumludur. Beyin hem üretim hem de tüketim merkezi olarak ürettiği duygu ve düşünceden dolayı fikirlerinden sorumludur.
İnsanoğlu için yapması gerekli görülen görevleri bu dünyaya aittir. Verilen görevlerin yapılıp-yapılmamasından dolayı doğabilecek her türlü sorumsuzluktan doğabilecek aksamalara ait olumsuzlukların karşılığında oluşacak olan ödül yada cezai işlemlerin sonucuna insanoğlu hem bu dünyada hem de ahrette çekip katlanmak zorundadır.
İnsanoğluna verilen görevler her ne kadar bu dünyaya ait olmuş olsa da, verilen görevler ileriye dönük gelişip olgunlaşmasına ait olduğundan elbette sorumluluğu da her iki dünyasına aittir. Bu yüzden bu dünyada vicdani sorumluluktan kaçıp kurtulmuş olsanız da, ahrette bu sorumluluklardan asla kaçıp kurtulamazsınız.
./....
Cahit KARAÇ