Kalp Hastalıkları İlaçla Değil Adam Gibi Yaşayarak Önlenir
Kalp-damar hastalıklarından korunmanın en etkili yolunun sağlıklı hayat tarzı (doğru beslenme + hareket) olduğunu cümle âlem biliyor ama endüstri herkese ilaç yutturma peşinde.
Akut koroner sendromu sebebiyle hastaneye yatırılan hastalarda denenen “darapladib” isimli yeni bir ilacın da işe yaramadığı anlaşıldı.
Çift kör, plasebo kontrollü SOLID-TIMI 52 adlı çalışmada, 36 ülkede 868 merkezde akut koroner sendrom teşhisiyle hastaneye yatırılan 13 bin 26 hastanın bir grubuna günde bir defa 160 miligram darapladib veya plasebo verilerek 2.5 sene takip edildi.
Analizlerde, enflamasyonda rolü olan “Lp-PLA2” (lipoprotein-associated phospholipase A2) enzimini inhibe eden “darapladibin”, kalp krizi, kalp krizinden ölüm, kalp krizi için acil koroner revaskülarizasyonu önlemede plasebodan farkı olmadığı ortaya çıktı.
Darapladib grubunda idrar ve gaitadan kaynaklanan koku ve ishal gibi yan etkiler de daha fazla idi.
Darapladib ne işe yarıyor?
Geçen sene STAILITY isimli çalışmada da bu ilacın koroner kalp hastalığı olanlarda kalp krizi, felç ve kardiyo-vasküler ölümleri azaltmadığı belirlenmişti.
Bir dizi epidemiyolojik çalışmada, dolaşımda Lp-PLA2 seviyeleri yüksek olanlarda koroner olayların sık görüldüğü, kolay yırtılan plaklarda yüksek miktarda bulunduğu ve vaka-kontrol çalışmalarında bu enzim aktivitesinin azlığının düşük koroner kalp hastalıkları riski ile birlikte olduğu ortaya çıkmıştı.
Ateroskleroz gelişiminde nedensel rolü olan enzimin enflamasyonla ilgili olarak plak dayanıksızlığına yol açtığı düşünülerek bloke edilmesinin komplikasyonları önleyebileceği düşünülmüştü.
Avrupa Kardiyoloji Derneği toplantısında sunulan ve hastaların 2.5 sene takip edildiği çalışma, Lp-PLA2 seviyeleri yüksek olanların prognozlarının kötü olduğunu ama bu yolun bloke edilmesinin işe yaramadığını ispatlamış oluyor.
Kalp krizi ve felçler ilaçlarla önlenemiyor
Ateroskleroza bağlı kalp krizi, felç ve diğer damar tıkanıklıklarını önlemek için bugüne kadar sayısız ilaç denendi ama hiçbirinden de beklenen netice alınamadı.
Niasin, fibrat, CETP inhibitörleri bunlardan bazıları.
Yere göğe sığdırılamayan, methiyeler düzülen statinlerin bile koruyuculuğu son derecede sınırlı, üstelik pek çok da yan etkileri var.
Kalp hastalıklarını aterosklerozda rolleri olan onlarca faktörden sadece bir tanesi üzerinden önlemenin mümkün olmadığını endüstri de bal gibi biliyor ama pazarlama faaliyetleriyle ilaçları yutturmaya devam ediyorlar.
Gelelim neticeye
Hem kalp-damar hastalıklarını, hem başta kanser, astım, obezite, diyabet olmak üzere “genetik olanlar” dışında tüm hastalıkları önlemenin tek bir yolu var:“Adam gibi yaşamak!”
Sağlıklı beslenin, hareketli olun, sigara-alkol içmeyin, yeterince uyuyun, inançlı ve iyimser olun ve doktorlardan hastanelerden olabildiğince uzak kalın.
KAYNAK
http://jama.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=1900827