Kaliteli Kaba Yem Açığı Nasıl Kapatılacak?
Hayvancılık lügatında kaba yem tarifini besiciler, çiğ süt-damızlık üreticileri, meslekleri gereği Zeoteknistler bilirler. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların kaba yem olmaz ise olmazıdır. Midesine göndereceği enerji, protein, vitamin sağlayan kesif yemleri (fabrika yemi) öğütmede kaba yem bir öğütücü görevini görür. Kaba yem, hayvanın geviş getirmesine de katkı sağlar.
Buğday, arpa vb. anızlarından yapılan kalitesiz kaba yem olan saman bu öğütme, sindirme faaliyetlerini layıkı ile yerine getirir. Bu şekilde kalitesiz kaba yem olan samanın kullanımı, pahalı olan kesif yem miktarını artırır. Samanın içinde protein, enerji verici unsurlar yoktur. Çok az miktarda mineral bulunur.
Kaliteli Kaba yemlerden başta yonca, sılaj mısır, bakla sılajı, sudan otu sılajı, ve diğer bitki sılajları ise çeşitli oranlarda protein, enerji verici maddeler, mineral,vitamin, yağ, kuru madde içerirler. İşte bu ürünlerin sılajları içerinde kuru madde oluşu hayvanların kaba yem ihtiyacını da giderir. Bu yüzden bu bitkilerin sılajlanarak tüketimi hayvanların kaba yem ihtiyacını da görür. Hayvancılıkta bu bitkilerin sılajından yapılacak tüketimler, fabrika yemleri (kesif yem) tüketimini azaltır.
Fikir Sahibi Damaklar Grubu’nun ‘’ Hayvancılığımızın Bugünkü Durumu ‘’ başlığı altında yapılan tartışmalarda yer alan NTVMSNBC’ de 11 Ekim 2010 tarihinde yayınlanan Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Mehmet Alkan'ın basın bildirisinde 30 Milyon Ton Kaliteli Kaba Yem Açığımızın bulunduğunu irdelemiş. Basın Bildirisinde hayvancılığın tüm sorunları ele alınmış. Biz sadece kaliteli kaba yem açığımızı konu edineceğiz. Sayın Dr. Mehmet Alkan’ın diğer tesbit ve değerlendirmelerini ileriki günlerimizdefırsat olur ise ele alacağız. Sayın Dr. Mehmet Altan’a şimdiden teşekkürlerimizi sunarız
Kaliteli Kaba Yem açığını kim kapatacak? Çiğ süt-damızlık sığır üretenler, besiciler, yoksa devlet desteklemeleri mi kapatacak?
Hayvancılığımızda 30 milyon ton kaliteli kaba yem açığının nasıl kapatılacağının bir reçetesi olmalı.
Üniversitelerde görev yapan akademisyenlerimiz, Tarım Bakanlığı bürokratlarımız mı bu reçeteyi yazacak? Yoksa AB İlerleme Raporlarını kaleme alanlara ‘’ ya imdat, bize bir reçete ‘’ mi diyeceğiz!
30 milyon tonu bulan kaba yem açığını kısıtlı olan kamu kaynakları kapatamaz. 34 milyon ton olan kaba yem açığını 1 litre çiğ süt alımının 1 TL’ ye olması gereken seviyeye çıkarılması kapatır. İki yıldan bu yana hayvancılık sektörünün çöküşü, çökertilmesi ve diriltilmesi ile ilgili iki akademik gerçekçi yazı okuduk. Biri Veteriner Hekim Adnan Serpen diğeri ise Prof Dr. Tayfun Özkaya’ ya aittir. Biri çiğ sütte fiyat terörü, diğeri hayvancılık desteklerinin kime gittiğidir.Bu iki yazı da grubumuzda yayınlanmaya değer bulunmuştur.
Beyler; Yok edilen meraları geri getiremezsiniz. Biz çiğ süt alım fiyatları düşük dediğimizde ‘’ hayvanlarınızı ucuza besleyin o zaman kazanç sağlarsınız ‘’ mesajlarını zeoteknistlerden alıyoruz. ‘’ 30 milyon ton kaba yem açığı var ‘’ tesbitlerinin yanısıra bu açığın nasıl kapatılacağını da tartışmak istiyoruz..
Bu açığın kapatılmasında gereken finansmanı devletin (Milletin) mi yoksa süt sanayicilerinin sırtına yükleyerek mi formule edilecek. Yoksa artacak çiğ süt alım fiyatlarını tüketicinin sırtına yükleyerek mi formüle edilecek?
Kimin sırtına yüklemeden önce kaba yem açık miktarının maliyetini ortaya çıkarıp önünüze koyalım. Kaba yemlerden birini ele alalım: Sılaj Mısır (Gdo’suz olmalı)
Bu gün itibari ile Sılaj mısırın tonu 200 TL dir. 200 TL’yi 35 milyon ton ile çarptığınız da 7 milyar TL etmektedir. ( 2009 yılı itibari ile hayvancılığa, yem bitkileri, hayvan başına, çiğ süt litre başına destekler toplam miktarı 1 milyar 300 milyon TL’ dir). Kaba yem açığının hasıla miktarı verilen desteklerin 5 (beş) katıdır.
Bu 7 milyarlık kaba yem üretildiğinde 3-4 milyarlık kesif yem tüketiminin azalması demek olacaktır. Yani kesif yemin içine giren dane mısır, kepek vb. maddelerin kullanımının, dane mısır ithalatı da azalacaktır. 3-4 milyarlık tarımsal üretimin hayvancılık sektörüne ithal yolu ile değil yerli üretimle girmesi anlamına gelecektir. Kaliteli kaba yem açığının kapatılmaması dane mısır ve diğer yem girdileri ithalatının devam ettirilmesini elzem kılacaktır.
Şimdi de dekara 50 TL olan desteğe bakıp destekleme toplam finansman miktarına bakalım. Sılaj mısırın dekara 4 ton verim verdiğini kabul ettiğimizde 35 milyon tonu 4’ e böldüğümüzde 7,5 milyon rakamı ortaya çıkıyor. Bu rakam çiftçinin kaba yem ekmesi gereken dekar arazi miktarıdır: 7,5 milyon dekar! 7,5 milyon dekara da ödenmesi gereken destek miktarını bulmak için 50 TL (dekar/destekleme miktarı) çarptığınız da 375 milyon TL rakamı ortaya çıkıyor.
Tarımsal Sektör, dekar başına sılaj mısırdaki 50 TL rakamına, yoncadaki 100 TL/Dekar rakamına tenezzül etmediğinden 35 milyon ton kaba yem açığı kapatılamıyor, öngörülen 375 milyonluk yem bitkileri desteği de çiftçiler tarafından tamamı bu yüzden kullanılmıyor!
Dane mısır üretim maliyeti ile sılaj mısır üretim maliyeti aynı olduğu görülecektir.
Dane mısıra verilen kilogram başına destek ile sılaj mısırın dekarına verdiğiniz parasal destek miktarı da hemen hemen aynıdır. Dekar başına dane mısırda verim ortalaması 1000 kğ’ı geçen arazilerde ise asla sılaj mısır ekimi yapılmamasının sebebi sılaj mısırın destekleme parasal miktarının az oluşundan dolayıdır. Sılaj mısır ekimleri çiftçi tarafından cesaretle ekilecek bir ürün olarak görülmemektedir. Sılaj mısırı hali hazırda ekenler, müşterisi ile yazılı veya sözlü kontrat neticesinde ekim yapmaktadırlar. Bir yıl sılaj mısırı satış için eken çiftçiler elde ettikleri kazancı bir önceki yıl dane mısır kazancı ile karşılaştırmakta ve bir daha ekmemektedirler. Şu anda tonu 200 TL’ ye satılan sılaj mısırın sadece paketleme maliyeti tonda 40-50 TL arasındadır. Çiftçinin eline tonda 150-160 TL geçen para yeterli olmamaktadır. Sılaj mısırın dekara 130-140 TL masrafı olduğu düşünülür ise ve dekardan 4 ton sılaj mısır elde edildiği kabul edilirse 4 ton x 135 TL= 540 TL amabalajsız olarak hasılat elde edilmektedir. Buna 50 TL parasal destek miktarını eklersek sılaj mısırda 610 TL, Çiftçi hasılat elde etmiş olmaktadır. Dane Mısır’da da parasal destek miktarı ile bu rakamı elde eden çifçi, paketleme ve pazarlama sorunları var olan sılaj mısırı niçin eksin?
Dane mısır tarımı yapan çiftçi dane mısırın Pazar, pazarlama, piyasa şartlarını önceden görebilir iken sılaj mısır tarımı, veya yonca tarımı yapacak olduğunda büyük risk görmektedir. Riski oluşturan pazardaki alıcıların parasının olmayışıdır
Çiğ Süt Piyasasının nasıl oluştuğunu görmezden gelen Sılaj mısırda veya diğer kaba yemlerde Pazar, pazarlama, piyasa şartlarını bilmeyen Tarım Politikacılarına ‘’ kaba yem destekleme miktarı artırın’’ deme lüksümüz olamaz. Çünkü artırılsa da destekler boşa gidecektir.
Hayvan sayımızın oldukça yüksek olduğu Konya’mızda destekler ile ekilen, hasad edilen yoncayı Konya’lı besicilerimiz, çiğ süt üreticilerimiz satın alamadığından, yoncayı hasad eden üretici ilanlar ile alıcı bulmaya çalışıyor. Kaba yem alıcısı olan çiğ süt üreticileri-süt sanayicileri onların cebinde para bırakmaz bir yapıda- kaliteli kaba yemi hangi para ile satın alsın? Veriyor hayvanlarına kalitesiz kaba yem olan samanı! Yoncanın kilosuna 40 kuruş+nakliye, sılaj mısırın kilosuna 20 kuruş+ nakliye vereceğime saman + kesif yem işimi görür diyor ve kaliteli
kaba yem satın alamıyor! Kalitesiz kaba yem olan saman; 500 km’lik yollar katederek nakliye fiyatları malın fiyatını aşmasına rağmen tercih ediliyor!
Çiğ Süt üretim sektörünün dışındakiler şu soruyu sorabilirler: Kendisine daha pahalıya mal olacak kesif yem-saman ile beslemeye para buluyor da ucuza beslenecek kaliteli kaba yeme niçin para bulamıyor? Çiğ Süt-damızlık üreticisi çiğ sütü sattığı kişiden yemi para ile değil açık cari hesap ile alıyor. Bu açık cari hesapta çiğ süt üreticisi daima borçludur! Borç miktarı birikiyor iken doğan buzağılar üç-beş aylık olunca satılıyor cari hesaptaki açık azaltılıyor ve bu sarmal devam ediyor. Çiğ Süt alım fiyatları olması gereken seviyelrde olsa , çiğ süt üreticisi artı bakiyelere geçebilse kendi kaba yemini peşin para ile satın alabilecek düzeye gelir.
Ey Tarım Ekonomistleri , Tarımsal Destekleri düzenleyen Tarım Bakanlığı’mız; Siz hiç buğday, mısır satıyorum diye ilan veren çiftçi gördünüz mü? ‘’Sılaj mısır satıyorum, yonca satıyorum ‘’ diye ilan verenlerin aslında satamadıkları için ilan verdiklerinin farkındamısınız? Yonca’nın 40 kuruşa, sılaj mısırın 20 kuruşa oluşu pahalı değil ama çiğ süt-damızlık üreticilerinin cebinde parası olmadığından bunu satın alamıyor, kendisi de kendi ihtiyacı kadar bile ekemiyor, dikemiyor, satın alamıyor! Süt hayvanları beslenme yetersizliğinden iskelet haline geliyor, kısırlık problemi vs başlıyor, çiğ süt verimi düşüyor.
Tarım Akademisyenlerimiz meralar bitti, hayvanların ucuz beslenmesi gitti , desteklemeler kafi değil diye yazıyorlar, Tarım Politikacılarımızda 2002 yılında 85 milyon TL olan destekleri 1 milyar 300 milyona çıkarttık, bizden ancak bu kadar diyerek övünüyorlar!
Çiğ süt maliyetinin bize 75 kuruş olduğunu bildiriyoruz. Çiğ Süt alım fiyatı yüzde 25 lik kazanç ilavesi ile 1 TL/Litre olmalıdır diyoruz. Bu rakam önce hayvanlarımızı, buzağılarımızı ve daha sonra da kendi karnımızı doyuracağımız, hayvanlarımızı beslenme yetersizliğinden, kısırlaşmasından kurtaracağımız miktardır.
Kaba yem açığımızın kapatılması devlet destekleri ile değil adil bir çiğ süt piyasa düzeni ile kapatılır!
Adil bir çiğ süt fiyat oluşumu hayvancılık sektörünün kendi açığı olan kaba yem açığını kendisine kapattırır. Ürettiğinden kazanç sağlayabilecek olan çiğ süt-damızlık üreticisi o zaman kendi ihtiyacı olan kaliteli kaba yemi kendisi eker veya komşusuna ektirir. Ürettiğinde kazanç gören çiğ süt-damızlık üreticisi kendi merasını kendisi o zaman yaratır: Endüstriyel Tarım ürünleri ile kaba yem bitkileri kazanç oranı hangisinin lehine ise çiftçi onu eker. Çiftçiye kaba yem bitkisi olan sılaj mısırında pazar problemi var ise siz ona devlet olarak dekara 50 TL’ yerine 100 TL’ de önerseniz de ekmez! Yuvarlak laflar etmeyiz. Buradaki pazar probleminin adı pazardaki insanların cebinde para bırakılmayışıdır. Pazara istenildiği kadar mal sürülürse sürülsün cebinde parası olmayan çiğ süt-damızlık üreticileri bunun potansiyel alıcıları olsa da yüzüne bakıp dururlar ve ucuz kaba yem olan samana devam ederler
Hayvancılıkta Dünya ile rekabet; Hayvancılıktaki kaba ve kesif yem miktarının ucuzlatılması ile mümkündür. Bu ucuzlatmayı hayvancılık desteklerinin yapamadığı anlaşılmış bulunmaktadır. Hayvancılığa ayrılan destekler hammadde olan kaba yemi, kesif yemi ucuzlatamıyor ise o zaman doğru olanı yapın; Çiğ Süt alım fiyatlarını 1 TL’ ye çıkartarak kaliteli kaba yem alıcısının cebinde para olasını sağlayınız.
Çiğ Süt fiyatları 1 TL yapıldığı takdirde market raflarında süt sanayicilerin ambalajlı ürünlere yapacağı fiyat artışını sorgulayınız, sorgulattırınız, kutu sütün maliyetini süt sanayicilerinin kazanması gereken kazanç miktarını masaya yatırınız. Çiğ Süt alım fiyatı 1 TL olduğunda çiğ sütün süt sanayicisinin kapısına gelme bedeli 1,1 TL olacaktır. Bunun bir buçuk katı olan 1,6 TL miktarı süt sanayicisi ve market rafları için kafi bir satış miktardır. Süt sanayicisinin bu
yeterli ve fahiş olmayan kazanca razı edecek politikalar düzenlenmelidir. Şu anda pastörize sütün 2,2 TL market raflarındaki fiyatı fahiş bir fiyattır!
Süt sanayicisini az kazanca razı etmenin yolu ve yordamı eskiden SEK (Süt Endüstrisi Kurumu) tarafından sağlanmakta idi. SEK, hem çiğ süt üreticisini hem de süt ve süt ürünleri tüketicilerini korumakta idi. Maşallah şimdi yetkisi ve etkisi olmayan Ulusal Süt Konseyi’ deAmbalajlı Süt Ürünleri Sanayicilerinin Temsilcisi ASÜD’ e teslim edilmiş durumdadır.
Devletin sırtına yüklenen hayvancılık destekleme kamburu ortadan kaldırılmalı, hayvancılığımızın geleceği süt sanayicilerinin insaf ve merhametine bırakılmamalıdır. Yüz kere yazdık ve yazmaktan bıkmayacağız: Çiğ Süt satın alımında gerçekçi bir piyasa düzeni yoktur. Rekabet Kanunu’na aykırı yasadışı iş ve işlemler ile çiğ süt piyasası oluşturulmaktadır.
Kaliteli kaba yemlerde devlet desteklerinin artırılması kaliteli kaba yem açığını asla kapatmaz! Beyler bir mal üretilince onun alıcısının cebinde para olması gerektiğini unutmayalım.
Çiğ süt fiyatlarının olması gereken miktar olan 1 TL’ ye getirilmesi ile 30 milyon tonluk kaliteli kaba yem açığının kapatılması mümkün olacaktır. Çözüm budur. Hayvancılığımızın en büyük problemi çiğ süt fiyatlarının olması gereken seviyelerin altında süt sanayicilerince tutulmasıdır: Bu sorunun çözümü hayvancılığımızın kazançlı hale gelmesine, kazançlı hale gelen hayvancılığımızın bir çok sorun ile beraber kaliteli yem açığımızın kapatılmasına vesile olacaktır.
https://groups.google.com/group/cigsutureticileri
Çapar Bey,
Hayvancılık açısından hayvan sayısı ve üretim kadar çok önemli bir konuya temas ettiğiniz için sizi teb rik ederim.Hayvancılık için yem olmazsa olmazlar dandır.Bugün durmadan dışarıdan damızlık ve besi için hayvan ithal ediliyor fakat kimse bu hayvanla rın hangi kaba yemle nasıl besleneceğinden bir ha ber.Çünkü en son elime ulaşan bilgilere göre AB'de yem üretimi toplam tarımsal üretimin içindeki payı % 35,bizde ise % 6'dır.O nedenle Tarım ve Köyişleri Bakanlığı kaliteli kaba yem üretimi için tıpkı hay vancılıkta sıfır faizli kredi uygulaması gibi ben zer seferberlik için harekete geçmelidir.Böyle bir seferberlik ilan edilirken sizinde belirttiğiniz gibi çiğ süt alım fiyatları hayvan yetiştiricisinin para kazanacağı makul düzeyde olmalı yine üretilen pastörize sütünde tüketicinin alabileceği makül bi düzeyde olmalı,sanayicininde maliyetleri makul dü zeyde olmalıdır.Açıklamalarınıza ve yorumlarınıza tamamen katılıyorum,önemli bir konuya parmak bastı ğınız için tekrar tebrik ederim.
Adnan SERPEN
Aralık 14th, 2010 at 09:05Veteriner Hekim
İZMİR