Kalkınma Modeli
Avrupa gelişmiş sanayisi ile tanınan birçok ülkesi aynı zamanda görenleri imrendirecek kadar düzenli tarıma sahip. Tarlalar, bağlar cetvelle çizilmiş gibi muntazam. Yerel mimariyle inşa edilmiş çoğu en az asırlık görüntü veren evler, geniş arazilerin köşesindeydi. Neredeyse her metrekare ekili.Köylerde, kasabalarda yaşamak ülkemizin aksine bir şans. Okul, market, sağlık ocağı, kültür merkezi, kafeterya, restoranlar birarada düşünülmüş, çiftlik evlerinin içi şehirdekiler kadar konforlu.
Amerika’nın tarımsal kalkınmaya nasıl bir vizyonla yaklaştığını ise tarım müsteşarı Clay Hamilton’un makalesinden alalım:
‘ABD’de her eyalet kırsal kalkınma alanlarını belirleyerek bölge projeleri oluşturmak zorunda. Öncelikle bir üst kurul oluşturuluyor. İstekli, bölgeyi iyi tanıyan bir ‘takım’ kuruluyor. Takımda, yöre halkından temsilciler, büyük toprak sahipleri ve devletin görevlendirdiği uzmanlar yer alıyor. Bölgenin tüm kaynaklarının bir envanteri çıkarılarak, kalkınma stratejilerini her bölge için ayrı oluşturuyoruz.’
ÜST KURUL OLUŞMALI
Türkiye 1950’lerden sonra kırsalı sadece yetersiz tarım politikalarıyla destekleme yanlışına düştü.
Kırsal alandan kente göç tehlikesi öngörülmedi, şehirleşme topluma başarı olarak sunuldu. Köy enstitüleriyle başlayan hamlenin önü de siyasi hesaplarla kesildi. Kırsal kalkınma, sadece Tarım Bakanlığı’nın uhdesinden çıkarılarak belki ABD örneği ya da farklı formüllerle oluşturulacak üst kurullara devredilmeli.
Mutlaka bu kurulların içerisinde yerel yönetimler de olmalı. Gerekliliği ise son yıllarda yaptığı ataklarla en iyi İzmir kanıtlıyor. Belediyelerin tarımda da hangi atılımları yapabileceğinin yaşayan örneği. Üreticiler, kooperatifler hatta tüketicileri ayrı destekliyor Büyükşehir Belediyesi. Bir gün küçükbaş hayvanların dağıtıldığına tanık oluyorsunuz, ertesi sabah bal üreticilerine petek ve kovanların. Zeytin fidesi almak için, harıl harıl üretici kartı çıkartan binlerce kişi var. Büyükşehir Belediyesi üreticinin elindeki ürünü değerlendirmek için sanayi tesisleri dahi kurdu, kuruyor.
Dağ tepe dolaştığınızda görüyorsunuz üreticinin yüzü gülüyor buralarda.
Milyar liralık desteklere rağmen tarım ve kalkınma politikalarını bir arada sürdüremiyoruz. Ülke genelinde kırsal kalkınmada Amerika’yı yeniden mi keşfedeceğiz bilemeyiz ama Türkiye, şimdilik İzmir modelini fark etse yeter.