Kaldırımlar Yürünecek Hale Geldi
Bandırma Sakatlar Derneği Başkanı Ömer Özkan şikayet ediyor; “Kaldırımlarda rahatlıkla yürüyemiyoruz” diye...
Neden? Çünkü, en işlek kaldırımlar seyyar satıcılar ve esnaf tarafından işgal edilmiş, her bir santimetrekaresi sanki babalarından miras kalmış gibi doldurulmuştu.
Oysa ki, bizler zannediyorduk ki kaldırımlar vatandaşların rahatlıkla yürüyebilmesi için yapılmış yerlerdi.
Ancak, o tabii ki insana saygının olduğu kentler için geçerli geçerli bir durum olduğu için Bandırma’da söz konusu bile olamazdı.
Yıllar yılı bunu dile getirdik. Bıkmadan usanmadan.
Hatta ve hatta, zabıtaların neden bu işgale göz yumduğunu aleni bir şekilde yazdığımızda, ellerinde gazete ile seyyar satıcılara gidip bizleri şikayet ettiklerini bile bile!..
“Bakın sizlerin ekmeği ile oynayan bunlar!..” diye-rek, karşı intikam alma duyguları hissede hissede yine de işin üzerine gitmeyi sürdürdük.
Biliyorduk ki, bu kaldırımlar asıl Bandırmalıların malıydı ve onların ödedikleri vergilerle yapılıyordu.
Ancak, buraları işgal eden ve “ekmek parası” acındırmasıyla, tezgah açanların esiri olmamak gerekiyordu. Tabii bunu engelleyecek kolluk gücü de belediyenin zabıta birimi oluyordu.
Ve defalarca zabıtanın görevini yapmadığını, bu işgalcilere prim verdiğini, göz yumduğunu dile getirdik. Biliyorduk ki, vatandaş da bundan büyük bir sıkıntı çekiyordu.
Madem ki belediye vatandaşına hizmet etmek için oluşturulmuş bir kurumdu ve vatandaşı da kaldı-rımda yürümekte zorlanıyordu, o takdirde gereğini yerine getirmeliydi.
Yoksa, bizim o caddede ya da kaldırımda ne bir dükkanımız ne de gelir elde edebileceğimiz bir karışlık yerimiz vardı.
Hatta yolumuz bile oradan çok sık geçmiyordu. Ama vatandaşın sıkıntılarını ve şikayetlerini de dile getirmek bizim en başlıca görevlerimizden biriydi.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde hareket ederek, sonunda başta İnönü caddesinin kaldırımlarının yürünebilecek bir hale getirilebildiğini görmenin de mutluluğu yaşıyoruz.
Her ne kadar rahatları kaçan seyyar satıcılar bütün bu olan bitenleri bizden bilseler de... Her ne kadar onları bize karşı dolduranlar olsa da, vatandaşın rahat bir şekilde yürüdüğünü görmek gerçekten çok güzel bir duygu.
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi sakatların en büyük sıkıntısı İnönü caddesinin kaldırımlarında yürüyememek. Hem kalabalıktan, hem de işgalden.
Diyorlar ki; “Mecbur kalıyoruz, yola iniyoruz. Çünkü kaldırımda adım atacak yer yoktu. Ancak, yoldan da vızır vızır araçlar geçiyor. Kimi park etmek için hemen arkanıza geliyor ve kornaya basıyor. Sağlıklı bir insan gibi bizim bir sıçrayışta tekrar kaldırıma çıkma şansımız yok ki... Ama ne sürücü bizim bu engelimizi göz önüne alıyor ne de kaldırımdaki seyyar satıcı... Şimdi kaldırımlar seyyar satıcılardan temizlendi de, artık rahatlıkla yürüyebiliyoruz...”
İşte büyük bir güzellik. Onların ettikleri dualar bile yeter. İnşallah, devamı gelir de, hep öyle kalır.
Bizzat şahit oldum. Adam seyyar satıcının tezgahına dokundu diye neredeyse dayak yiyecekti. “Yuh ayı... Önüne baksana. Babanın tarlasında mı yürüyorsun!..” diye işittiği hakareti de yutmak zorunda kaldı. Çünkü tekti ve karşısında birkaç kişi vardı.
Böylesine sahiplenilmiş ve kurtarılmış bölgeyi temiz-ledikleri için belediyeyi kutlamak gerekir.
Umarım diğer işgal altındaki yerler de kurtarılır ve her zaman vatandaşın hizmetinde olur. İnşallah.