Kalemini Satmış Olanlar Bizleri İtibarsızlaştıramazlar!
Avcılar Belediyesi’nin kuşkulu, adrese teslim ihalelerini yazıyoruz, yanıt adamcıklardan, kalemini satmış olanlardan geliyor. Yandaşlığa karşılar ama havuz medyasını aratan itibarsızlaştırmak
için yaptıkları algı haberlere imza atmaktan, yalan yazmaktan kaçınmıyorlar. İyi ki böyle yapıyorlar. Belediye ile ilgili daha çok araştırmaya dayalı haber yapmamıza katkıda bulunuyorlar. Kendilerine kamuoyunun önünde teşekkür ediyoruz. İyi ki varlar… Sağolsunlar…
Önceki gün Avcılar Belediyesi ile ilgili yaptığımız “Yemeğin içine ne koydunuz?” haberimizle ilgili beslemeler hemen harekete geçiyor. “Anamız hakkında olumsuz haber yaparsınız ha…”
Ne beslemelerin çakma haberlerinden, ne bizleri itibarsızlaştırmak için masa başı haberlerinden korkarız. Ne de yaptığımız işten bir adım geri
atarız.
Bilesiniz ki, ne sizin ahlaksız haberlerinizden, ne iktidar sahiplerinin tehditçilerinin sağda solda ulamalarından dolayı bir adım geri adım atarız. Aksine daha sağlam adımlar atarız.
Alıştık, bu tür saldırılara… Bunlar bizim ne kadar doğru yaptığımızı gösteriyor.
***
Kiminle ilgili haber yapıyorsak, birbirine benzeyen beslemeler ortaya çıkıyor.
Havuz medyasının muhalefeti hergün yazdığı, candaş medyanın iktidarı hergün yazdığı yerde biz suistimalleri hergün yazdığımızda kıyamet kopuyor. “Onları yazmıyorsunuz, bizi yazıyorsunuz… Bize kastınız var…” Aynı şeyi AK Partilisi de, CHP’lisi de söylüyor.
Birbirlerine benziyorlar. Abonelikleri iptal ediyorlar, ilanı kesiyorlar. Alıştık bu tür saldırılara… Kimi yerlerde onlara bırakmadan biz aboneleri iptal ediyoruz. Zahmetten kurtarıyoruz bu adamcıkları…
***
Anasının suistimallerini, adrese teslim ihalelerini, kurduğu ihale çarkını, dönen trilyonları yazıyoruz, yanıt anasının adamcık, kalemini satmış oğulcuklarından geliyor.
Bu oğullarından biri de devrimci, sosyalist… Hem de devrimci bir ahlaka sahip(!)
Bölgemizde en çok gelecek vaat eden gazetecilerden biri olmasına rağmen, çamurlaşıverdi.
Kendisi için üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimden… Abisinin yanaşmalığa soyunmasından dolayı kalemini satıverdi, yazık.
Avcılar Belediyesi’nde sendika üyesi oldu diye taşeron işçileri işten atılıyor ancak görmüyorlar. Kör olmuşlar… Üç maymunu oynamaktan çok mutlular… Devrimcilikten, solculuktan hemen istifa ediveriyorlar, anasının çocukları…
***
Bölgemizde bunlara benzeyenler, nedense büyük, küçük yandaş ve candaş medyanın kirli kalemlerini aratmıyorlar.
Yandaşlığa karşılar ama candaşlığın kağıttan kaleleri gibiler…
***
Ne zaman anaları ile ilgili kuşkulu ihale dosyalarını, adrese teslim ihaleleri, şüpheyle karşılanan ihaleleri yayınlasak anasının adamcıklarından, oğulcuklarından, maaşlı trollerinden yanıt geliyor.
Masa başında yazdıkları haberlerle itibarsızlaştırma, özel algı yayınları yapıyorlar.
Bir kez daha yazalım.
Sizin masa başında hazırladığınız yayınlarınız, kirli algılarınız bizi yolumuzdan bir adım geri attırmaz. Bizden de bir şey kaybettirmez. Yazdıklarınız gururumuz olur. Haklılığımızı, doğru yaptığımızı ortaya koyar.
Ve analarınızla, abilerinizle, amcalarınızla ilgili daha çok araştırmaya dayalı, daha ayrıntılı, belgeli ve bilgili haberlere imza atmamıza, yorumlar yapmamıza neden olur.
Aynen dün yaptığımız gibi.
***
Bir hatırlatma yapayım size.
Siz olmasaydınız bugüne kadar ananızla ilgili o kadar çok haber ve yoruma imza atamazdık.
Size özel bir teşekkür borçluyuz.
Çünkü bugün ananızla ilgili yaptığımız her habere dolaylı olarak katkı sunuyorsunuz.
Aynen dün yaptığınız gibi. Ve yarın yapacağınız gibi… Her yaptığınız haberden sonra daha çok belge tarafıma geliyor. Aynen bugün yayınlayacağımız haber gibi.
İyi ki varsınız çocuklar, iyi ki kirli algılar yapıyorsunuz. İyi ki ananınızı korumak için masa başı haberlere imza atıyorsunuz. Allah size daha çok uzun ömür versin.
Bekleyin daha çok kirli algı haberlere imza atacaksınız. Çünkü biz daha çok haber yapacağız.
Devrimci, solcu, sosyalist kimliklerinizle adamcık olmaya, yandaş kalemleri gibi itibarsız kalemler olmaya devam edeceksiniz.
***
Ve ne hazindir, haksız zenginleşenlerin kapı kulları olmak.
Ne hazindir, iktidarların kirli silahşörleri olmak.
Ne hazindir, iktidarların kırıntılarından faydalanabilmek için kişiliğini ve değerlerini satmak…
***
Bizim bu tür adamcıklar için yapacağımız tek şey şudur. Kenarında dönüp durdukları bok çukurundan, bir daha hiç çıkamasınlar diye küçücük katkılar yapmaktır.
Unutmadan hatırlatalım ve bir kenara yazılsın: Tüm iktidarların satılık kalemleri ve yandaşları gibi geri gelmemek üzere babalarıyla, analarıyla, abileriyle beraber gidecekler.
Ne haksız edinilmiş servetlerin sahipleri ne de burunlarından kıl aldırmayan, güç zehirlenmesine düşmüş iktidarların sahipleri kaybettiklerinde; kırıntılarından nemalanan troller, kişiliklerini satan kalemşörler bir köşede pespayeye dönüşecekler.
Hani söylediklerimiz, yazdıklarımız belki size katkısı olur, arınırsınız… Belki yol yakınken, sattığınız kişiliklerinizi özgürleştirirsiniz…
Ne bu utanmazlığınız, ne bu ahlaksızlığınız, ne bu kibiriniz?
Ne bu pespayelik, bu rezillik, bu ahlaksızlık, bu utanmazlık…
Dindar, muhafazakar olduğunu iddia edenler, kendisini dürüstlük timsali sayan, solcu olduğu için namuslu, ahlaklı sayan ve doğal olarak; “solcular, devrimciler, sosyal demokratlar yolsuzluk, usulsüzlük yapmaz, rüşvet almaz” ahlakıyla yetişmiş olan, bunlarla kendilerini kandıran kimi zavallılar iyice zıvanadan çıktılar.
Muhafazakar, solcu, liberal, milliyetçi ve bilmem neci hepsinin ortak bir noktası var. “Devletin malı deniz yemeyen domuz” sözünü tersten hayata geçiriyorlar. Ve domuz olmamak için hep beraber yiyorlar. Sonra da birbirlerini suçlama yarışına giriyorlar.
Hepsinin taraftarları da, müritleri de ağababalarını savunmaya geçiyorlar.
“Bizimkiler böyle şeyler yapmazlar. Yalan söylüyorsunuz. İftira atıyorsunuz. Ötekinin yolsuzluğunu görmüyor, bizimkileri itibarsızlaştırmak için haber yapıyor, yorumlar yazıyorsunuz” diye karşı kampanya başlatıyorlar.
Domuz olmamak için yiyorlar, çalıyorlar
İktidarda olan herkes, “Devletin malı deniz yemeyen domuz” sözünü tersinden hayata geçiren, domuz olmamak rüşveti, yolsuzluğu yaşam biçimi yapmış olanların beslemeleri, trolleri saldırı başlatıyorlar.
Bunların kimileri açık açık kimlikleriyle, kimileri ise sahte kimliklerle bunu yapıyorlar.
Bunların işleri güçleri ağababalarını, beslendikleri merkezleri korumak…
İftira atmak, yalan söylemek, itibarsızlaştırmak için her türlü alavere dalavere çevirmek, bunların ortak karakterleri…
Ne kadar çok besleme, o kadar çok yolsuzluk
Ekonomide dünyada ilk 20’de olan, insani gelişmişlik açısından dünyada 72., yolsuzluk açısından dünyada 64. sırada olan ülkem…
Yüzde 99’u müslüman, yüzde 70’inden fazlası muhafazakar olan ülkem…
Siyasetin doğal olarak iktidar için yapıldığı, iktidar olamayanların kıymeti harbiyesi olmadığı ve doğal olarak iktidar olunca, yandaş ve candaşların beslendiği, iktidarda kalabilmek için daha çok beslendiği, ne kadar çok besleme o kadar çok iktidarda kalmanın anahtarı besleme katsayısının yüksekliği olan ülkem…
Sonrasında ise çürüme ile beraber iktidarların tepetaklak olduğu ülkem…
Herkesin yaptığının yanına kar kaldığı ülkem…
İnanan sıradan insanların hesabı ahiterete bıraktığı, inanan önemli adamların büyük büyük götürenlerinde ahirette hesap vermeyeceğine inandığı ülkem…
Son söz: Yine tarihin en çok umre ziyaretinin son 15 yılda yapıldığı ülkem… Zenginleşen ancak aynı zamanda yolsuzluğun, kayırmanın rüşvetin de büyüdüğü